YEREL BASIN VE RADYO

'Zehretme bana hayatı cananım elemlerle dolu benim her anım…'' Rahmetli Zeki Müren'in sesinden dinleyince kolum kanadım...

'Zehretme bana hayatı cananım; elemlerle dolu benim her anım…''

Rahmetli Zeki Müren'in sesinden dinleyince kolum kanadım kırılır, tam bir travma yaşarım. Bu şarkıyı dinleyip de herkes kendince demlenir de ben kafayı fazlasıyla Ödemiş'e takmış durumdayım. Bu sefer meraklanmayın. Yollardan, asfaltlardan bahsetmeyeceğim. Ödemiş yerel basın medyasından biraz konuşmak istiyorum. Yerel basınımıza zehretmeyin bana, Ödemiş'i bakın elemlerle kafayı ekmek arası yapıp ayıptır söylemesi yemelerdeyim desem, bir soluk alıp beni dinler misiniz?

Gazete, basın-medya yerel olunca her şey daha kolay, güllük gülistanlık gibi zannediliyor ama sanıldığının aksine normalinden çok daha fazla yıpratıcı, dilim varmıyor ama nankör olabiliyor. Bizlerin amacı birbirimizle yarış yapmak, birimizin ayağının tökezlenmesini fırsat bilip öne geçme olmamalıdır. Ben Ödemiş'e ve Küçük Menderes Havzası'na hizmet eden herkesi gönülden tebrik ediyor, bir kuyruk oluşturuluyorsa o kuyruğun en arkasında olmaktan da çok mutlu olabilirim. Çünkü amaç hayır dua alıp birkaç dakikalığına da olsa hayatın toplumun nabzını birlikte paylaşabilmektir.

Ben önce kendi gazetemin yazarlarının hepsinin bir okuru ve öğrencisiyim. Hepsine huzurunuzda teşekkür ediyorum. Yazıları yeşil ya da sarı kalemle okur, yerince farklı kelimelerin, kurulan cümlelerin altını çizerim. Lakin sadece kendi gazetemizi değil bu toprağa hizmet eden diğer yerel gazete ve dergileri de fırsat buldukça alalım takip edelim. Yerel radyo ile de bağımızı koparmayalım. Muhabirler arasındaki sevgi hürmet ne kadar fazla olursa hizmet de en az o kadar kaliteli olur. Bu konuda bizlere de vazife düşüyor, gerek yazılarımızla gerek konuşmalarımızla birlikteliği sağlamak için yol gösterici olmalıyız.

Kent Gazetesi'nde geçen Ali Hoca çok güzel bir noktaya değinmişti. Hümeze Suresi'ni örnek vererek, dedikodu etmenin, laf taşımanın ne kadar yanlış ve kul hakkına girmek olduğunu anlatmıştı.

Rakip gazete olarak görüp Kent Gazetesi'ni okumayalım mı? Hayır, rakip değiliz. Birbirimizi desteklemeli farklılıklarımızdan beslenmeliyiz.

Geçenlerde Cephe Gazetesi'nden Melih Erakyol da 'Nerede erkek hakları duyun bu feryadları' diye bir yazı kaleme almış. Ben okuyunca şunu itiraf edeyim hiç de böyle düşünmemiştim, dedim. Vallahi helal olsun, tebrik ediyorum. Cephe Gazetesi de rakibimiz değil, çünkü yerel bir gazete, bizlere hepimize hizmet için var.

Kent Gazetesi'nin köşe yazarı Türkan Can'ın yerel radyo Radyo Remix'te 16 Mart itibariyle on beş günde bir Rasih Bozulu'nun konuğu olacağını öğrenince bizlere kolaylık dilemek düşüyor. Emek veren, hizmet eden kim olursa olsun sevgili okurlarımız, sevgili Ödemişliler, sevgili Küçük Menderes Havzası sakinleri destek olmalıyız.

Zaman kardeşlik zamanıdır. Yerel Güç Gazetesi'nden yakın zaman önce okuduğum Akıl Hocası'nın fikirlerinin bazılarına katılmasam da keyifle okurum. Yerel Güç Gazetesi, yerel basınımızın hepsi başımızın tacıdır. Mecmua da aynı şekilde desteklenmeyi hak ediyor.

Yazarlar, çizerler ve muhabirlerimiz, kısacası bir gazetenin var olması için emek veren her birimiz diğerine muhtacız. Fikirlerimiz, inançlarımız farklı olabilir normaldir, ancak hedefimiz aynı, okurlarımıza elimizden geldiğince hizmet edebilmektir. Bu hizmet aşkı öyle bir şey ki; başka hiçbir aşka benzemiyor. Allah gayretimizi emeklerimizi boşa çıkarmasın, bizler de kardeşçe birbirimizi destekleyerek büyüyelim. Bu vesile ile editörümüz İsmail Atahan Bey'in Kiraz'dan Selçuk'a Küçük Menderes'in sesi olmayı hedefleyen günlük siyasi gazete olan Doğuş Gazetesi, 13 Mart günü okuyucularına merhaba diyecek; şimdiden başarılar diliyorum.

Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz olalım. Acıları ve mutlulukları paylaşabilelim ki hayata veda ederken de elimden geleni yaptım, şimdi ey Allah'ım sana gelebilirim demeye yüzümüz olsun.

Bakmadan Geçme