TARİHTE EŞCİNSELLİK

Bu yazının konusu, eşcinselliğin son zamanların bir trendi olup olmadığı yönündeki soru ile ilgilidir. Bazıları milenyum...

Bu yazının konusu, eşcinselliğin son zamanların bir trendi olup olmadığı yönündeki soru ile ilgilidir. Bazıları milenyum çağının son dönem modernitenin şımarıklığı dese de araştırmalar lgbti mevzusunun çok önemli bir arka planı olduğunu gösteriyor.

Kenneth James Dover, 1989 yılında Yunan Homeseksüelliği kitabında Antik Yunan'da homoseksüel ya da heteroseksüel diye bir ayrım olmadığından bahseder. Platon'un Sokrates ile olan ilişkisi de gene dünyaya mal olmuş eşcinsel ilişkilerden sadece bir tanesidir. Büyük İskender'in biseksüel ilişkileri de tarih sayfalarında yerini almıştır. Hatta mitolojide Zeus, Herkül ve Aşil gibi karakterlere erkeklerin daha fazla ilgi göstermesine sıklıkla rastlanır. İlkçağda cinsel tercihlere göre bir ayrımın yapılmadığını görüyoruz. Yunan Uygarlığından sonra devam eden Roma Uygarlığında da eşcinselliğin fazlasıyla yaşandığını öğreniyoruz.

Victoria Üniversitesi, Sanat Tarihi ve Teoloji-İlahiyat- Fakültesi'nden Dr. Mark Masterson, Milattan Önce Antik Yunan'dan M.S. 5.yy.kadar olan bütün iletişim türlerini incelemiş biri olarak bu iletişim türlerinin arasında da erkeklerin birbiriyle yazışmalarının var olduğunu belirtiyor. İncelenen mektuplarda, erkeklerin birbirlerine ateşli sözcükler kullandıkları gibi erotik şiirlerden alıntılar da yapmışlardır. 'Man to Man', Mark Masterson'un kitabından alıntı yapılmıştır.

Hıristiyanlığın resmikabulü ile yetkili makamlar eşcinselliğe yasaklar getirmiştir.

Osmanlı'da oğlancılık halktan padişaha kadar çok yaygın bir kavramdır. Pasif gay erkeklere luti deniliyor. Seks işçisi olana da hiz oğlanı. Bu oğlanlar devlet tarafından kayıt altına alınıyor. Yani hayatını bu işten kazananlar defter-i hizan adlı kütüğe yazılıyorlar.

Tarihçi Ayşe Hür'ün Radikal Gazetesi'nde yayınlanmış Osmanlı'da Eşcinsellik adlı yazısında bu işin Orhan Gazi dönemine kadar geri götürüleceğini bildiriyor. Yıldırım Beyazıt Döneminde de bu durumun resmileştiğini söylüyor. Yeniçeri Ocağında askerlere hizmet eden oğlanlara Civelek deniliyor.

Sultan 2. Murat'ın emriyle Farsçadan çevrilen Kabusname'de ' yaz olunca avretlere meylet; kışın da oğlanlara ta ki bedenen sağlam olasın…'

Has Bahçede Ayşu Tarab kitabını, merhum tarihçi Halil İnalcık ile merhum ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk birlikte yazıp topluma kazandırdılar. Bu kitapta Ayşu Tarab ile bahsedilen zevkü sefadır. Zevkü sefa ile kastedilen şarap, esrar ve oğlancılık imiş.

Cihad adı altında ilahi kelimetullahı yayıyoruz diye mücahid olarak tarihte nam salan onca padişah ve saray erkanının böylesi hayat tarzlarını yargılamak bizim işimiz değil. Kendileri hakkında olumsuz bir yorum yapmadığım gibi; aynı zamanda da eşcinselliklerini görmezden gelip yadsımak gibi bir tutum içinde de olmam pek doğru olmasa gerektir.

Bir insanı çok sevebiliriz; eğer gerçek anlamda seviyorsak o kişinin hataları ve sevapları ile yüzleşmemiz gerekir. Hüküm vermeden, yargılama yapmadan…

Toplumda farkındalık ve eleştiri kültürüne çok ihtiyacımız var. Farkında olmak, bilincinde bulunmak ve aynı zamanda da gerektiğinde yıkıp dökmeden eleştirebilmeyi bilebilmek.

Eşcinsellik son dönemde meydana çıkan bir moda akımı olmuş olsa idi; bunca tarihi bilgi ve dipnot olmazdı. Sevgili okurlarımız, beyin jimnastiğimizde bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederiz.

LGBTİ yazı dizimizin diğer konusunda görüşmek dileğiyle…

Bakmadan Geçme