Uzağı görememek!
Haberlerde izledim: İklim krizi kapımıza kadar dayanmış: 'Kuraklık Kızılırmak’ı da vurdu: Adacıklar ortaya çıktı' Geçen hafta...
Haberlerde izledim: İklim krizi kapımıza kadar dayanmış: 'Kuraklık Kızılırmak'ı da vurdu: Adacıklar ortaya çıktı'
Geçen hafta TV ekranlarında izlediğim habere göre Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak'ta kuraklık sebebiyle su seviyesi büyük ölçüde azalmış. Nehir yatağında da adacıklar ortaya çıkmış.
Kızılırmak Nehri, Sivas'ın İmranlı ilçesindeki Kızıldağ eteklerinden doğan ve Samsun'un Bafra ilçesinde Karadeniz'e dökülen bir nehirdir. 1.355 km uzunluğu ile Türkiye'nin kendi sınırları içerisinde doğup kendi sınırları içinde denize dökülen en uzun akarsuyu olma özelliğini taşır.
Kırıkkale'de görev yaptığım için görmüşlüğüm vardır. Kapadokya bölgesini birkaç kez gezdiğim için Avanos'taki yatağının üstündeki uzun, yaya köprüsünden geçmişliğim vardır.
Eh, o kadar uzun olmasa bile bizim Küçükmenderes nehrinin de adı var yatağı yoktur.
Uzunluğu Kızılırmak kadar olmasa da İzmir'in Kiraz ilçesinden doğup yine İzmir'e bağlı Selçuk ilçesinden Ege Denizi'ne dökülür. Belki 150 kilometre kadardır
Deli aktığı yıllarda çocuktum. Rahmetli kuzen Ahmet ile kıyısındaki kovalık bitkisini kesmeye gitmişliğimiz vardır. Kovalık bitkisi, incir ağaçlarını ileklemek için kullanılan ip gibi ama biraz sert bir bitkidir.
Deli aktığı yıllarda, kenarında dedemlere ait bir de tarlamız vardı.
Bozdağ'dan boşanan kar suları, olanca hızıyla Kiraz'ın içinden kıvrıla kıvrıla, bazen de dellene dellene ilerler Mesçitli yakınlarındaki tarlamızın kenarından geçer, geçerken de verimli toprakları denize kadar götürürdü. Milyarlarca yıl akagelmiş Küçükmenderes. Abisi, Aydın bölgesindedir.
Büyüklerimiz, 60'lı yıllardan 'bu yana bu nehre bir baraj yapalım da hem yazın suyunu kullanalım hem de kışın deliliğini alalım' demişler.
80'lerde plan projesi yapılmış…
'DSİ Genel Müdürlüğü tarafından, baraj, yol vb. yapımı amacıyla bugüne kadar çok miktarda arazi kamulaştırılmıştır. Projesi 1984 yılında hazırlanan ve halen yapımı sürdürülen Beydağ Barajı çerçevesinde, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 760 hektar arazi kamulaştırılmış, ancak bazı anlaşmazlıklarla karşılaşılmıştır. Baraj inşaatının tamamlanmasından sonra göl alanında kalacak araziler de kamulaştırılacaktır.
Beydağ Barajı, Küçük Menderes Nehri üzerinde inşa edilecek olan aks duvarı ile sınırlandırılan 17.75 km2'lik alan üzerinde yer alacaktır. Beydağ barajı sulama amaçlı bir barajdır ve tamamlandığında Ödemiş ilçesine bağlı 30 köydeki 12 221 hektar tarım arazisi sulanabilecek, ayrıca 2.258 hektar arazi de taşkından korunabilecektir. Baraj kamulaştırma alanı kapsamındaki toplam 1.775 hektar arazinin, 1.368 hektarı tarım arazisi, 377 hektarı tarım dışı arazi, 30 hektarı ise orman arazisidir.'
Tırnak içindeki alındı Ege Üniv. Ziraat Fakültesi tarafından 2001 yılında çıkarılan bir derginin sayfalarında yayınlanmış. Yazarı da Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünden Dr. Sait Engindeniz.
Herkes baraj inşaatı biran önce bitsin istiyordu.
Velhasılı ilerleyen zamanda Baraj inşaatı bitti.
Ama çiftçinin dertlerine derman olamadı.
Zaman içinde yağmurlar azaldı. Yeterli su birikimi yapılamadı.
Kimileri, 'İlk yıllarda Bayındır'a su verildi bir daha da gölet alanı doldurulamadı', kimileri de 'Sulama alanı genişletildi' derken, sonuç olarak her geçen yıl susuzluk sorunu ile karşı karşıya kaldık.
Bıçak kemiğe dayandı desek yeridir.
Kızılırmak suyu biter mi? Bitmiş işte. Küçükmenderes suyu ne ki!
Şimdi sular altında kalan, Beydağ'ın binlerce dekarlık tarım alanına mı üzülürsün yoksa iki yanı taş duvarla örüldükten sonra susuz kalan nehir yatağına mı?
Yoksa, uzağı göremeyişimize mi?