'Rahat kimseye batmaz'

Cuma akşamı başkent Ankara yollarında idik. Ankara'ya gidiş nedenimiz, bazı eğitim sendikalarının ortak eylem kararı aldığı...

Cuma akşamı başkent Ankara yollarında idik. Ankara'ya gidiş nedenimiz, bazı eğitim sendikalarının ortak eylem kararı aldığı Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu ile ilgili tepkimizi ortaya koymak idi.

Bana göre artık eski eylem biçimleri ile bir yerlere varılmıyor ama sendikamızın çağrısı doğrultusunda 'uzman' ve 'başöğretmenlik' kariyer sınavı ile ilgili kamuoyu farkındalığı yaratmak ve taleplerimizi topluca kamuoyuna aktarmak amacıyla düzenlenen mitinge katılmayı, en azından yönetici ya da yöneticilik yapmış eğitimciler açısından bir 'borç' olarak gördüğümüz için şartlarımızı zorlayıp, düştük Ankara yollarına. İki gecemiz yollarda geçti. Cuma akşamı 22.00'de çıktık, Pazar sabahı 05.00'te evlerimize gelebildik.

Bildiğimiz gibi bizim yola çıktığımız akşam, Bartın'da da bir maden faciası yaşandı. Miting iptal edilebilirdi belki ama ölüm haberleri biz yolda iken sıklaşmaya başlamıştı.

31 yılı geride bırakmış bir öğretmen olarak, sendikamın aldığı çok sayıda eyleme destek verdim. Bizim için masraf ve yorgunluk olsa da Ankara'da düzenlenen mitinglere de katılmaktan geri durmadım. Madem ki sendikamız, 'Yasaya karşı Ankara'da sesimizi yükselteceğiz' diyordu…

Kısa adı Eğitim-Sen olan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak geçtiğimiz şubat ayında yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı 5 bin civarında bir katılımcı ile Bartın maden kazası gölgesinde AnıtPark'ta biraraya geldik.

Türkiye'nin dört bir yanından gelen eğitimciler arasında daha önce birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımızla da görüşme ve özlem giderme olanağı bulduk.

AnıtPark'ta toplanan arkadaşlarımız ile 'Eşit işe eşit ücret', 'Öğretmenlik Meslek Kanunu İptal Edilsin' gibi pankartlar taşıyarak 'Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz' gibi sloganlar atarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun ve 19 Kasım'da gerçekleşecek olan Kariyer Basamakları Sınavı'nın iptal edilmesini talep ettik.

Miting, Bartın'da hayatını kaybeden maden işçileri için saygı duruşu ile başladı. Kürsü önünde de siyah zemine yazılmış 'Yüreğimiz Bartın'da' yazısı vardı.

Genel Başkanımız Nejla Kurul, Bartın'da hayatını kaybeden maden işçilerinin ailelerine baş sağlığı diledikten sonra özetle şunları kaydetti:

'Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren ÖMK düzenlemesine karşı bir araya geldik. Öğretmenlik Meslek Kanunu kapalı kapılar ardında, kanunun muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikalarının iradesi dışında, haklarını ve taleplerini dikkate almadan hazırlandı ve yasalaştı. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okudu. Masa başında hazırlanan meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenleme alışkanlığını sürdürüyorlar.'

Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubunun olmadığını ifade eden Kurul, siyasi iktidarın öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle birlikte, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden daha da pekiştirmek istediğini belirtti.

'Tıpkı nitelikli okul/niteliksiz okul' ayrımı üzerinden yürütülen tartışmalarda olduğu gibi, bugün de kariyer basamakları üzerinden 'nitelikli öğretmen/niteliksiz öğretmen' algısı yaratılmak istenmesi kabul edilemez. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları bakanlığın gündeminde değil. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimizi görmezden geliyorlar. Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisi sessiz ve tepkisiz kalmayacaktır.'

**

Siz de takdir edersiniz ki öğretmenlerin ve eğitimin sorunlarını bu köşede ayrıntılı olarak anlatmak mümkün değildir. Sorunların çözümü bağlamında özetle şunları söyleyebilirim. 'Türkiye'nin eğitim sorunları, eğitimciler ve onların kendi sivil örgütleri olan sendikaları ile birlikte çözülebilir.'

**

Grev, yürüyüş, gösteri ve açıklama gibi eylemler yapan çeşitli meslek kuruluşu temsilcilerine 'Rahat bunlara batıyor' bakış açısıyla yaklaşamayız.

Örneğin, Türkiye'de bankalar krlarına kr katıyor ama rahat bunlara batmıyor.

Örneğin, Türkiye'deki 5-10 büyük alışveriş mağazası krlarına kr katıyor ama rahat bunlara batmıyor.

'Rahat kimseye batmaz'

Batan bir şey varsa o da mutsuzluk ve huzursuzluktur…

Bakmadan Geçme