Sirkeli tülbent!

Duymuşsunuzdur, siyasette 2+2 her zaman 4 etmez' denir. Eski başbakan ve cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'e ait olduğu...

Duymuşsunuzdur, siyasette 2+2 her zaman 4 etmez' denir. Eski başbakan ve cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'e ait olduğu söylenen 'Dün dündür, bugün de bugün' sözü de siyasette sık kullanılır.

Bilirsiniz, matematikte 4 temel işlem vardır: Toplama, çıkarma, bölme ve çarpma. Lise 1'lerde eğitim öğretim yılı başında ders anlatmaya başladığımda matematiğin bu 4 temelini hatırlatarak edebiyatla bağlantısını kurar, 'Edebiyat derslerinde de 4 temel işlem vardır: Okuma, yazma, dinleme ve anlatma. Bunları iyi yapanlar 50 ile bu dersi geçer. Edebiyattan daha yüksek notla geçmek istiyorsanız bu 4 temele sınav ve ödevlerinizde başarılı olarak puan ekleyeceksiniz' derim.

Siyasetten girdik, matematik ve edebiyattan devam ediyoruz.

Okul bahçesinde oynayan çocukları izleyen bir anneye sormuşlar: En güzel çocuk hangisi? O da kendi çocuğunu göstermiş.

Matematik öğretmenleri de 'Matematik, bütün bilimlerin temelidir' derler.  Onlara göre matematikten başarısız olan öğrenciler diğer derslerden de başarısız olurlar… Tartışılır…

Şimdi gelelim yine siyasete.

Siyaset, Türkçe'ye Arapça'dan giren bir kelimedir. Batı dillerindeki karşılığı politika. İlginçtir, siyaset kelimesinin 'at bakıcılığı' yani seyislikle anlam ilgisi varmış. İyi ki koyun güden çobanla ilgili değilmiş!

Bugün, siyaseti 'günlük dünya işleri hakkında yorum yapmak' anlamında kullandığımızı yazabiliriz. Uzatmadan devam edersek siyaset yapmanın, 'devlet yönetimi için konuşmak ve eylem yapmak' gibi anlamlara geldiğini söyleyebiliriz.

Gelelim gündelik siyasete…

Şimdi herkes henüz ne zaman yapılacağı belli olmayan genel seçimlerde cumhurbaşkanı adaylarının kimler olacağını konuşuyor. Falanca olursa şöyle olur filanca olursa böyle olur diyerek iddialı yorumlarda bulunuyor.

Siyasette 2+2 her zaman 4 etmez dedik ya… Bu çerçevede bir soruyla yerelden genele şöyle bir örnekleme veya hatırlatma yapmak istiyorum. Tire belediye başkanı Ödemiş'te adaylığını koyarsa kazanabilir mi? Aynı durum tersi için de geçerlidir… İzmir belediye başkanı da Ödemiş'te aday olursa kesin kazanır diye bir çıkarımda bulunamayız. Hatta cumhurbaşkanı İzmir'de aday olsun, kesin kazanır veya kazanamaz diyemeyiz.

Örneğin Binali Yıldırım, Erzincan'dan aday olsa belki kesin kazanırdı ama İzmir ve İstanbul'da bu başarıyı gösteremedi.

Ben bu yazımda CB adaylığı için konuşulan isimleri yazmayacağım. Şuraya geleceğim: Bir kişi bir alanda veya coğrafyada başarılı oldu diye her alanda ve her yerde başarılı olur diye bir garanti yoktur.

Türkiye'de artık farklı siyasal dengeler vardır. Kabul edin veya etmeyin, siyasi dünya görüşünün yanında etnik ve mezhep duyarlılıkları vardır. Filanca olursa şunlar kime oy verir, falanca olursa bunlar kime oy verir gibi hesaplamalar yapılıyor.

Cumhurbaşkanı, cumhurun yani bir ülkede yaşayan herkesin başkanı olmalıdır diyoruz ya… Yola çıkarken, yani adayların adları belirlenirken bu gibi dengelere dikkat etmezseniz, seçim gecesi alnınıza sirkeli tülbent sarabilirsiniz. Tülbenti seçim gecesi çekeceğiniz halayda sallamak istiyorsanız, kılı kırk yarmanız gerekiyor.

Yazıya son verirken soralım:

'Peki; güçlü bir aday mı, güçlü bir sistem mi?'

Tercihim her şeyi bildiğini iddia eden güçlü bir adamdan yana değil her şeyin çözümünü ortak akılda gösteren güçlü bir sistemden yana olur. Yani, devlet adına harcanan her liranın hesabının verildiği, çalışanın kazandığı, demokratik ve laik, hakça bölüşülen bir sistem…

Bakmadan Geçme