Yeniden Kuva-yı Milliye ruhu

Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıktığında ülkedeki durumu şöyle özetler: Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu içinde bulunduğu...

Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıktığında ülkedeki durumu şöyle özetler: Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu içinde bulunduğu devletlerle birlikte yenilmiş, ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış, ordunun silahları elinden alınmış, yabancı devletler ülkeyi her bir yandan işgal etmeye başlamış… Ülkeyi bu hale getiren İstanbul hükümeti ve padişah, kendilerini ve saltanatlarını kurtarmanın peşine düşmüşler. Halk yorgun, bitkin ve perişan…

Mustafa Kemal ve arkadaşları, Samsun'a çıktıklarında Anadolu'nun hali bu idi. Amasya, Erzurum ve Sivas kongrelerinde halkın görüşleri alındı. Esaret, kabul edilemezdi. Ülke topraklarını işgalci güçlerden kurtarmaktan başka çare yoktu. Bu amaçla milli güçler birleştirilmeli, emperyalist işgalci güçler topraklarımızdan atılıncaya kadar mücadeleye devam edilmeliydi.

Bu amaçla işgalden zarar gören, inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun tüm Anadolu halkı birleşti. 'Kuva-yı Milliye' adı verilen bu güç önce kurtuluşu, sonra da kuruluşu gerçekleştirerek genç Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Cumhuriyet hükümetleri, kısa sürede eğitimden ekonomiye, iç politikadan dış politikaya kadar çok önemli işler yaparak dünya çapında saygınlık ve başarı kazandı.

Aradan bunca zaman geçtikten sonra ülkemiz, bu sefer de izlenen yanlış politikalar sonucu yeni sömürgeciliğin işgali altına sokuldu. İç ve dış borçlarımız, altından kalkılmaz bir hal aldı. Üretim, ihracat azaldı. Ülke, her alanda dışa bağımlı hale geldi. Tarımda dünyada kendi kendine yeten ülkelerin başında yer alırken arpadan samana, kurbanlık koyundan sığır etine kadar her şeyi ithal eder hale geldi. Sanayi ürünlerinde Avrupa'nın, Amerika'nın, Çin'in ve diğer yabancı ülkelerin açık pazarı haline geldi.

Dış politikaya baktığımızda da durum hiç iç açıcı değil. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Birleşmiş Milletler'in ana ilkesi olan ve barış içinde bir arada yaşamayı amaçlayan 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' ilkesi terk edildi. Tüm komşu ülkelerle dostluğumuz bozuldu. Hiç gerek yokken Amerika'nın kışkırtmasına gelinerek Suriye topraklarına girildi. Şimdi 'Bu bataklıktan nasıl çıkarız?' diye kara düşünüyoruz. Dış politikada Batı'ya dönük yüzümüzü Doğu'ya, Güney'e çevirdik. Avrupa ülkeleri ile dostluğumuz bozuldu.

İşte ülkemizin bu durumdan sağlıklı bir şekilde kurtulması, yeniden çağdaş uygarlık hedefine ulaşması için yeniden bir ulusal kurtuluş savaşına ihtiyaç oluştu. Bunun için Kuva-yı Milliye ruhunu yeniden oluşturmamız gerekmektedir. Bu da yeni bir anlayış, yeni bir program ve yeni bir iktidarla olabilir.

Saygı ve sevgilerimle.

Bakmadan Geçme