Reklam-ilan vergisi ve yetki karmaşası!

Ülkemizde görsel kirlilik, özellikle il ve ilçelerin önemli sorunlarından biridir. Son yıllarda yapılan çok katlı binaların...

Ülkemizde görsel kirlilik, özellikle il ve ilçelerin önemli sorunlarından biridir. Son yıllarda yapılan çok katlı binaların zaten olmayan estetiği, görsel kirlilikle birleşince ortaya darmadağın bir şehir görüntüsü çıkmaktadır.

Sanıyorum teknoloji geliştikçe ve biz onu kullanmasını öğrenemedikçe bu tip sorunların önüne geçmek de mümkün olmayacaktır.

Şimdi, Ödemiş'teki bina estetiği ile sayfalar dolusu yazı yazabilirsiniz belki ama siz buna önlem almadıkça veya önlem alınması için çaba göstermedikçe burada ifade edilen görüşlerin dikkate alınacağını da sanmıyorum.

Kimi zaman 4-5 katlı binalar arasında sıkışıp kalmış tek katlı bahçeli evleri gördükçe içimizden 'ah ah eski insanlar' cümlesini mırıldanırız.

Çok katlı binaların estetik yoksunu görüntüleri bir yana güneş enerjileri ve uydu çanaklarının yarattığı görüntü kirliliğine klimaların dış üniteleri de eklenince bizde göz zevki diye bir duyarlılığın bulunmadığını anlarız.

Demek ki kimsenin de dikkatini çekmiyor ki buna müdahale edilmiyor.

Bu konuda görev; önce belediyelere, sonra mimarlara, ardından inşaat mühendislerine ve müteahhitlere düşmektedir.

Bazen kendi kendime düşünürüm: Belediyelerde onlarca, yüzlerce çalışan vardır. Dosya doldurmak dışında nelerle uğraşır bu insanlar merak ederim!

Geçtiğimiz haftalarda inşaat halindeki yan binanın elektrik bağlantısı yapıldı. Bağlantı için binadan trafoya kadar yaklaşık bir metre derinliğinde, 20 metre uzunluğunda bir yer kazıldı. Tabi kepçe ile yapılan kazı çalışmasında yolun asfaltı ile kaldırımlarda bulunan parke taşları sökülüp kenara konuldu. İş bitti. Peki sonra ne oldu? Bırakıp gittiler! Aradan birkaç hafta geçmesine rağmen kazılan ve sökülen yerler, hala bırakıp gittikleri gibi duruyor.

Şimdi işin içine yetki karmaşası da girdi. O diyor 'Benim işim değil', bu diyor 'Benim işim değil!'

Buranın onarımı, kimin sorumluluğunda ben merak ediyorum. Büyükşehir mi küçükşehir mi? Tedaş mı yoksa müteahhit mi!

Bu yetki karmaşası ile ilgili bir esnaf arkadaşın başından geçen olay ise 'Pes yani!' dedirtecek cinsten. Mevki ve dükkan adı vermeyeceğim.

Dükkana iki kişi gelmiş ve tabela vergisi alacaklarını ifade etmişler. Esnaf arkadaş da bu vergiyi geçtiğimiz aylarda ödediğini söylemiş. Hem de cezası ile birlikte.

Gelenler, Büyükşehir'den geldiklerini, ödeme yapıldı ise Ödemiş Belediyesi'ne yapılmış olabileceğini belirterek ödemenin yanlış yere yapıldığını anlatmışlar. Esnaf arkadaş da 'O zaman kurumlar arası yazışma ile bu işin düzeltilebileceğini' söylemiş.

'Öyleydi-böyleydi' derken işin tadı kaçmaya başlamış ve gelenler bir tutanak imzalatmak istemişler. 'İmzalamam-imzalarsın' derken tatsızlık büyümüş.

Tartışmayı duyan kimi yerel siyasetçiler, esnaf arkadaşı telefonla arayarak konu hakkında bilgi almaya çalışmışlar falan…

Burada iki temel yanlışın olduğunu görüyoruz. Bunlardan ilki: Madem yasa belli, o zaman yetki alanının dışında olan yerden ilan vergisi almayacaksın. İkinci temel hata da yanlış yere ödeme yapıldığını iddia eden kişilerde: Ortada bir yanlışlık varsa görevlilerin esnafa daha nazik davranıp 'Size iki hafta veya bir ay süre veriyoruz; lütfen ilgili yere başvurup yaptığınız ödeme hakkında bilgi isteyip ödemenizi geri alınız. Biz, size yeniden geleceğiz' demeleri gerekiyordu.

Merak ettim ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin web sitesindeki İlan reklam vergisi ile ilgili duyurusuna baktım. Orada hangi ilçenin hangi cadde ve sokağının hangi belediyenin sorumluğu altında olduğu belirtiliyordu. Ve burada yapılan duyuruda şu ifadelere yer veriliyordu:

'Belediyemiz sınırları içerisinde ilan ve reklam araçlarının yol açtığı görsel kirlilik, güvenlik ve bilgilendirme sorunlarını ortadan kaldırmayı; etkin bir iletişim aracı olan ilan reklam araçlarının kent bütününde kentin görselliği ve estetiğine katkı sağlamak üzere kullanımı düzenlemeyi, bu işleri yapan gerçek kişilerle, özel ve kamu tüzel kişilerinin uymaları zorunlu esasları belirlemek amacı ile ilan reklam yönetmeliği hazırlanmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi İlan ve Reklam Yönetmeliği gereği aşağıda belirtilen hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

1- İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yetki alanındaki meydan, bulvar, cadde ve ana yollar üzerindeki bütün ilan, reklam ve açık alan aktivitesi için yönetmelik hükümleri doğrultusunda belediyeden izin belgesi alınması zorunludur.

2- İlan reklam ve tanıtım araçları için izin süresi, bağlı bulunduğu takvim yılı içerisinde geçerlidir. Süre bitiminden en geç yedi gün önce müracaatla iznin yenilenmesi zorunludur.

Bu iki maddenin devamında da İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Tasarım ve Kent Estetiği Şube Müdürlüğü'ne yapılan reklam ve tanıtım panosu müracaatlarında istenen belgeler belirtiliyordu.

Yazıdan çıkarılması gereken sonuç:

1- Birçok alanda olduğu gibi bir ilçede iki belediyenin olması, uygulamada sıkıntılar doğurmaktadır.

2- Madem yasa çıkmış, o halde herkes sorumluluk alanını öğrenip buna göre hareket etmelidir.

3- Üretim yapan çalışanların ve esnafın ödediği vergilerle maaşlarını alan belediye memurları, esnafa polis çağırma tehdidinde bulunmamalıdır.

Bakmadan Geçme