Oyuna gelme!

İde ve ego, psikolojide çok kullanılan iki kavramdır. Fransızcadan dilimize giren 'ide', düşünce demektir. İdeoloji de...

İde ve ego, psikolojide çok kullanılan iki kavramdır. Fransızcadan dilimize giren 'ide', düşünce demektir. İdeoloji de 'düşünce bütünlüğü' demektir.

Ego da 'ben' demektir. Egoist ise 'bencil, kendini düşünen' demektir.

Herkesin bir düşüncesi, herkesin bir egosu vardır. Zaten olmaması normal değildir.

Herkes, her şey hakkında bir düşünceye sahip olmalıdır. Herhangi bir konuda 'aman canım!' demek; önce insanın kendisine, sonra da çevresine saygısızlıktır.

Tek doğru vardır…

Düşüncenin kaynağı, doğru bilgidir. Düşünceyi şekillendiren de insanın içinde bulunduğu kültürel ortamdır. Bilgi kirliliği, bu ortamın en büyük düşmanıdır.

Uzatmayalım…

Ormanlarımız yanıyor. Ciğerlerimiz, su kaynaklarımız bir bir yok oluyor.

Özellikle e-sosyal medyada öyle büyük bir bilgi kirliliği var ki bu kirliliğin bazı gizli eller tarafından üretilip yayıldığına inanıyorum.

Ormanlarımızı kim yakıyor?

Hava sıcaklığından kaynaklanıyor olabilir.

Ormanlara atılan şişe ve camlardan kaynaklanıyor olabilir.

İhmal ve dikkatsizlikten kaynaklanıyor olabilir.

Ülkenin doğal kaynaklarının tükenmesini bilerek ve tasarlayarak isteyen ve aracı olan bazı iç ve dış düşmanlar olabilir…

Olabilir de olabilir…

Bunları açığa çıkaracak olanlar veya çıkarması gerekenler, devletin yetkili organlarıdır. Devlet, bunun için vardır. Yani devlet, bunun için üretilmiş bir araçtır. En azından kitaplar böyle yazar. 'Kim yaptı?' sorusunun yanıtını devletin resmi organlarından beklemek zorundayız. Devlet, şeffaf ve tarafsız olmalıdır. Çok özel bilgiler dışında bütün bilgileri vatandaşları ile paylaşmak zorundadır.

E-sosyal medyada bir sürü görüntü, fotoğraf ve yazı bulunuyor. Bu görüntü, fotoğraf ve yazıların kaynağını bilmek zorundayız. Devlet, bu tarz bazı gizli merkezlerde oluşturulmuş bilgilerin doğru olmadığını da duyurmak ve uyarmak zorundadır.

Elbette önceki uygulamalardan bazı şüpheler uyanabiliyor…

Örneğin, 'Yakılan yerlere turistik tesis mi yapılacak?'

Örneğin, 'Yakılan yerleri terör örgütleri mi planlıyor?'

Soruları arttırabiliriz…

Örneğin THK'nin uçakları meselesi…

2019'da yapılan bir haberde 'THK'nin ateş kuşları her şeye hazır' denilirken bugün 'THK'nin elinde bir şey yok' deniliyorsa vatandaş da bunun hesabını ve gerekçesini sorar. Sormaya da hakkı vardır…

Ve Konya'da meydana gelen aile katliamı… Önü arkası öğrenilmeden yapılan yargısız infazlar… Arkasından sosyal medyada başlayan suçlama furyası…

İnsanların bir kısmı, inanmak istediklerine koşulsuz ve anında inanıyor. Bir kısmı da doğruluğu kanıtlansa bile inanmak istemiyor.

Belki bir oyun dönüyor ama ne!

İde ve ego… İddialarımız ve düşüncelerimiz; 'ben' ya da 'biz' merkezine takılmadan, bilimsel verilerin ışığında oluşmalı…

Yoksa bilerek veya bilmeyerek piyon olmaktan kurtulamayız…

Bakmadan Geçme