'Toyda vuruldum sana'

'Çayın öte yüzünde / Ceylan oynar düzünde / Ben yârimi tanırım / Çifte ben var yüzünde...

'Çayın öte yüzünde / Ceylan oynar düzünde / Ben yrimi tanırım / Çifte ben var yüzünde /

Ağam, yr, değme bana / Paşam, yr, değme bana / Toyda vuruldum sana / Zati de vurgunum sana'

Türkülere karşı özel bir sevgim vardır. Hele ezgisi ile sözleri uyum içinde olanlarına…

Üstteki türküyü, değişik sanatçılar söylemiş ama bir de Serap Tamay'dan dinlemenizi öneririm.

'Toyda vuruldum sana'

Dinlemişken bir de 'Ben sana yrim dedim / Öteki yarım dedim / Benden başka seversen / Dermansız kalır derdim' türküsünü dinleyin.

Uzatmayalım, eski Türklerde 'toy' kelimesinin anlamı 'eğlenceli tören' yani 'düğün' demektir. Düğün kelimesinin anlamının da 'toy günü' tamlamasının birleşik halinden bugüne geldiği söylenir.

Eğlence, barış ve mutluluk anlamındaki 'Bayram' kelimesi Türkçe 'ye Farsça'dan girmiştir.

Bayramın, dini ve milli günleri anımsatmasının yanında bir de sevinç ifade eden anlamı vardır:

'Tatil lafını duyan öğrenciler bayram yaptı!'

**

Bu yıl önce 1 Mayıs'ı ardından da Ramazan Bayramı'nı kutladık.

1 Mayıs, aslında bayram değildir. Çıkış olayına baktığımızda emekçilerin anma, birlik ve dayanışma günüdür… Haklar kendiliğinden verilmiyor. 1 Mayıs, emeği ile geçinen işçilerin hak alma mücadelesinde çok özel bir geçmişe sahiptir.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir grup arkadaş ile İzmir'de yapılan '1 Mayıs İşçi Bayramı' törenlerine katıldık tabii. Bu bizim gibi 'emek en yüce değerdir' anlayışını savunan insanların vazgeçilmezi.

40-50 yıl öncesine kadar 'öcü' gibi gösterilen 1 Mayıs zaman içinde hemen her kesim tarafından kabul edilmek zorunda kalınan bir güne dönüştü. Öyle ki daha kırk yıl öncesine kadar 1 Mayıs'a Komünist Bayramı diyenler bile bugün komünistlerden önce mesaj verme ve Taksim'e çelenk koyma yarışına girdiler.

**

Gelelim günle ilgili başka notlara:

Törenler bitti ve bir grup, Gündoğdu Meydanı'ndan Kıbrıs Şehitleri Caddesine doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Atılan slogan şu: 'Fabrikalar, tarlalar; siyasi iktidar her şey emeğin olacak'

Slogan kalabalık halinde atılınca ve biraz da uzun olunca anlamak güçleşiyor. Yan tarafta da birahaneler var.  Sloganı tam olarak anlayamayan birisi birasını içtikten sonra yorum yapıyor: 'Yahu 'her şey devletin olacak' diyorlar. Olacak iş mi bu'

Ve alanda toplananların gelir durumu. Gözlemim, 1 Mayıs törenlerine gelenlerin gelir ortalamasının, asgari ücretin biraz üstünde ve eğitimli insanlardan oluşması. İşsizler, asgari ücretle çalışanlar veya düzenli iş bulamayanlar meydanda yok denecek kadar az. Ve de çoğunlukla sendikalı çalışanlar.

Oysa 1 Mayıs marşında şöyle diyor: '1 Mayıs, işçinin, emekçinin bayramı!'

**

1 Mayıs öncesi, biri çalışan biri de emekli iki öğretmen arkadaşla ayrı ayrı, daldan dala sohbet ediyoruz. Tabi konu geliyor 'çoluk çocuk ne yapıyor?' sorusuna.

Birisi oğlunun ayda 15 bin lira ile özel bir firmada çalıştığını ve Avrupa'ya gitmek için arayış içinde olduğunu ifade ederken bir diğeri de büyükşehirlerin birinde çalışan oğlunun ayda 40 bin lira maaş aldığını söylüyordu.

Bu ülkede, 2500 lira civarında emekli maaşı alanlar var. Asgari ücret 4250 lira civarında. Hatta 'yalanlanmıyor' devlette 3-5 maaş ya da oturum parası alanların olduğu söyleniyor…

**

TRT'de yer bulamayan yılların dik duruşlu sanatçısı Edip Akbayram, Gündoğdu Meydanı'ndan 1 Mayıs marşını söylerken bunlar aklıma geldi:

'Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır / Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez / Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde'

**

Bugün 6 Mayıs… Bağımsızlık ve demokrasi yolunda mücadele eden Üç Fidan'ın canlarının alındığı gün… Saygıyla anıyorum… Aşkolsun onlara…

Bakmadan Geçme