Şiddet sarmalı!

Savaş, karşılıklı yapılan 'işteş' bir eylemdir. Barış da öyle. Biz dil öğretmenleri buna işteşlik deriz. Yani...

Savaş, karşılıklı yapılan 'işteş' bir eylemdir. Barış da öyle. Biz dil öğretmenleri buna işteşlik deriz. Yani eylemin birlikte ve karşılıklı yapıldığı anlatılır.

Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmada savaştan çok saldırı ve işgalden bahsedebiliriz.

Geçen yazımda tarihçi ve herbokolog olmadığımı yazmıştım ama konuya değinmeden geçmek de güncele ters…

İşgalin gerekçelerini anlamak için Putin'in yaptığı 'ulusa sesleniş' konuşmasına bakmak yeterlidir. İlgili konuşmanın ayrıntıları AA'nın sayfalarında yer alıyor. İsteyenler bakıp işgalin nedenleri hakkında bilgi sahibi olabilir. Bu konuşmadan önemli gördüğüm birkaç paragrafı buraya alıyorum:

'Ukrayna bizim için sadece bir komşu ülke değil, kendi tarihimizin, kültürümüzün, manevi alanımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bunlar, sadece yoldaşlarımız, yakınlarımız, meslektaşlarımız, arkadaşlarımız değil, aynı zamanda akrabalarımız, bizimle kan bağı olan, aile bağları olan insanlar.'

'Ukrayna'nın tamamen Rusya tarafından, hatta Bolşevik, Komünist Rusya tarafından kurulduğu gerçeğinden başlıyorum. Bu süreç, 1917 devriminden hemen sonra başladı. Lenin ve arkadaşları bunu Rusya'nın kendisine karşı çok kaba bir şekilde, kendi tarihsel topraklarının bir kısmını ayırarak, ondan kopararak yaptılar.'

'En ateşli milliyetçilerin daha önce hayal bile etmedikleri bu kadar cömert hediyeler vermek ve hatta cumhuriyetlere hiçbir koşul olmaksızın birleşik devletten ayrılma hakkını vermek neden gerekliydi?'

'Bugün, Batılı ülkelerin, NATO'nun doğuya doğru ilerlemeyeceği konusunda verdiği sözünü ne şekilde tuttuğunu görmek için haritaya bakmak yeterlidir. Bizi kandırdılar. NATO'nun 5 kez genişleme dalgasını gördük. NATO'ya, 1999'da Polonya, Çekya, Macaristan, 2004'te Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovekya ve Slovenya, 2009'da Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017'de Karadağ, 2020'de Kuzey Makedonya alındı. Sonuç olarak, ittifakın askeri altyapısı doğrudan Rusya'nın sınırlarına kaydı.'

Yani Putin özetle şunları söylüyor: 'Ukrayna diye bir devlet yoktur. Lenin ve Stalin, Ukrayna ve benzeri bölgelerdeki milliyetçilere taviz vermiştir. Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin'in 'ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı' doğru değildi.

Okuduklarımdan bir de şunu çıkardım: Ukrayna'yı anlamak için 2014'teki darbeyi ve ülkeyi yöneten batı yanlısı milliyetçi politikacıların uyguladığı politikaları da bilmek gerekiyor.

Peki ben ne düşünüyorum? Ukrayna'da bir savaş ve işgal var. Taraflar belli. 'Gerekçe' belli… Kim suçlu, kim masum ve ne olacak belirsiz ya da kişiden kişiye değişiyor. Ben kararın Ukrayna halkı tarafından verilmesi gerektiğine inanıyorum. Uluslar / toplumlar kendi kaderlerini kendileri tayin etmeli… Dünyanın her yerinde.

Peki bu mümkün mü? Bu da ayrı bir tartışma tabii…

**

Hafta sonu Ödemiş bir cinayet haberi ile sarsıldı. 60 yaşındaki koca 59 yaşındaki karısını öldürmüştü. Emekli öğretmen olan kocayı ve eşini 30 yıldan bu yana tanırım. Bir de çok tatlı kızları vardır. Koca, 15-20 yıl kadar önce eve girerken merdivenlerden düştü ve yarı felç bir hayat sürmeye başladı. Durumu gittikçe de ağırlaştı. Sinirsel ve akıl bakımından da sorunlar yaşamaya başladı. Haberlere yansıdığı kadar da son zamanlarda 'aldatma' benzeri düşünceler içine dalmıştı. Kimsenin ev hali bilinmez ama duyduğum ve bildiğim kadarı ile eşi ona bir bebek gibi bakıyordu.

Öldürülen eş Ödemiş Kadın Kooperatifi ile de yakından ilgileniyordu.

Ödemiş Kadın Kooperatifi ortaklarından Ülkü Zerdali, Facebook sayfasında olanlara adeta isyan ederek şunları yazmış: 'Ödemiş'li heeeyyyyy efe yürekli kadınlar, erkekler! 'Nerede' dedim! Dün cenaze namazın ardından öylece bakakaldık. Haykıramadım birbirimize sarılıp ağlamaktan başka. Ortalık çok sakindi böyle uğurlanmamalıydı. Haksız bir cinayet, duaların ardından ortalık yıkılmalıydı. Kendi içimizde dövüle dövüle havana döndük. Daha geçen hafta 'gencecik bir kadın Gölcük'te intihar etti' dediler. Neydi o sebep, o dereceye gelecek nokta neydi? O hafta başka bir kız için 'gencecik uyuşturucudan öldü' denildi. Denildi denildi ama sebebi neydi, iten kimdi? Sevgisizlik mi saygısızlık mı? Ne olursa olsun! Hepsi iki hafta içinde oldu. Neler oluyor bizlere düşünelim bir, düşünelim… Dünya nereye gidiyor, biz nereye gidiyoruz. Şiddete son diye diye daha da çoğalıyor. Devlet büyüklerimiz bizler mi neler yapmalıyız. Birlik olalım ki dirlik olsun. Bu benim isyanımdır…'

İnsanlık her geçen gün toplumsallaşacağına acaba bireyselleşiyor mu?

Şiddet sarmalı her geçen gün büyüyor mu?

 

Bakmadan Geçme