- Haberler
- Annesine aşırı bağımlı çocuk okula gitmek istemiyor
Annesine aşırı bağımlı çocuk okula gitmek istemiyor
Okula başlayan 4-7 yaş arasındaki çocukların %2'sinde ortaya çıkan ayrılma anksiyetesi bozukluğu, en az dört hafta...
Okula başlayan 4-7 yaş arasındaki çocukların %2’sinde ortaya çıkan ayrılma anksiyetesi bozukluğu, en az dört hafta boyunca devam ediyor. Annesinden ayrılacağı için ortaya çıkan kaygının bir sonucu olan bu durum; çocukta çarpıntı, nefes darlığı, bulantı ve idrar kaçırma gibi sorunlara yol açıyor. Uzun süren ağlama nöbetleriyle kendini gösteren bu psikolojik sorun için uygun terapi tekniklerinin kullanılması gerekiyor. Psikiyatri bölümünden Yardımcı Doçent Doktor Şaban Karayağız, okula başlayacak çocuklarda ortaya çıkan ayrılma anksiyetesi bozukluğuyla ilgili bilgi verdi.
Çocuğa güven aşılanmazsa gelişim sağlıklı olmaz
Karayağız, ”Ebeveynlerin tutum ve davranışları ile sosyal çevre, çocukların karakterlerinin oluşmasında etkilidir. Çocuğuna aşırı düşkün, ona sorumluluk vermeyen, onu sınırlayan ve sürekli uyaran, çocuğuna güven aşılamayan ya da psikolojik sorunları olan anne-babalar, çocuklarının gelişim aşamasını sağlıklı bir şekilde atlatamamaktadır. Bu tip ailelerin çocukları, yaşamları boyunca psikolojik sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunların en önemlilerinden biri ayrılma anksiyetesi bozukluğudur. Okula ilk kez başlayacak çocuklarda ortaya çıkan bu sorun beklenenden daha fazla yenilenen kaygıya neden olmaktadır. Çocuk, bağlandığı kişiyi kaybedeceğini ya da başına kötü bir şeyler geleceğini düşünerek aşırı derecede kaygılanır. Bu tür çocukların kaygı nedeniyle okul ya da başka bir yere annesiz gitmek istemediği görülmektedir” dedi.
Aşırı korumacı davranış çocuğu olumsuz etkiler
Karayağız, ayrılma anksiyetesi bozukluğunun ortaya çıkmasında annenin psikolojik durumunun da önemli olduğunu dile getirerek, ”Özellikle çalışan annelerin bir bölümü, okul çağı öncesinde çocuklarını bakıcıya ya da aile bireylerinden birine bıraktığında suçluluk düşüncesine kapılmaktadır. Suçluluk düşüncesi nedeniyle bazı anneler anormal derecede çocuğa bağımlı hale gelmektedir. Bu bağımlılık sonucunda ortaya çıkan aşırı korumacılık çocuğun psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Yani aşırı korumacı ve bağımlı annelerin çocukları da anneye karşı anormal derecede bağımlı olmaktadır. Genetik, çevresel ve sosyal faktörler nedeniyle annede ortaya çıkan kaygıya bağlı psikolojik sorunların çocukta da çıkma ihtimali yükselmektedir. Ayrılma anksiyetesi bozukluğu olan çocukların annelerinde kaygı ve depresif bozukluklar sıkça görülebilmektedir. Sonuç olarak ilk temel ilişki olan anne ve çocuk arasındaki ilişkide ortaya çıkan yetersizlik ve aksamalar bağlanmayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ayrılma anksiyetesi bozukluğu nedeniyle okula gitmek istemeyen çocukların uygun terapi teknikleri ile kaygılarının minimum seviyeye indirilmesi gerekmektedir. Tamamen düzeltilemeyen ve bastırılan kaygı çocukların ileriki hayatlarında farklı psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Yetişkinlerin psikolojik sorunlarının oluşmasında çocukluk ve ergenlik dönemindeki travmatik olayların etkisinin bulunduğu artık kabul edilir bir gerçek haline gelmiştir” şeklinde konuştu.
Ece Köseoğlu