‘Tarikat ve Cemaat okul yolunda’

Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik...

Yeni İzmir Gazetesi'nden Berivan Kaya'nın haberine göre, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)' projesi kapsamında 'manevi danışman' olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere 'değerler eğitimi' veriyor.

İzmir'in pilot olarak seçildiği projeye ardı ardına tepkiler yükselirken, henüz geri adım atılmadı. Konuya ilişkin açıklama yapan Halkevleri üyesi Emine Akbaba, 'Biz uzun yıllarca eğitim hakkı mücadelesi yürüttük. Halkın hakları mücadelesi kapsamında. Bir eğitim komisyonumuz vardı ve bu eğitim komisyonunda her yıl okullardaki gericileşmeye karşı raporlar yayınlıyorduk. Biz aslında bu laik ve bilimsel bir eğitim istiyoruz talebinin uzun yıllardır örgütlüyoruz. Milli Eğitim ve Diyanet arası imzalanan kamuoyuna da ÇEDES protokolü olarak bilinen protokolle beraber okullara din görevlileri müezzim ve imamlar atanmış oldu. İzmir'de Pilot İl olarak seçildi. Özellikle İzmir'de okulların neredeyse üçte bir oranında yani sekiz yüz kırk iki tane okula imam din görevlisi atanmış oldu. Yüz binlerce ataması yapılması beklenen öğretmen varken, okullara manevi danışma adı altından iman, din görevlisi atanmasına karşı laik ve bilimsel bir eğitimi savunmak, cemaat ve tarikatların kapatılması, çocukların gericiliğe karşı özgür ve eşit bir eğitim alabilmeleri, eşit, parasız, bilimsel bir eğitimin ana diliyle bir eğitimin mümkün olabildiğini göstermek için de aslında bugün belki bilimsel bir eğitim istiyoruz talebiyle imza kampanyası başlatmış olduk' dedi.

Emine Akbaba'

DİNDAR VE KİNDAR NESİL

AK Parti iktidarına eğitim ve tarikatlar üzerinden yüklenen Emine Akbaba, ' Yirmi bir yıllık iktidarı boyunca çocuk düşmanından başka hiçbir şey yapmayan, her seçim döneminde mecliste çocuk istismar aklama yasalarını meclise getiren, çocukların özellikle cemaat ve tarikatlara teslim eden, okullarda protokolü imzalayan Ensar Vakfına yurtları, vakıflara teslim edenlere karşı bugün çocuklarımızın geleceği için herkesi bütün veli, öğretmenlere ve öğrencileri yan yana gelmeye ve geleceğimizi sahip çıkmaya çağırıyoruz.  AKP 4+4+4 eğitim sistemiyle beraber özellikle kendi ağzıyla da itiraf ettiği dindar ve kindar bir neslini yetiştirmek için bütün eğitim sistemini değiştirmeye başlamıştı. ÇEDES protokolü bunlardan bir tanesi. Burada da eğitimi gericileştirme ve çocukları zaten zorunlu din dersi adı altında anayasaya ve eşitlik ilkesine aykırı olarak çocukları ayrıştırıcı bir eğitim sistemine mecbur bırakıyordu. Dört artı dört eğitim sistemiyle de beraber aslında seçmeli din dersi artmış, özellikle okumayı öğreniyorum. Hafızlık dersleri gibi de aslında din derslerini arttırdıkları bir süreç yaşıyorduk' diye konuştu.

İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI

ÇEDES'in iptali için imza kampanyası başlattıklarını duyuran Akbaba, 'İmza kampanyamızda da aslında doğrudan veliler doğrudan muhatap oldu. Özellikle bu gerici uygulamalara karşı çok ciddi bir yoğunluk var. Çünkü kimse ortaokulda ve ilkokullarda çocukların din dersini bu kadar fazla görmesini istemiyor. Çünkü her sekiz sınıfın sonunda çocuklar bir sınava girmek mecburiyetinde bırakılıyor ve orada matematik, fen derslerine eşit miktarda din dairesi gösterilmesine veliler de çok tepkili. Bugün de imza kampanyası o yüzden çok yoğun geçti. Çocukları hiçbirimiz gericiliğe ve cemaatlere, tarikatlara teslim etmek istemiyoruz. Özellikle cemaat ve tarikatlarda çocukların şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Daha çok yakın bir zamanda iki gün boyunca kayıp olan bir çocuğun cansız bedeni şüpheli olarak ölü bulundu. Defalarca tarikattan kaçmaya çalıştı. Yıllarca FETÖ'ye teslim ettiklerini, bugün işte İsmailağa cemaatinde altı yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edilmesiyle karşılaşıyoruz. Yıllarca bu memlekette gençlere, üniversite öğrencilerine yurt vermeyip, FETÖ yurtlarına yönlendirdiler. Şimdi bunların tamamını başka tarikatlarla, özellikle TÜGVA ve Ensar'la birlikte yapmaya çalışıyorlar. Okullarda imzalanan protokollere de zaten doğrudan verilen şahit oldukları için çocuklarını özgür eşit bir hayatta, laik ve bilimsel bir eğitim alması için de bizimle beraber aslında hareket ediyorlar. 'Ne yapabiliriz?' diye soran velilerimiz vardı. Milli Eğitim'in önüne gidelim. İmza kampanyalarını verin. Biz de Diğer velilerimizle beraber yaygınlaştıralım diye. Bizim de zaten doğrudan hani imza kampanyasını örgütlerken bir yandan da bu işin muhatabı kim varsa, veliler, öğrenciler, öğretmenler yan yana gelmeyi ve birlikte hareket etmek için de aslında eğitim hakkı meclislerimizi kurmayı hedefliyoruz' dedi.

YAZ ÇOCUK BULUŞMALARI

Özellikle yoksul mahallelerde eşit, parasız ve anadilde eğitimin mümkün olduğunu göstermek için yaz çocuk buluşmaları düzenlediklerini aktaran Akbaba, 'Yaz çocuk buluşmalarında çocuklara, evrim, toplumsal cinsiyet atölyesi, yaratıcı işler gibi dersler veriyorduk. Bu sene de Karabağlar ve Şemikler Mahallesinde çocuklarla laik, parasız ve bilimsel eğitimin mümkün olabileceğini göstermek için  yan yana geleceğiz' dedi.

Bakmadan Geçme