Orkestra
Orkestra, dilimize Fransızca ya da İtalyanca'dan geçmiş. Müzisyenler grubuna verilen ad. Türkçe kelimelerle bir ad oluşturmaya...
Orkestra, dilimize Fransızca ya da İtalyanca'dan geçmiş. Müzisyenler grubuna verilen ad. Türkçe kelimelerle bir ad oluşturmaya çalışsak, 'çalgı takımı' diyebiliriz.
Orkestranın anlamı 'yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılar topluluğu'
Yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgıların uyum içinde kulağa hoş gelecek sesi çıkaran takım.
Hani ekip ruhu denir ya!
Ekip, Fransızca'dan; ruh da Arapça'dan Tükçe'ye girmiş.
**
Geçtiğimiz hafta sevindirici bir haber aldık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İzmir İl Müdürlüğü internet sayfasında yayınlanan bir duyuruya göre, Kışla köyünden Uzundere'ye kadar olan tepelerde feldspat madeni arama çalışmaları isteyen bir firmanın bu isteği olumsuz görülmüştü.
Biliyorsunuz, konuyla ilgili hazırladığımız çeşitli pankartların birinde, 'Dağlarımızda madenciler değil çobanlarımız geçsin' demiştik.
'Demiştik' diyerek çoğul bir ifade kullanıyorum.
Başta Koza-Der, ardından Kent Konseyi ve Ödemiş Belediyesi işbirliği ile yani büyük bir orkestra ile bu saldırıyı savuşturmuştuk.
Nasıl savuşturmuştuk? Yasal anlamda yapılması gereken ÇED toplantısını engelleyerek.
Bu savuşturma işine katkı koyan ve emek harcayan ilgili örgütlerin başkan, yönetici, üye ve destekçileri olarak hem Gerçekli'de hem de Kaymakçı'da halkı bilinçlendirip örgütleyerek, maden çalışmasının bölgeye zarar vereceği gerekçesi ile 'istemiyoruz' demiştik.
Benzeri engellemeleri daha önce de aynı orkestra ile başka yerlerde de yapmıştık.
Neden? Çünkü bölgemiz tarım ve hayvancılık açısından Türkiye'nin verimli alanlarından biridir.
Buradaki hava, toprak ve su varlığı dengesinin bozulması demek yaşam alanlarımızdaki dengenin daralması ve bozulması demektir.
Evet, taş kırığı yenmez!
**
Orkestrayı büyütmemiz, genç doğaseverlerin katılımı ile genişletmemiz gerekiyor. Bu nedenle, yurttaşlarımızı konuyla ilgili yeni dernekler kurmayı veya var olanlara üye olmayı öneriyorum.
Dernek, toplamak eyleminden türemiştir. Örgüt de örmek eyleminden.
Yani toplanmak ve birbirimizi örmek zorundayız. Farklılıklarımızı tehlike olarak değil zenginlik olarak görmeliyiz.
Klarnet ile gitarın sesi aynı mı? Tabii ki aynı değil. Davul ile bağlamanın sesi aynı mı?
Sorulması bile hata…
Fakat uygun ses tonlarını yakaladığımızda kulağımızda büyük bir ses cümbüşü oluşuyor…
Yani birbirimizin ırkını, dinini veya mezhebini sorgulayacağımıza, bu farklılıklarımızı kaybetmeden 'Nasıl aynı potada değerlendirebiliriz?' sorusuna yanıt aramalıyız.
Birlikte olunca daha güzel değil miyiz?