ZENCEFİL

Son yıllarda bitkisel ilaçlara olan ilgi nedeniyle tıbbi bitkiler giderek artan bir önem kazanmıştır. Bilindiği gibi...

Son yıllarda bitkisel ilaçlara olan ilgi nedeniyle tıbbi bitkiler giderek artan bir önem kazanmıştır. Bilindiği gibi tıbbi bitkilerin tarihteki ve halk arasındaki kullanımlarından yola çıkılarak önce bioaktiviteleri ve daha sonrada fitokimyasal analizleri yapılmaktadır. Halk arasında da tıbbi bitkilerin kullanımı giderek artmaktadır. Böylece tıbbi bitkilere artan talep, bitkilerin kültüre alınmasıyla karşılanabilecektir. Bu bitkilerden biriside, çok eski çağlardan günümüze kadar tedavide kullanılan zencefildir.

Zencefil (Zingiber officinale), zencefilgiller familyasından bir metreye kadar boylanabilen, ince-uzun yapraklı, sarı-kırmızı renklerde çiçekler açan, kök yumruları baharat ve ilaç olarak kullanılan, çok yıllık bir bitkidir. Dış görünüş olarak yerelması ile aynıdır.

Zencefil bitkisinin şekilsiz, parçalar halinde bulunan soyulmuş ya da soyulmamış haldeki kurutulmuş kökleri ya da bunların öğütülmüş hali kullanılan kısımdır.

Zencefil kökünün bileşiminde önemli etken maddeler var. Taze zencefil etken madde bakımından daha zengin; % 80 su, % 2 protein, % 1 yağ, % 12 nişasta, kalsiyum, fosfor, demir, B ve C vitamini içeriyor. Kuru zencefilde su oranı % 10'dur. Baharat olarak kullanılabilecek 1 çay kaşığı zencefilde besin içeriği mangan hariç ihmal edilebilecek düzeydedir. Bu miktarda zencefil günlük mangan gereksinimin %79'unu karşılar.

Zencefilin ana biyoaktif bileşenlerinin -gingerol (6G), 8-gingerol (8G), 10- gingerol (10G), and 6-shogaol (6S) olduğu belirtilmiştir . Bu bileşikler farklı çalışmalarda antioksidan, anti-inflamatuar, antiemetik, antikarsinojenik ve gastroprotektif özellikler gösterdikleri öne sürülmüş olan fitokimyasallardır.

Eski dönemlerden beri dünyanın farklı bölgelerinde dejeneratif (artirit, romatizma), sindirim sistemi (hazımsızlık, kabızlık ve ülser), kardiyovasküler (aterosklerozi hipertansiyon), kusma, diyabet ve kanser gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antimikrobiyal potansiyele sahiptir. Aynı zamanda yaşlanma sürecini kontrol etmek gibi anti-inflamatuar ve anti-oksidatif özellikleri vardır. Özellikle zencefilin gastrointestinal sistem üzerinde oldukça yararlı etkilerinin olduğu bilinmektedir.

Yani zencefil, iştah açıcı, antiseptik, midevi, gaz söktürücü, sindirimi düzenleyici, solunum yollarını açıcı ve toksin atıcı etkilerinden söz edilmektedir. Bunun yanında kan damarlarını açtığı, terleme ve sıcaklık yaptığı, kalbi canlandırdığı ifade edilir. Glisemik kontrolü sağlamakta etkilidir.

Güncel araştırmalar zencefil özellikle prostat, meme, kolon, pankreas, ovaryum, sindirim sistemi gibi kanser türlerine olumlu yanıt verdiğini söylemektedir. Amerikan kanser derneğine göre, Zencefil tümörlerin gelişimini önleyici olarak kanser tedavisinde önerilmesine rağmen bu yönde bilimsel kanıtlar sunulamamış, bazı hayvan deneylerinde bu yönde bulgular olmasına rağmen zencefilin kanser oluşumunu önlemedeki mekanizmaları tam olarak aydınlatılamamıştır.

Zencefil 'in tarihteki kullanımı, modem terapötik uygulamasını desteklemektedir. Yapılan klinik ve fitokimyasal çalışmalarda bu kullanımı doğrulamakta olup zencefilin güvenli ve etkili bir ilaç olduğunu göstermektedir.

http://kanser.gov.tr/kanser/kanser-beslenme/272-zencefil-ca.html#sthash.CqMKbZ67.dpuf

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1273/14665.pdf

https://tr.wikipedia.org/wiki/Zencefil

http://www.formeo.com.tr/makale/sagligina-dost-zencefil

Bakmadan Geçme