Öfke ve yapısı
Öfke, temel ve doğal duygularımızdan biridir. Genellikle, istemediğimiz sonuçlar ortaya çıktığında, beklentilerimiz karşılanmadığında ya da isteklerimiz...
Öfke, temel ve doğal duygularımızdan biridir. Genellikle, istemediğimiz sonuçlar ortaya çıktığında, beklentilerimiz karşılanmadığında ya da isteklerimiz doyurulmadığında ortaya çıkar. Diğer duygular gibi sağlıklı ifade edildiğinde, yapıcı ve ilişkiyi düzenleyici olabilir.
Öfke, kişinin kendisine, ifade etmeye çalıştıklarına saygı gösterilmemesi sonucu başlattığı karşı koyma tepkisidir. Kişinin kendisini koruma güdüsünden ortaya çıkar. Öfkeli kişiler genellikle reddedilmiş, kırılmış ve incinmiş kişilerdir. Bundan dolayıdır ki, çevreden gelen sinyalleri kendilerine yönelik bir tehdit olarak algılar ve hemen tepki gösterirler. Kontrolsüz bir biçimde davranmalarının sebebi budur. Öfkenin ne bastırılması ne de inkr edilmesi sağlıklıdır.
Öfke beraberinde beş farklı alanı da tetikler. Bu alanlar, düşüncelerimiz, duygularımız, davranışlarımız, iletişim yeteneğimiz ve fizyolojik tepkilerimizdir. Fizyolojik tepkilerden başlayayım. Halk arasında bir deyim vardır, ''duyduğum an kan beynime/başıma sıçradı'' derler. Hepimizin aşina olduğu bir duyumdur. Ne kadar çok öfkelenildiğini ifade eder. Öfkelendiğimizde gerçekten kan beynimize sıçramaz ama şah damarlarımız genişler ve özellikle yüz ve alındaki yerleri belirginleşir. Kasların gerginliği ve titremesi artar, tükürük bezlerinin salınımının kısıtlanması sonucu ağız kuruluğu meydana gelir. Dişler sıkıldığı için ağız kapanır ve burundan nefes alıp verme sıklaşıp, kuvvetlenir ve bu burun deliklerinin büyümesine neden olur. Beden öne doğru eğilir ve saldırı için hazır bir pozisyona girer. Bunlar temel tepkilerdir ve daha birçok farklı belirtiler sayılabilir.
Duygusal boyutuna bakıldığında ise öfkeye eşlik eden duygulardan söz edebiliriz. Bunlar da, kaygı, korku, panik ve nefret olabilir. Çünkü zaten öfkenin kendisi başlı başına bir duygu. Düşünsel boyutuna baktığımızda ise: engellenme ve engellenmeye dair bir takım düşünceler gelir. Ki bu düşünceler genellikle kişinin geçmiş yaşantılarının tetiklenmesine neden olur. Davranış boyutunda tabi ki kırıcı, yıkıcı ve zarar verici davranışlar görürüz. Bunlar kişilerin kendisine yönelik olabildiği gibi, diğer kişiye yönelik de olabilir. Gelelim iletişim boyutuna; öfkenin kontrol edilememesi, iletişim çatışmasına neden olur ve kırgınlık ya da pişmanlık gibi sonuçlar ortaya çıkarır.
Bir sonraki yazıda, öfke tetikleyicileri ve kontrol yöntemleriyle kaldığımız yerden devam ediyor olacağız.
Sevgilerle.