Ümit Özdağ’dan yeni meclise ilk bakış

Ümit Özdağ, katıldığı bir canlı yayın programında İpek Özbey ile yaptığı söyleşide Süleyman Soylu ile aralarındaki...

Ümit Özdağ, katıldığı bir canlı yayın programında İpek Özbey ile yaptığı söyleşide Süleyman Soylu ile aralarındaki gerginlik hakkında konuştu. İpek Özbey'in 'Sayın Soylu ile yürüyen davalarınız var mı?' sorusuna Özdağ , Süleyman Soylu ile aralarında sürmekte olan birbirlerine açlıkları dava bulunmadığını ancak Soylunun, tarafına yönelttiği bir suçlama olduğunu belirtti. Özdağ, 'Konu şu, bize gelen bir ihbarı, iki ihbarı daha doğrusu, hiçbir suçlama içermeden Milli İstihbarat Teşkilatı'na resmi yazıyla ve genel sekreterimizin imzasıyla bildirdik. Hiçbir suçlama yok. Devlet kaydına girsin istedik. Zaten telefon konuşmalarıyla, devlet kaydına girdiğini biliyoruz ama bir de resmi olarak girsin istedik. Ama Hakan Fidan bu kendisine yollanan resmi belgeyi Süleyman Soyluya iletmiş. Süleyman Soylu da bununla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Bu var. Yani benim onunla ilgili. Onun da benle ilgili böyle bir şeyi var ' dedi.

İpek Özbey Ümit Özdağ'a, Erdoğan'ın Süleyman Soylu'dan vazgeçmesi hakkındaki yorumunu sorduğunda ise  'Bu kişilerle ilgili değil. Bu sistemle ilgili' yanıtını aldı.

Ümit Özdağ, 'Türkiye'nin özellikle de meclisine baktığınız zaman ne görüyorsunuz?' Sorusunu, 'Bence en AKP'li meclis bu şimdiye kadar. yani evet AKP'deki AKP'liler CHP'deki AKP'liler yani Devacılar Gelecekçiler İYİ Parti'deki AKP'liler hepsini topladığınız zaman yani o kadar AKP'li bir meclis var ki hani ben Erdoğan'ın anayasayı değiştirmek konusunda çok cesur olduğunu düşünüyorum . Ya bu kadar çok AKP'li mecliste değişik partilerde toplanmışsa bunları zamanı geldiğinde bir tek parti etrafında toplamak Erdoğan için çok zor olmaz. '

İpek Özbey sorusunu farklı bir açıdan ele alarak 'Peki biz daha çok mesela laikliği daha çok korumamız gereken bir dönemden döneme mi giriyoruz? kadın hakları konusunda daha da sıkışacağımız bir döneme mi giriyoruz ? ' şeklinde yineleyince, Özdağ 'Bakın laikliği ve kadın haklarını korumanın en temel yolu Türkiye'nin Orta Doğululaşmasını engellemektir. Türkiye'nin Orta Doğululaşmasının karşısında aktif olarak direnen Zafer Partisi dışında hiçbir parti yok. biz Türkiye'ye gerçekleşen bu stratejik göçe karşı çıkarken Türkiye'nin Orta Doğulaşmasına, Türkiye'nin selefileşmesine Türkiye'de Atatürk'ün kurmuş olduğu sistemin ayakta kalmasına, kadın  haklarının korunmasına , Türk kadınlarının Afganistan'daki kadınların Orta Doğu'daki kadınların kaderini paylaşmamasına mücadelesini verdik ve vermeye devam  ediyoruz.'

'Bu konuda yeterince anlaşıldığımızı düşünmüyorum'

Zafer partisinin mücadelesinin yeterince anlaşılmadığını düşünen Özdağ, son zamanlarda bu durumun değişmekte olduğunu gözlemlediklerini belirterek ' Türk halkının daha geniş kesimleri Zafer Partisi'nin vermiş olduğu bu mücadeleyi, daha doğru anlamaya da başladılar.' ifadelerini kullandı. Aynı zamanda Avrupa Birliği'ne girmek isteyenlerin çoğunlukla Suriyelilerin Türkiye'de kalmasını isteyenlerle aynı kesim olduğunu iddia etti.

'Şimdi hem sığınmacılar kalacak hem biz Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Ya bu nasıl olur? Avrupa zaten sığınmacıları almamak için Türkiye'yi Avrupa kalesinin önündeki hendek olarak kullanıyor. İçinde on üç milyon sığınmacı olan bir Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme şansı var mı?' Sorusunu gündeme getiren Özdağ, sığınmacıların varlığının dış politikalardaki etkisine işaret etti.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme