Oligarşi mezara!

Mutlaka biliyor veya okuyorsunuzdur dünyada ve Türkiye'de 'kuşak' adı verilen belli tarih aralığında yetişen dönemlerden söz...

Mutlaka biliyor veya okuyorsunuzdur; dünyada ve Türkiye'de 'kuşak' adı verilen belli tarih aralığında yetişen dönemlerden söz edilir. Bunların en meşhuru 68 kuşağıdır. Bu kuşağın en belirgin özelliği anti-emperyalist ve bağımsızlıkçı olmasıdır. Bu kuşağı şekillendiren ana unsur da dünya çapında yükselişte olan sosyalist düşünce akımıdır. Yazılarımın anlaşılması için bazen kavramlara açıklık getirmeye çalışırım. Sosyalist kelimesinin Türkçe karşılığı, toplumcudur. Yani toplumsal olandan yana…

Ben de tam olmasa da 78 kuşağından sayılırım. Yeri gelmişken hatırlatayım 10 Mart'ta 58 yaşımı geride bıraktım. 1975 ile 1980 yılları, en çok siyasi cinayetlerin işlendiği acılı yıllardır. Yazılanlara bakılırsa 5 bin civarında siyasi cinayet işlenmiştir. Neyse konuyu dağıtmayalım.

O dönemlerden kalan duvar yazıları ve sloganları hala kulaklarımda çınlar. Bunlardan biri de 'Oligarşi mezara, halk iktidara' sloganıdır.

Peki, Ukrayna'nın işgali ile birlikte yeniden duymaya başladığımız bu oligarşi ve oligark ne demekti?

Hemen önce oligarşinin sözlük anlamına başvuralım: 'Siyasal gücün birkaç kişiden oluşan küçük bir grubun elinde bulunduğu yönetim biçimi.'

Peki oligark ne demek? Doğal olarak sözünü ettiğimiz bu güçlü gruplardan birine oligark adı veriliyor.

Bizde diaspora denildi mi Ermeniler akla gelir. Böyle giderse oligark deyince de Ruslar aklımıza gelecek. Oysa diaspora ve oligark dünya çapında bir terimdir. Yani her ulusun bir diasporası (yurt dışında yaşayanları) ve oligarkı (çok zengini) vardır.

Ne yapar bu oligarklar? O ülkenin bütün varlıklarını ve gelirlerini sömürürler, yasalarını yaparlar…

Sakın bu oligarklarların sadece Rusya'da bulunduğunu sanmayın… Bunun adı oligark olmaz da holding olur, tröst olur, kartel olur, hatta beşli çete olur!

Bu oligarşilere Avrupa ve Çin de dahildir. Hani 'Filler tepişir, çimenler ezilir' denir ya! Oligarklar fil, fakirler de çimendir.

**

Daha önce de yazdım. Ukrayna'daki savaş aslında ABD ve Rus oligarklarının savaşıdır. Emperyalist devletler birbirlerini yeme savaşında. Bu sıcak savaş aynı zamanda medya üstünden de yapılmakta ve herkes kendi oligarkının desteklediği medya organları tarafından yönlendirilmektedir. Bizim medya organlarımızı da özellikle ABD ve onun destekçisi oligarklar tarafından desteklediği için, bilgi kaynaklarımız da onların tuttuğu fenerlerin aydınlattığı yerler kadardır.

**

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum? Ukrayna savaşı ile ilgili ülkemiz büyük bir kitle gösterisine sahne olmadı. Çeşitli il ve ilçelerdeki gösterileri de ağırlıklı olarak Ukraynalılar organize etti. Buradan da şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Bizim ülkemizde de hatırı sayılır bir Ukraynalı nüfus oluşmuş.

**

Yine dikkat ettiniz mi bilmiyorum, bu Ukrayna savaşı ile birlikte 'sığınaklar' konusu ön plana çıktı. Bilmiyorum yanılıyor muyum ama sanki Ukrayna'daki bütün binaların altı sığınak gibi.

Bir an kendi ülkemizi düşündüm: Bizim sığınaklarımız var mı? Yoksa sığınak olarak inşa edilmesi gereken bodrum katları depo olarak mı kullanılıyor?

Sevgili mimarlarımız, inşaat mühendislerimiz ve müteahhitlerimiz ne dersiniz bu işe?

Olmaz olmaz demeyin, öte dursun ama bizim ülkemiz de benzer bir durum ortaya çıksa ne yaparız?

Bakmadan Geçme