YUNUS EMRE

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) aldığı bir kararla, Hacı Bektaş Veli'nin vefatının 750....

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) aldığı bir kararla, Hacı Bektaş Veli'nin vefatının 750. Yıl dönümü, Yunus Emre'nin vefatının 700. Yıldönümü ve Ahi Evran'ının doğumunun 850.yıldönümü nedeniyle, 2021 yılını bu isimleri anma yılı ilan etmiştir. Bu karar ulusumuz için gurur verici, onurlandırıcı bir karardır. Çünkü 'Yunus Emre', 'Hacı Bektaş Veli' ve 'Ahi Evran' , Türk halkının sevdiği, saydığı, sevgiyi, hoşgörüyü, dayanışmayı bizlere öğreten örnek ve özel kişilerdir.

Ancak, her konuda ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi adet haline getiren yöneticilerimiz, 29 Ocak günü yayınlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesinde; 'Yunus Emre'nin vefatının 700. yılı olması nedeniyle 2021 yılının UNESCO tarafından anma ve kutlama programına alındığını belirterek, 2021 yılının yurt içinde ve yurt dışındaki temsilciliklerimizde 'Bizim Yunus' adıyla anılmasını istemiştir. Açıkça UNESCO'nun anma programına aldığı üç düşünce insanından sadece Yunus Emre'yi alarak diğerlerini görmezlikten gelmiştir. Bu UNESCO'ya yapılan bir saygısızlık olduğu gibi Yunus Emre felsefesine de ters düşmüştür.

Genelgeye Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celal Fırat tepki göstermiştir. Fırat yaptığı yazılı açıklamada UNESCO'nun Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran için karar aldığını, Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran'ın görmezden gelindiğini, bu anlayışın Yunus Emre felsefesine ters düştüğünü belirtip 'Yunus felsefesi Aleviliktir, sevgisizliği, öfkeyi, ret etmeyi, yok saymayı kabul etmez' demiştir.

Bildiğiniz gibi, Yunus Emre Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde M.S.1238 yılında doğan tasavvuf ve halk ozanımızdır. Yaşamının büyük bir kısmını Hacı Bektaş Veli tarafından gönderildiği Ankara Nallıhan ilçesinde bulunan Alevi-Bektaşi inanç merkezi olan Taptuk Emre derghında geçirmiştir. Türkçe'yi en yalın şekilde kullanarak şiirlerini yazmıştır. Hacı Bektaş Veli de M.S 1209 yılında İran'ın doğusunda Horasan' da doğmuştur. Moğol istilasından sonra Anadolu'ya geçerek Nevşehir'in Hacıbektaş olarak bilinen bölgesine yerleşmiş, burada kurduğu derghta Anadolu Aleviliğinin ve Bektaşiliğinin gelişmesine önemli katkılar koymuştur. Ahi Evran ise,1171 yılında Azerbaycan' da doğmuştur. Ahmet Yesevi'nin öğrencileri ile sohbetlerde bulunmuştur. Alevi-Bektaşi inancını etkileyen isimlerden biridir.

UNESCO ve Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile 2021 yılı Yunus Emre'yi anma yılı ilan edilince Anadolu'da birçok Üniversitede ve okularda Yunus Emre, düzenlenen açık oturumlar, panellerle anılmış, adına şiir ve müzik dinletileri düzenlenmiştir. Ankara Devlet Tiyatrosu tek kişilik ve tek perdelik 'Bizim Yunus' adlı oyunu sahneye koyarak Yunus Emre'yi ve felsefesini anlatmaya çalışmıştır.

Yazar Ayşe Aysel Solmaz 'Yunus Emre ve Uluborlu' adlı 356 sayfalık eseriyle Yunus Emre yılına katkıda bulunmuştur. Kitapta Yunus Emre'nin felsefesi, şiirleri ve bir dönem yaşadığı Uluborlu belgeleri ile okuyucuya sunulmaktadır. Sağ olsun bu güzel eserden bir tane de imzalayarak bana göndermiş. Çok yararlandım. Yunus Emre'yi merak eden, onun sevgi ve hoşgörüye dayanan felsefesini benimseyen herkesin bu kitabı okumasını öneriyorum. Kitapta yayınlanan Yunus Emre'nin güzel bir şiiri ile yazımı noktalamak istiyorum.

Çiçeklerle hoş geçin balı incitme gönül, bir küçük meyve için dalı incitme gönül.

Mevla verince azma, geri alınca kızma, tüten ocağı bozma külü incitme gönül.

Dokunu gayretine, karışma hikmetine, sahibi hürmetine, kulu incitme gönül.

Sevmekten geri kalma, ol yıkan olma, sevene diken olma, gülü incitme gönül.

 

Bakmadan Geçme