YAZIMI KIŞA DÖNDÜRDÜN

Eskilere göre zemheri başladı mı bilmiyorum. Kırağı yağmış tarlalara uyanıyoruz sabahları. İncecik soğuk bir örtü. Yaprakları...

Eskilere göre zemheri başladı mı bilmiyorum. Kırağı yağmış tarlalara uyanıyoruz sabahları. İncecik soğuk bir örtü. Yaprakları büküyor, çiçekleri solduruyor.

İnsanda daha bir kabuğuna çekilme kendine dönme hissi yaratıyor.

Ayaz iliklerinize dek işliyor. Kış bu. Soğuk da bu.

Kaç zemherilik ömrü vardır ki bir insanın? Elli, atmış, yetmiş belki de seksen.

Pek çok insan hazanda da yaşar zemheriyi yazda da baharda da. Anlaşılmamak, sevilmemek, hoş görülmemek de kırağı çalmış bir dala dokunmak, bir kayaya yaslanmak değil midir?

İnsanlar ıradıkça birbirinden kışlar uzar.

Çocukluğumda sıkça duyardım .'Pelit çok olursa pınarlarda kış sert olur' sözünü yahut 'Ayva çok meyve verirse kış yaman geçer'

Oysa kış sevgi kalmayınca yaman geçermiş hatta geçmek bilmezmiş. Zaman ne çok şey öğretiyor insana.

*

Ağaçlarla tanışmam bir yaz mevsimine rastlar. Çocukluk yıllarımdı. Temmuz ayının sonları ağustos ayının ilk günleri belki tam anımsamıyorum.

İncir ağaçlarındaki yeşil kozalaklar (göbekler) irileşmiş olgunlaşmaya yüz tutmuş. Amca ve hala çocukları hep bir aradayız. Koca incir bahçesinin altını üstüne getiriyoruz, olgunlaşmış meyve bulmak için.

Yazın sarı sıcağına aldırmadan çocukluk ediyoruz.

Meyve sıcakla olgunlaşıyor. Meyveyi görünce ağaca saygısı artıyor insanın.

Güneşi en çok gören, güneşe yakın olan dal uçlarında olgun meyveler. Önce ağaca tırmanmak gerek. Bu birinci ve zorlu bir aşama. Şehir yaşamındaki pek çok çocuğun hiç yaşamadığı bir deneyim. Sonra kalın dallardan geçip yavaş yavaş ilerliyorsunuz ince dallara. Dalı eğerseniz kendinize doğru belki meyveye ulaşabilirsiniz ancak dal kırılabilir. Ağacı incitmek istemiyorsunuz.

İlerliyorsunuz. Küçücük hamlelerle. Dallar giderek incelip kırılganlaşıyor. Bu riski göze almak gerek. Yoksa meyve de yok. Bir ağaçtaki meyve dolabınızdaki onlarca meyveden daha lezzetlidir. Biliyorsunuz. Ulaşmak için verdiğiniz emektir ona tat, lezzet katan şey.

*

İnsan dal uçlarındaki meyve misali. Güne yakın olan, iyi ışık alanı daha kolay kusurlarını tamir ediyor.

Karanlıkta kalan her zaman daha ham. Her zaman daha kavgacı. Daha hırçın.

Kavgalar sevgisizlik değil midir?

Şiddet güçsüzlük kendini anlatamama?

Savaşlar büyük bencilliklerden doğmaz mı?

*

İnsanı kendi kabuğundan çıkaran, birbirine yaklaştıran dost kılan şeydir sevgi.

'Yazımı kışa döndürdün

Bak gözümde yaşa Leyla'

Deyişteki gibi sevgi varsa kışlar yazdır. Yoksa yazlar kış.

Sevginin sıcacık sizi sardığı, mutlulukla gülümsediğiniz günler geçirmeniz dileklerimle.

Sevgi, dostluk ve umutla.

Bakmadan Geçme