Tekev yıkıldı!

Pazar günü, Birgi Mor Fesli’de birkaç çay içtikten sonra İrimağzı'ndan Kaymakçı'ya yöneldim. O arka yolu kullanmayı...

Pazar günü, Birgi Mor Fesli'de birkaç çay içtikten sonra İrimağzı'ndan Kaymakçı'ya yöneldim. O arka yolu kullanmayı severim ben. Tarla kenarlarındaki yüksekçe kıyıların eşlik ettiği o bakımsız yolun sağında solunda incir ve zeytin ağaçları vardır. Yol boyunca pıtırcık ve papatyalar eşlik eder size. Hafif eğimli yoldan düzlüğe indiğinizde patates ekili tarlalar karşılar sizi. İlerlerken de bir çınar ağacı. Sola saparsanız Gerçekli'ye, sağa saparsanız Kiraz yoluna doğru yaklaşırsınız. Sonra Üçdutlar gelir önünüze. Sağa giderseniz Ödemiş, sola saparsanız Kaymakçı. Önce Gereli Gelinboz köprüsü, sonra Türkönü… Ardından Çerkezköy ve Kurucuova.

2000 yıllık Neikaia şehrinin altında Yelaldı… Hani çöplük yapılmak istenmişti kuzey yamacına ya işte orası… İlerlerken solda bakımlı bir nar bahçesi görürsünüz.

Mezarlığı da geçtiniz mi Tekev…

Orda hafif bir sırtlar kamburu vardır. Acele edip sollayanlar için büyük tehlike… Canlar gitti o kamburda. Tekev gece gündüz demeden şahitlik etti son çığlıklarına.

O kerpiçten yapılmış Tekev'in mutlaka bir hikayesi vardı. Belki öğrenir yazarım size. Ama ben zamana direnen o kerpiçten eve iki şiir yazmıştım. Şiirlerim kaldı ama kerpiçten yapılmış tekev yerle bir oldu. Yetiştiğimde iş işten geçmiş, bir kepçeli canavar molozları yüklüyordu damperli kamyonun sırtına. Toz-duman arasında idi. Çektim sağa aracımı. Bir süre toz dumanın dağılmasını bekledim. Sınıf arkadaşım Metin'in ağabeyi Sadullah, araçlara geçiş önceliği veriyordu elindeki kırmızı flama ile. Beni fark edince, 'Çok kaza oldu burada, onun için yıkıldı ev!' dedi. Ben de 'Evin suçu yoktu o kazalarda!' dedim…

Artık tekev yok.

Şiirlerim kaldı öksüz. Belki de yetim…

Sadullah, geç-bekle deyip bayrağı sallamaya devam ederken ben çevirdim kontağı.

Kaç yolcuya güle güle dedin bilinmez

Kaç sevdaya tanıklık ettin sorulmaz

Kaç yağmura karşı koydun sayılmaz

Ama çaresiz; bel de bükülmüş diz de

Şimdi kaç yoldaş kaldı çevrende görülmez

Tekev'sin; artık geçenler bile hatır tanımaz

Ama Anadolu toprağısın; bilirsin tükenmez

Hani bağrından doğan ozan demiş ya

'Umut fakirin ekmeği; ye memed ye'

2017

Bayılırım şu Kaymakçı yoluna

Hele bahara doğru olursa…

Sürülmüş ve ekilmiş tarlalar

Otlaklarda yayılan büyükbaşlar

Ağır ağır seyreden traktörler

Sağda solda Aydın ve Bozdağlar

Uzak eteklerde Bademli ve Birgi

Ve artık tek tük de kalsa kavaklar

Öbek öbek incirler, zeytinlikler, narlar

Bayılırım şu Kaymakçı yoluna

Çalışan köylüler, emekçi insanlar

Yelaldı, Bezleme, Aysuluk, Üçdutlar

'Abi Tekev'de yavaşla, inecek var!'

Bayılırım şu Kaymakçı yoluna

Hele bahara doğru olursa…

2018

Bakmadan Geçme