Zümrüdü Anka (Simurg) Efsanesi:
Tanrı'nın her birimize biçtiği bir ömür vardır. Yaş aldıkça 'Keşke gelmeseydim' dediğimiz zamanların, 'İyi ki doğmuşum'...
Tanrı'nın her birimize biçtiği bir ömür vardır. Yaş aldıkça 'Keşke gelmeseydim' dediğimiz zamanların, 'İyi ki doğmuşum' dediğimiz zamanlara oranıdır mutluluğumuz… Ama her ne olursa olsun, defalarca, defalarca ve defalarca ayağa kalkıp defalarca yeniden başlamaktır en büyük GÜÇ. Çünkü nefes aldığımız sürece herkes her şeyimizi alıp gidebilir; Sevgimizi, umutlarımızı, hayallerimizi, paramızı ve dahi bağlantılı belki de birçok şeyi… Ancak tekrar başlama azmimizi biz zayıflık gösterip izin vermediğimiz sürece kimse elimizden alamaz ve işte GERÇEK GÜÇ asıl budur. Ve sadece de BİZE aittir.
Ve evet bir daha ve bir daha ve bir daha, ta ki kendimizi en iyi hissedeceğimiz ana kadar ve bir daha. Unutmamamız gereken tek şey; asıl GÜÇ, aynadaki gördüğümüzde saklıdır. İşte bu yüzdendir ki, Zümrüdü Anka Kuşu, bazılarınız gibi benim de sembolümdür!
Gelelim efsanemize;
Simurg; çoğumuzca bildiğimiz üzere yeniden dirilişin ve küllerinden doğmanın sembolü bir kuştur.
Rivayet odur ki kuşların hükümdarı olarak kabul edilen Simurg (Zümrüdü Anka), Bilge ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Özelliği, gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak ölmesi sonrasında kendi küllerinden yeniden dirilmesidir.
Kuşlar dünyasında bir şeyler ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler, onun gelip kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. Bir gün Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler, Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerindeki Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya ulaşmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş… Kuşlar, hep birlikte göğe uçmaya başlamışlar;
İSTEĞİ ve SABRI az olanlar YOLDAN DÖNMÜŞ,
YORULANLAR ve DÜŞENLER OLMUŞ,
Kuşlar arasında ilk olarak bülbül, güle olan aşkını öne sürerek geri dönmüş. Bülbülün arkasından papağan, güzel tüylerini bahane etmiş ve evine dönmüş. Kartal yükseklerdeki krallığını, balıkçıl kuşu bataklığını özlemiş, baykuş yıkıntılarını bahane ederken yolculuğa çıkan kuşların sayısı yedi vadi üzerinde uçtukça giderek azalmış. Kaf Dağı'na sadece 30 kuş ulaşabilmiş.
Sonra anlamışlar ki, işin sırrı sözcükte! Farsça Si /30, Murg/ Kuş. Yani onların hepsi Simurg, her biri Simurg' muş, 30 kuş anlamışlar ki asıl kurtarıcı kendileriymiş ve EN GERÇEK YOLCULUK, KENDİNE YAPILAN YOLCULUK'muş.
Ve yedi dipsiz vadi,
- İstek
- Aşk
- Marifet
- İstisna
- Tevhid
- Hayret ve
- Yokluk vadileriymiş.
Küllerinden yeniden doğan Zümrüdü Anka Kuşu, ateşle hayat bulmasıyla günümüzde birçok kültürde 'doğuşun' ve 'yeniden hayat bulmanın', 'Küllerinden doğma' ve 'diriliş' ifadelerinin sembolüdür. (Bu efsanede adı geçen yedi vadiyi irdelemenizi isterim)
*************
PAINLESS NIGHT GLU ' ya devam…
Bırakın insanlar sizin yaptıklarınıza inanmasın, bırakın en yakınlarınız bile yaşadıklarınızı görmezden gelsin! Unutmayınız ki kendinize olan inancınız ve sevginiz sizi ayakta tutan yegane değerlerinizdir. Ve ne yaparsanız yapın, inançla ve sevgiyle yapın. İşte o vakit defalarca da düşseniz yine dirilecek bir şeyleriniz kalacaktır.
Peki! Sağlığımız el vermediğinde, nasıl gerektiğinde Zümrüdü Anka olabiliriz ki? [Sağlığınıza sadece kendiniz sahip çıkabilirsiniz!]
İşte en baştan beri söylediğim buydu; önce kendi gücünüzün farkındalığına ulaşın, sonra zaten sizi ayakta tutacak ve nefes aldığınız sürece tecrübelerinizi paylaşacak sağlığa ve yaşam kalitesine zaten sahip olacaksınızdır.
Sağlığınız yerinde olsun ya da olmasın hayata tutunmanızda size destek olacak PAINLESS NIGHT GLU'nun bir gün herkes farkında olacak.
Neden mi?
Belirtilen medikal bandı vücudumuza taktığımız andan itibaren hastalığa sebebiyet veren bozuk dolaşım varsa orayı bulur ve tamir eder. Sorun ortadan kalktığında da vücut kendi kendini yenileyerek iyileşme sürecine girer. Bu esnada tansiyonu dengeler, şekeri dengeler, her türlü ağrılarınız azalır / kesilir, bağışıklık güçlenir, kan dolaşımı düzene girer, metabolizmayı düzen sokar, hücreleri yeniler ve en önemlisi de iki üç kat enerji ve güç vererek vücudumuzu dengede tutar (Bir önceki yazımda bunu net anlatmıştım) diye özetlemek sanırım yetecektir!
Ve şunu iyi bilmemiz gerekir ki dünyada sağlık alanında enjeksiyondan sonra EN ETKİLİ YOL, TTS Dalga Teknolojisi ile üretilen bantların kullanılmasıdır.
Daha fazla bilgiyi süreç içerisinde size aktaracağım ancak her zaman üzerinde durduğum gibi, lütfen araştırınız ya da bana ulaşınız… Her şekilde sorularınıza yanıt bulacaksınızdır.
…dedikten sonra bugünlük de bu kadar diyelim…
Yarın yine görüşmek ve kaldığımız yerden devam etmek üzere, hoşça ve sağlıkla kalın inşallah…
Sevgiler…