ÖDEMİŞ ESKİ BELEDİYE BAŞKANI MÜNİR BEZMEZ ANILAR HATIRALARIN KONUĞU OLDU
Ödemiş Öğretmenevinde her hafta Salı günü düzenlenen Akşam Gevreği Anılar Hatıralar programının bu haftaki konuğu Ödemiş...
Ödemiş Öğretmenevinde her hafta Salı günü düzenlenen Akşam Gevreği Anılar Hatıralar programının bu haftaki konuğu Ödemiş eski Belediye Başkanı Münir Bezmez oldu. Ödemiş Öğretmenevi müdürü Mahmut Altay'ın moderatörlüğünde yapılan söyleşide Münir Bezmez anılarını şöyle anlattı:
Ben öncelikle sizin aracılığınızla gazeteci ve basın mensubu arkadaşlarımın günlerini kutluyorum. Onlara sağlık, sıhhat, huzur diliyorum. Münir bezmez Ödemiş doğumlu anne tarafım Seyrekli köyünden ama baba tarafım mahalle olarak Bengisu Mahallesi'nde doğdum. İstiklal İlkokulu mezunuyum. Annem rahmetli oldu, babam hala sağ. Babam bildiğimiz kara fırınların yapı ustasıdır. Yani bir inşaat ustasıdır. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi bitirdikten sonra o zamanki adıyla İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi Kadıköy Yüksekokulu Mimarlık bölümünü kazandım. Fakat ben orada okurken 80 ihtilalinden sonra bu akademiler kapatıldı. Hepsi üniversite adı altında birleştiler. Böylelikle ben İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun oldum. O zamanlar şimdiki gibi bilinçli bir yönlendirme yok tabii ki evlatlarımız şimdi herhangi bir meslek sahibi olmadan önce o mesleğin imkanlarını ve şartlarını daha önceden öğrenebiliyorlar, okullarda hep meslek tanıtımları yapılıyor artık. Hatta Mimarlık meslek tanıtımı için ben de gidiyorum zaman zaman. O dönemlerde Mimarlık şudur İnşaat Mühendisliği budur doktorculuk da budur diye bilgi verilmiyordu. İnşaat mühendisliğini babam inşaatçı olduğundan dolayı yazdık. Ama tabii ki okula girdikten sonra mesleğimi sevdim. 83 yılında mezun oldum hemen bir ay sonra evlendim ve bir kızım oldu Avukat Yasemin Bezmez, Ödemiş'te. Daha sonra askere gittim, askerden gelir gelmez 25 yaşlarında hemen siyasetin içerisine girdim. Allah rahmet eylesin Fuat Kılcı ve Nurettin Badem, Doğruyol Partisi ilçe başkanıydı. Fuat bey eski Ödemiş belediye başkanlarımızdandı. Bir gün büroma geldiler, ya senin gibi insanlar bu partiye bu memlekete lazım gel sen bize katıl dediler. Peki kimlerle birlikte katılacağım diye sordum. O an için birkaç tane isim sayıldı. Bak bu da girecek, bu da girecek. O an için Doğru Yol Partisi'nin de yeni bir kongresi vardı. Biz de görev aldık, yönetime girdik. O zaman şöyle söylendi, partiye kravatlılar geldi artık biz yer bulamayız. Eskiler yer bulamaz dediler. Parti için yalınayak partisi denilirmiş, hemen o günlerde milletvekilliği seçimi vardı, adayımız bizim bu bölgeden Fuat Kılıç'tı. Fuat Bey'in seçilmesi için hep beraber koştuk, akabinde belediye başkanlığı seçimi gündeme geldi. Uzun zamandan beri belediye başkanı olmak için kendini hazırlamış bir abimiz vardı, önüne geçmek mümkün değil. Güler Köymen Allah rahmet eylesin, yapılan bir ön seçimle Güler hocamız belediye başkan adayımız oldu, o seçim hemen hemen benim koordinem de gitti diyebilirim, bütün mitingler her akşam benimle başlıyordu, her şeyi ben takdim ediyordum ve son cümleleri ben kapatıyordum. O zaman 89 yılıydı yaş kaç oluyor 28 falan. 61 doğumluyum 27- 28 yaşlarında. Öyle bir seçim atmosferi yaşadık ki 5 sene geçti. Biz hep yine Doğru yol partisinin içerisinde aktif siyasette yer aldık, yönetim kurulu üyelikleri falan yaptık. 