ÖDEMİŞ KONFERANSLARI

Öncelikle Ödemişimin konferanslara, söyleşilere ev sahipliği yapması benim için çok özel, tarifsiz bir keyif. 6 Mart...

Öncelikle Ödemişimin konferanslara, söyleşilere ev sahipliği yapması benim için çok özel, tarifsiz bir keyif. 6 Mart Pazartesi akşamüzeri, Kongre Merkezi'ndeki söyleyişi için emeği geçen herkese ve basın mensubu arkadaşlarıma özellikle teşekkür etmek isterim. Yalnız büyüklerimizden bir ricam olacak. Basın-medya görevlilerine özel bir bölüm oluştururlarsa buna basından çok ben sevineceğim. Onların ne şartlar içerisinde görev yaptığını çok iyi biliyorum. Kolaylıklar diliyorum.

Kültürpark karşısı Kongre Merkezi'ne biraz erken geldim. İyi ki de erken gelmişim, inanamayacağım bir olay yaşadım. Merhum başyazarımız Mustafa Erdal Bey'in oğlu Nuri Erdal Bey ile tanıştım. Onun elini tutarken sanki bir an rahmetli ile konuşuyormuşum hissini duydum. Duygulandım. Demek ki bu topraklara yürekten hizmet etmiş ki ruhu halen bizim gazetede tarassut ediyor. Nurda uyusun.

Efendim Uğur Dündar bir rahatsızlık geçirdiği için onun yerine Tacettin Bayır, Aytun Çıray'a eşlik etti. Bir süre canlı bir telefon bağlantısı ile merkeze bağlanan Uğur Dündar, tüm Ödemişlilere sevgilerini iletip Arena programı sözü verdi. İnşaallah…

Telefonda orduya kurulan kumpaslar ile ışığı olan generallerin nasıl da ihraç edildiğini, referandumda oy kullanılmazsa 'evet' oyu yerine geçeceğini, bu sebeple de mutlaka herkesin evet ya da hayır oyunu kullanmasını söyledi. Kırıcı olmadan, eş dost herkesi arayıp bilinçlendirmemiz ve neden 'hayır' dediğimizi anlatmamız gerektiğinin altını çizdi. Başkanlık sistemi ile bugüne kadar yapılmak istenip de anayasa sebebiyle yapılamayanların yapılacağını dikkatli olmamızı anlatan Uğur Bey'e şifalar diliyorum. Kendisinin kayınvalidesi bundan altı yıl önce vefat etti. Dünyada sanat alanında adımızı duyuran rahmetli Ümran Baradan, Uğur Bey'in kayınvalidesidir. Ressam ve mimar olan Baradan, bu ülkeye çok büyük hizmetlerde bulunmuştur. Bu hizmetlerinin bir bölümünü anlatan da kitap yazmıştır. İnanın o kitabı bir solukta okudum. İzmir Konak'ta Oyun Çocuk Müzesi de kendisine aittir.

Derin bir iç geçirip işte diyorum, canlarım geldik gidiyoruz. Güzel insanların ölümünü duyduğumda ben de ölmek istiyorum ama yaşayarak onları yad etmek onların hizmetlerine bizler de bir katkı yapmamız gerektiğini düşünerek yaşama tutunuyorum. Ne olur sizler de hizmetlerinizi bu ülkeden esirgemeyin, her şey maddiyat değil her şey çıkar değil olur mu benim canım okurlarım…

Şimdi, turbun büyüğünü çuvala bıraktım. Nedir o derseniz konuklarımız İzmir Milletvekillerimiz Tacettin ve Aytun beylerin sözleridir. Onlar konuştukça ben Yetiş Ablanız olarak notlar aldım. Notlardan: 'Bursa Vekili AK Partili bir arkadaş, hiç utanmadan sıkılmadan 'Anayasa'nın ilk dört maddesi değişir' diyor. Nasıl değişir? Cumhuriyet, bayrak, laiklik maddeleri ne olacak? Cumhuriyet'in ve Atatürk'ün ellerimizden alınmasına izin vermemeliyiz. Bursa vekilinden sözlerini geri almasını söyledik ama nafile… Yakında Türk Bayrağı yerine yeşil bayrak tartışmaları açılırsa hiç şaşırmayın. Bir de hayır çıkarsa iç savaş bizleri bekliyormuş. Efeler diyarı Ödemiş, Cumhuriyet'e sahip çık! Çünkü bunlar Cumhuriyet'e bileniyorlar. Ey çiftçi kardeşim kandırılıyorsun, ne oldu mazot söylemleri, torba yasayla mazot vergilerine bir şeyler oldu! Aklımızla alay etmeyin. Komşuların hepsiyle kavgalıyız. Şimdi de kalkmış Almanya'ya kafa tutuyor. Sakın bu kayıkçı kavgasına kafa tutmalarına da aldanmayın.

Anayasa değişimi başkanlık sistemi ile federasyon bir bölünmeyi peşinde getirecek ve bu ülke emperyalist güçlerin oyuncağı olarak bölünecek. Gelen gideni aratırsa tarihteki Deli İbrahim gibi biri gelirse bu ülkenin hali ne olur? Barzani geldi, sözüm ona Kürdistan bayrağı ülkemizde dalgalandırıldı ama dikkat edin aynı Barzani İran'a gitti ama orada bayrak asılmadı, bize ne oluyor ki?

Cumhurbaşkanı'nı koruyan askeri ve polisi kendi bünyesinde toplayan Cumhurbaşkanı, onları Saray Muhafızları olarak görevlendirmiştir. Neden bu ayrım ve bunca muhafız? Rakka'da bizim ne işimiz var?…''

Epey bir konuşma metni daha var. Lakin benim köşemde de yer kalmadı. Musa Peygamber'in bir ağaca yaslanıp da ettiği dua ülkemize olsun: 'Ey Allah'ım! Katından gelecek yardıma öylesine muhtacım ki…'

Bakmadan Geçme