Öğrendiklerimden öğrendiğim

Öğrenme ihtiyacımız bitmez. Cehlimiz sonsuz. Bilmediklerimizi toplasak içinde boğuluruz herhalde. Öğrenme arzumuz ve yeniye merakımız bizi...

Öğrenme ihtiyacımız bitmez. Cehlimiz sonsuz. Bilmediklerimizi toplasak içinde boğuluruz herhalde. Öğrenme arzumuz ve yeniye merakımız bizi tetikler bu süreçte ve öğrendikçe daha fazlasını öğrenmeye iştiyakımız artar. Bilgi açlığına dönüşür iş. Biriktikçe malzeme, pişmeye başlar akıl mutfağında. Var olan malzemeyle daha iyisini kotarmaya başlarız. Daha bilgece, daha doyurucu, daha olgun ifadeler ortaya çıkar böylece. Kazanda kaynayanın kokusu dil kepçesiyle taşınır dışarıya, söylemlerimiz değişir…

Çoğu zaman hayattan keyif almanın rotasını çizer öğrenme arzusu. Öğrendiklerimizle zaman duvarında tek tek resmetmeye başlarız hayatımızın resmini. Gitmek isteyip de gidemediğimize, görmek arzusunda olup göremediklerimize, yapmak isteyip de yapamadıklarımıza dair ne varsa araştırıp doldururuz heybemize. Öyle ki fırsat bulup gerçekleştirme şansını yakaladığımızda dejavu yaşarız. İstikbali inşa etme yolunda attığımız adımlar, biriktirdiklerimiz hayatın kendisi olur nihayetinde.

Şöyle uzaklaşıp kendi hayatımızdan, uzaktan bakma fırsatımız olsa ve objektif bir bakış açısı geliştirebilsek süreçte yaptıklarımızı ve bize kazandırıp bizden götürdüklerini daha iyi müşahede edebiliriz herhalde. Öğrenme ve kendimizi geliştirme sürecinde izlediğimiz rota, bizim için ne kadar uygunmuş bunu da fark edebilir ve ona göre yeni stratejiler geliştirebiliriz herhalde ama dünyanın yeni yüzü içinde o kadar yoğun yaşıyor ki insanlar, bu süreçte durabilecek olan kaç kişi var bilemiyorum. Özelikle gençlerin işi çok zor. Daha fazla, daha fazla derken anı, günü, belki de yaşamı ıskalıyorlar. Bilgi çağının, bilişim çağının ürünü bu olsa gerek. Bilgiye ulaşma kolaylaştıkça daha fazla donanıma ihtiyaç duyulması, gençlerin işini çoğaltıyor. Ulaştıklarıyla mutlu olabiliyorlarsa ne ala. Yoksa tatminsizlik duygusu sarıveriyor ruhlarını ve daha ilerisini arzu etme dürtüsüyle tatlarını kaçırabiliyorlar ya da mükemmeli elde etme duygusuyla elindekileri önemli bulmuyor, yaptıklarını küçümseyebiliyorlar. Kendilerini hırpalayabiliyorlar maalesef. Ya yeni fırsatları kovalıyor ya da yeni derken mazeret üreterek gelen fırsatı kaçırıveriyorlar. Sonrası hayıflanmalar.

Biz ne diyorduk, nereye getirdi kalem konuyu. Elbette bilmediklerimizdir yolumuzu açan. Açılan yolda güzellikleri kaçırmamak dileğiyle. Bu zorlayıcı dönemde, öğrenme sürecinde özellikle gençlere kolaylıklar diliyorum…

her şey vaktinde güzel

güneşin doğuşu

bir yıldızın kayışı

yağmur altında ıslanış

ya da açan bir çiçek

uçan kelebek

düşen bir yaprak

vaktinde güzel

gençlik de

olgunluk da

vaktinde

vaktini kaçırma

mühürle zamanı…

Bu yazı gazetemizin 15 Şubat 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

 

Bakmadan Geçme