94 seçimleri geldiğinde yaşım 33 idi, ben bu dönem belediye meclisi olur dedim. Yani biraz öğrenelim, görelim. Güler Bey seçimi kazandı. 5 sene yaptı. 5 sene sonra 94'te seçim sattı mahalline girdik, o seçimde ben meclis üyesi olmak istedim, son 4-5 ay kala biliyorsunuz seçim çalışmaları başlıyor ya, adaylar belli olsun denildiğinde belediye başkanlığı için 5-6 arkadaşımız dilekçe verdi. Tabii bir tanesi yine Güler hocamızdı. Allah rahmet eylesin Faik bey vardı. Tahir sürgen adaydı. Tarım Kredi Kooperatif müdürümüz vardır Hasan bey o adaydı, onu partinin içerisinde aday adayı şeklinde yaptılar. Tabii ben de meclis üyelerine dilekçe verdim fakat bu ön seçim yaklaşırken arkadaşlar ısrarla, ya sen niye meclis üyeliği adayısın, sen neden direkt başkanlığa aday olmuyorsun diye ısrarcı oldular. Tamam ben belediye ile içli dışlı olan Fen İşleri, imar işleri mesleğin gereği devamlı gidip gelsem dahi belediye yabancı değilim. Yaşımız gençti henüz bu işe girmeyeyim diye ısrar ettiysem de bir gece birkaç arkadaşla telefonda bayağı bir dertleştik. Hatta en son çok güveniyorsanız siz aday olun diye o arkadaşlarımı tersledim. Hatta bu yayını dinlerlerse onlar kendilerini bilirler, o gece hanım dedi, Münir bak arkadaşların bu kadar istiyorlar, sen bu işi başarırsın, dedi ama yine sen bilirsin dedi. Bu işi düşündüm, taşındım sabahleyin kalktım, günlerden çok iyi hatırlıyorum pazar günüydü. Yönetim kurulu oturuyor içeride, partideki arkadaşlarımızın çoğu bilir Kemal Kurtoğlu diye bir arkadaşımız vardı, abimiz. O bizim partinin sekreteryasıydı. O zamanki ilçe başkanımız Hasan Sezgin girdi içeri, ben dedim , Kemal abi ben meclis dilekçemi geri çekiyorum dedim, biraz sinirli bir abimizdi olmaz dedi, sen olmazsan, başkası olmasa kim olacak bu dedi. Sen dedi meclis üyesi ol, dedi bana. İlçe Başkanı Hasan Sezgin istemiyorsan ver dilekçeni geriye dedi, ben aldım yırttım. Cebimden başka bir dilekçeyi masaya bıraktım, şöyle bir okudu. İşte bu ya dedi, tamam mı. Ondan sonra tamam dedim, belediye başkanlığı adaylığı için. Tabii şimdiki gibi değil o zamanlar daha bir ortam vardı. 6-7 kişiyiz belediye başkan adayı aşağı yukarı 150 tane belediye meclis için adaylar var. 5 tane il genel meclisi seçilecek. Belki de 35-40 tane aday var. Bunlar Ödemiş Doğru Yol Partisi ilçesine bağlı 400 tane delegenin oyuyla seçilecek. Bu karar alındı ne İzmir ne de Ankara müdahale edemiyor. Yani işin güzelliği orada, şimdi böyle bir olay yok, hiçbir partide. Eski Halk Eğitim Caddesi'nde kapalı spor salonunda 3 tane sandık konuldu, bir tanesi belediye başkanlığı için bir tanesi belediye meclis üyeliği için, bir tanesi de il genel meclis üyeliği için. 7 tane isim yazılmış Belediye Başkanı adaylığı için. İzmir'de onayladı, Ankara'da onayladı adayları, bu şekilde 94'te seçim durumu geçirdik. SHP partisinden Mehmet Eriş, Milliyetçi Hareket partisinden İsmail Balkan ve Doğru Yol'dan da ben seçime girdik, çok güçlü adaylardık, güzel bir seçim geçirdik, tatlılıkla hiç kimseyi kırmadan dökmeden, çok güzel anılarımız oldu. Tatlı bir seçim oldu ve seçimden sonra da bu güzellikler devam etti fakat başkanlık bize nasip oldu. Hüseyin Bey zaten çok tecrübeli biriydi. Mehmet Başkan son derece sempatik, genç o zaman, İsmail Balkan deneyimliydi, İstanbul'dan gelmiş inşaat mühendisi, hep belediyeden gelmiş. O da o şekilde çok değerliydi yani hangimize nasip olsaydı güzel hizmetler verecektik. Ödemiş'e 5 senelik bir şeyler yapmaya çalıştık.
O seçimde en geç Belediye Başkanı seçildiniz duygularınız nasıldı?
