Taciz ve ırkçılık

Şu kimi e-sosyal medya kullanıcılarının ne kadar acımasız ve önyargılı olduğunu bilmem söylememe gerek var mı!

Neyin ne olduğunu bilip anlamadan yaygınlaşan bir linç kültürü ile karşı karşıyayız. Kullanıcılar, okumadan ve anlamadan yorum yapıyor, yargılar veriyorlar.

Fakat hemen söyleyeyim, bunu denetlemek zor değildir. Kapatmak, tercih ettiğim bir çözüm değildir.

Yazılarımda yerel konulara ağırlık vermeye çalışıyorum ama kimi zaman ben de ulusal ve evrensel konulara girip duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşma yoluna gidiyorum.

Bugün biraz yerelden kayıp tartışmaların meclis gündemlerine kadar girdiği iki konuya girelim var: 1- Taciz / tecavüz. 2- Irkçılık.

Bir suçlamalar, bir linç etmeler…

Söz konusu ilk olay, son dönemde ünlenen bir yazarın çok sayıda kadını taciz ettiği ile ilgili. Yazılmayacak gibi değil, olay Hürriyet Gazetesi'nin manşetlerine kadar çıktı çünkü.

Birkaç günden bu yana iddialar dışında somut bilgi peşindeyim. Yaşananlar konusunda ayrıntılı ve somut bilgiler edinebildim mi? Hayır!

Birileri birilerini suçluyor ve linç etmeye çalışıyor ama ben olayın veya olayların nasıl başlayıp geliştiği konusunda somut bir bilgi edinemedim. Ortada isimsiz bir 'ifşa' var ve başkaları da 'Ben de' demeye başlamışlar…

Ben de bir itirafta bulunayım, ne adı geçen yazarı tanırım ne de bir kitabını okumuşluğum vardır… Bunun benim için bir eksi puan olduğunu biliyorum ama yazmadan geçemem.

Benim de şöyle bir huyum vardır: Olay veya kişi hakkında somut bilgi edinmeden yargıda bulunmam.

Bir de sakınmadan kullanılan kelimeler var.

TDK sözlüğünden aktararak yazıyorum: Arapça kökenli bir sözcük olan taciz, 'canını sıkma, tedirgin etme, rahatsızlık verme'; yine Arapça kökenli olan tecavüz de 'saldırı' anlamına geliyor. 'Namusa saldırma, sarkıntılık', 'Başkasının hakkına el uzatma', 'Aşma, ötesine geçme.'

Kim kimi nasıl 'taciz' veya 'tecavüz' etmiş bir anlayabilsem… Bilen varsa somut bilgilerle bana özelden yazarsa sevinirim.

**

İkinci konumuz ırkçılık. Irk da 'kalıtımsal yapıları bir olan insanların oluşturduğu topluluk'. Anasoy da deniliyor… Yani anadan gelen özellikler.

Irk ayrımcılığı, dünyanın demokratik ülkeleri tarafından suç olarak kabul edilir. Dünyanın gördüğü en büyük ırk ayrımı, Yahudilere ve deri renkleri siyah olan insanlara karşı yapılmıştır.

Kullandığımız siyah veya siyahi kelimeleri Arapçadan, zenci de Farsçadan dilimize yerleşmiştir.

Irkçılık da toplum bilimi ile ilgili bir kavram: 'İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti, ideoloji.'

Bugün dünyadaki ırkların ne kadar saf olarak devam ettiği sorusu da ayrı bir konudur.

Bizde de ülkemize komşu olan ırklarla ilgili o kadar çok kötü kavram ve tamlama var ki onları burada yazamıyorum.

Bir spor karşılaşmasında dördüncü hakemin yardımcı antrenöre hitaben sarf ettiği bir kelime üstünden herkes ırkçılık karşıtı kesildi ve çok sayıda e-sosyal medya kullanıcısı, büyük olasılıkla konuyu derinlemesine araştırmadan 'anti rasizm' yani ırkçılık karşıtı kesildi.

Keşke ırkçılık bu düzeyde kalsa… Yani dünyadaki ırkçılık, eylemden çıkarılıp kelimelere hapsedilse… Bir de insan hakları hala ayaklar altına alınıyorken…

Hatırlarsanız, Erkin Koray'ın çok eski bir şarkısında 'Kör olası çöpçüler, aşkımı süpürmüşler' cümlesi geçer.

Epeyce bir tepki almıştı.

Birbirimizle ana avrat küfürlü konuşur, edilmedik yapılmadık bir eylem bırakmayız.

Hakemin savunmasını da okudum… Kendisi gibi Rumen olan orta hakeme kendi dillerinde 'siyahi' demek olan bir kelime kullandığını, ırkçı bir düşünceye sahip olmadığını söylüyor.

Hatırlar mısınız bilmem ülkemizde yapılan bir derbi maçta da taraftarlar iki siyahi futbolcuya muz sallamışlardı!

Tacize de hayır, ırkçılığa da… Gereğinden fazla abartmaya da gündem saptırmaya da…

Ama bu iki olay, bana göre biraz abartıldı ve kanatılmaya çalışıyor gibi…

Faşizm… Bu kelime de çok dillendirilmeye başlandı. Önüne gelene hatta özellikle muhalefete faşist diyen birileri var… Buna da başka bir yazıda değinelim…