Siyasetin pişkini
Yerel seçimler yaklaşırken siyaset konuşulmaya başladı. Kimi partilerin belediye başkanı aday adayları ortaya çıkmışken kimileri perde...
Yerel seçimler yaklaşırken siyaset konuşulmaya başladı. Kimi partilerin belediye başkanı aday adayları ortaya çıkmışken kimileri perde arkasında bekliyor. Her yiğidin gönlünde bir aslan yattığı gibi aday adaylarımızın gönlünde de belediye başkanlığı yatmaktadır.
Ortaya çıkan ve perde arkasında bekleyen aday adaylarımızın hepsi de birbirinden değerli insanlardır. Hepsinin de bilgi birikimi belediye başkanlığı yapacak düzeydedir. Ne var ki, bunların içinden bir kişi belediye başkanı seçilecektir. Partisi ne olursa olsun seçilen kişi belediye başkanımız olacaktır. Sonuçta Ödemiş'e hizmet edecektir. Yapılan her türlü hizmetten partili partisiz her Ödemişli faydalanacaktır. Benim düşüncem böyledir.
Gönül ister ki, aday adaylığı döneminde, seçim döneminde ve daha sonraki dönemlerde siyasi kavgalar olmasın, siyaset için insanlar birbirini kırmasın. Şimdi olduğu gibi seçim sonrası da birlikte yaşayacağız. Birbirimizin yüzüne bakacağız. Kırgınlıklar kolay giderilemiyor.
Siyaset ve politika eş anlamlı sözlerdir. Siyaset Arapça, politika eski Yunanca kökenlidir. Sözlüğe bakarsak üç değişik anlamını görürüz.
1-Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü
2- Davranış biçimi, düşünce yapısı
3-(mecaz) Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duyguların okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. gibi yollarla işini yürütme
Bunların dışında siyasetin Arapça'da seyislik yani at bakıcılığı gibi bir anlamı da görülmektedir.
Aklı başında, dürüst siyasetçilerimiz alınmasın, siyasetin pişkinleri siyaseti hep mecazi anlamda algılamakta ve buna göre davranışlarını sergilemektedir. Nerede nasıl konuşacakları orada bulunan insanların durumuna göre değişir. Burada konuştuklarının tam tersini başka yerde konuşurlar. Dün dedikleri bu gün dediklerine tutmaz. Nabza göre şerbet verirler. Olması mümkün olmayan boş vaatlerde bulunurlar. Atatürkçüyle Atatürkçü, tarikatçıyla tarikatçı, ateistle ateist olurlar. Hatasını söylesen pişmiş kelle gibi sırıtırlar. Hatasını asla kabul etmezler. Ben öyle demek istemedim de böyle demek istemiştim de yanlış anlaşıldım diyerek hep üste çıkmak isterler.
Maalesef bu pişkin siyasetçilerden aramızda çok var. Gittiği yerlerden destek de buluyorlar. Ülkemiz seçmeni pişkin siyasetçiyi daha mı çok seviyor ne. Bakıyorsun hiç oy almaması gerektiğini düşündüğün biri öne geçiveriyor.
Diyeceksiniz ki, pişkin siyasetçi olur da pişkin seçmen olmaz mı? Olmaz olur mu? Hem de haddinden fazla var. Pişkin seçmen olmasa pişkin siyasetçi nerede yaşar. Tencere kapak örneği bu ikili birbirini çok sever. Pişkin seçmen her dönemde ellerini ovuşturarak seçimleri bekler. Seçimlerde pişkin seçmenlere gün doğar. Propaganda süresince kendine baktırır. Adaylardan ufak tefek hediyeler koparır. Seçim günü yaklaştıkça hediyenin miktarı çoğalır. Oy başına para isteyenler de olur. Seçimden bir gün önce sabaha kadar pazarlıklar sürer. Sonuçta kim daha fazla verirse oylar oraya gider. Yüzergezer oylardır bu pişkin seçmenlerin oyları.
Pişkin siyasetçi ve pişkin seçmen toplumun yüz karasıdır. Dilerim bu pişkin siyasetçi ile pişkin seçmenlerin sayısı azalsın hatta yok olsun, ülkemiz temiz siyasete kavuşsun.
Sevgi, saygı ve mutluluklar.