Sosyal medya şeysi

Sosyal medya, bildiğiniz gibi internet üzerinden yapılan paylaşımlara verilen genel bir ad. Sosyal kelimesinin anlamı, ‘toplumsal’...

Sosyal medya, bildiğiniz gibi internet üzerinden yapılan paylaşımlara verilen genel bir ad. Sosyal kelimesinin anlamı, 'toplumsal' demek. Bir anlamda kalabalık… Sosyalleşmek demek, kalabalıklara karışmak ya da insanların arasında olmak demek değil mi?

Ben, e-sosyal medya diyorum yazılarımda biliyorsunuz. Baştaki e'nin anlamı da elektronik kelimesinin kısaltması. E-posta yani 'elektronik posta' gibi…

Elektronik ortamda sosyalleşmek, klavye yani bilgisayar tuşları üstünden beğenmek, paylaşmak ve yaymak gibi anlamlara geliyor.

Dünyada kuşak çatışması adı verilen bir kavram var, bilirsiniz. Benim de içinde bulunduğum 78 kuşağı ve önceki nesiller… Yeniyi anlamakta zorlanıyoruz. Bu arada kuşak ve nesil kelimelerinin de eş anlamlı olduğunu söyleyeyim. Kelimelere takıntım yoktur ama anlaşılır olmayı tercih ederim veya yeğlerim diyelim…

Yani bu e-sosyal medyanın da günümüzde ciddi bir ağırlığı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Gençler, yürürken bile sosyal şimdi… 10-15 dakika bekleyemeyecek kadar sosyal yani…

Bizim kuşak, eylem kuşağı…

Yeni nesil, artık Y ve Z gibi harflerle anılıyor.

Y kuşağı, 1980 ve 1999 yılına kadar doğan nesli kapsıyormuş. Kaynakların yazdığını göre, 1996-1997 yılı doğumluları kapsasa da güncel kaynaklara göre 2000 yılından itibaren dünyaya gelmiş bireylerin oluşturduğu nesile de 'Z kuşağı' adı veriliyormuş.

Teknolojinin hızla geliştiği bir çağda doğmuş olmaları nedeniyle teknolojiyle oldukça iç içe yaşayan bu jenerasyona, 'internet kuşağı' adı da veriliyor. Jenerasyon da kuşak ve nesil demek.

Başka bir ifade ile 'Dijital Çocuklar'

Teknosa tarafından 7-16 yaş aralığındaki çocuklar arasında yapılan bir araştırma, Z kuşağının dijital dünyayı kullanma şekli hakkında önemli bilgiler veriyor. Yapılan araştırmaya göre, dijital dünyanın içine doğup büyüyen Z kuşağı, büyük oranda YouTube adı verilen görüntülü medyada varlık gösteriyor. Kendi yaşıtlarının günlük hayatını yakından takip eden bu nesil, günün trendlerine (eğilim) uygun olarak eğlenceli videolar üreten kanallara abone oluyor, sevdikleri oyunların videolarını izliyormuş.

**

Şimdi geçelim Z ve Y kuşağı ile ilgili açıklamaları…

Eski kuşağın da sosyal medyaya bağlanması ile son dönemde garip bir durum ortaya çıktı.

Sosyal medya adı verilen özellikle Whatsapp gruplarında olur olmaz paylaşımların yapılması, hayırlı cumalar dilenmesi, bir ileti veya habere alkış veya gülme ifadesi veren resimlerin paylaşılması, benim gibi eski ile yeninin arasında sıkışmış ara kuşağı fena halde ezmeye başladı.

Sosyal medyayı kullanmayı istiyorum ama olur olmaz paylaşımlar yüzünden dikkatimin dağıldığını ve bir işe konsantre olamadığımı fark ediyorum. Yapılan yanlış davranışlarla ilgili uyarıcı yazılar yazınca köyün delisi oluyorum.

İşte bu yüzden kalabalık gruplardan kaçmayı istiyorum…

**

Hafta sonu itibarı ile yeniden deprem gerçeği ile karşılaştık.

Bu e-sosyal medyadan kaynağı belli olmayan doğru-yanlış paylaşımlar da bunlara örnek gösterilebilir.

Bir 'panik havası', bir 'Biz hiçbir şeyi doğru dürüst beceremiyoruz' inancı, farkında değiliz ama hepimizi derinden sarsıyor.

Öte yandan Çin'deki virüs paylaşımları. Doğru mu yanlış mı bakmadan ve araştırmadan yapılan 'üzüm sirkesi' virüsü…

**

Gelelim gerçeğe…

Peki Ödemiş, depreme ne kadar hazır? Toplanma alanları, temiz ve güvenli mi? Deprem durumunda ilgili ve yetkili kurum ve kuruluşlar, hazır mı ve donanımlı mı? Olası bir felaket durumunda kimin ne yapacağı belli mi? Ve içinde yaşadığımız binalar, ne kadar güvenli?

Televizyonların karşısına oturmuş, Elazığ ve çevresindeki gelişmeleri takip ediyoruz… Eksikliklere, ihmallere ah vah ediyoruz… Sosyal medyadan başsağlığı mesajları paylaşıyoruz. İhtiyaç var mı yok mu öğrenmeden yardım kampanyaları organize etmeye kalkışıyoruz…

Ama yine yatarken başucumuza bir şişe su koymuyoruz…

Not: Bu yazı, gazetemizin 28 Ocak 2020 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Bakmadan Geçme