Çok baskı altında kabul ettim ben bu görevi, arkadaşlarım kazansan da kaybetsin de hep senin yanındayız dediler, şu anda Ödemiş'te 90 tane mahallemiz var, o zamanlar 13 mahallemiz vardı. 13 Mahallesi seçime giriyor, köylerin oy kullanma olayı yoktu. Tabii bizim içimizde o dönemde yılların duayeni seçimi çok iyi analiz eden abilerimiz vardı, sandıklar açıldı 3 mahalleden seçim sonucu aldık, biz bu üç mahallenin sonucuna göre seçimi kazandığımızı anladık. Sanat okulunda oyların %20'ini alıyorsan ondan sonra Hürriyet Mahallesi, Cumhuriyet Mahallesi'ndeki oyları alıyorsun Türkmen'deki oyları alıyorsan tamamdır. Seçimin sonucunu bu 3'ü veriyor, büyüklerimiz bu şekilde söylüyorlardı. Sanat okuluna bir geldik baktık oylar hemen hemen %40'ın üzerinde o zaman İlhami Boz iyi Parti'de siyaset yapıyor şimdi, Münir bu iş bitti dedi, abi dur ya daha 3 sandıktan aldık dedim ve partiye geldik, akşamüstü bekliyoruz o anda yerel radyolar vardı, yayın yapıyorlar tabii radyolar genelde Atatürk Mahallesi sonuçlarını alıyorlar SHP'nin adayı Mehmet Eriş'in büyük bir farkla seçimi kazandığını söylüyorlar fakat bize gelen sandık sonuçlarına bakıyoruz durum öyle değil, sonra İlçe Başkanı ne biçim seçim sonuçları sonucu veriyorsunuz kardeşim dedi ya biz başka yerden alıyoruz ya siz başka yerden alıyorsunuz, insanları oyalıyorsunuz dedi, telefonu kapattı. 5 dakika sonra radyo ağız değiştirdi, gelen son sonuçlara göre işte Doğru Yol Partisinde yükseliş var, demeye başladılar. Tabii çok gencim, heyecanlanıyorsun başarının ne olduğunu da bilemiyorsun o anda, omuzlarına yüklerin yüklendiğinin farkında bile değilsin. Hatta bir an titremeye başladığında daha evvel hatırlıyorum o arada halam bana küçük bir tane ilaç getirdi hatırlıyorum onu içince sakinleştim, yani heyecanın verdiği bir titreme oluyor. Ondan sonra artık her şey kesinleşmeye başladı, ben kendimi birdenbire havalarda gördüm, iki kat merdivenlerden aşağıya ben nasıl indiğimi bilmiyorum. Böyle insanların başının üzerinde iniyorsun. Tabii seçim coşkusu kutlamalar aklı başında olanlar var. Onlar devamlı sakin olun, Ödemiş'te bir şekilde taşkınlık yapmayın, sakın buradan ayrılmayın tamam mı diyorlardı, bankaların olduğu yerde kalalım bir yere gitmeyelim diyorlardı. Kaybetmenin üzüntüsü ile başka hareket içine girebilen partiler olabilir o anda insanları tutmaya çalıştık.
Peki koltuğa oturduktan sonra başkanına bakışınız nasıl oldu bu iş zormuş dediniz mi?
İlk defa yapan bütün başkanlarım da benimle aynı görüşte olduğunu tahmin ediyorum koltuğa oturduktan sonra masanın öbür yüzü ile buranın arasında çok fark olduğunu biliyoruz, yaşayarak gördük, ilk verilen imza bütün belediye başkanları da bilir nikah memuru yetki imzasıdır. Çünkü o akşam bir nikah olabilir, kim atacak bu nikaha imzayı, ilk görevini kulaklar çınlasın şimdi emekli oldu, Ziya Dönmez arkadaşımız memur olarak onu atamıştım, ilk imzamı onun için attım. Kesinlikle tek başımıza değildik, biz hakikaten çok güzel değerli bir ekibimiz vardı, üst düzey yöneticiler, müdürler, şefler, amirler, işçiler hepsini saygıyla sevgiyle yad ediyorum. Belediye meclisimiz Doğru Yol Partisi, Anavatan Partisi ve SHP'den oluşmuştu, içerisinde çok değerli çalışma arkadaşlarım oldu, o mecliste alacağımız kararları her türlü kararı oy birliği ile alıyorduk, böyle bir güzellik vardı, öneriyi o getirdi, bu getirdi ret verelim gibi bir düşüncemiz yoktu. Ben 3 partinin grup başkanları ile gündemimizi önceden onlarla paylaşırdım ne şekilde karar vereceğimize birlikte karar verirdik. Onlar da kendi gruplarında bu konuyu konuşurlardı, o zamanlar canlı yayın vardı, ÖRT canlı yayına geliyordu. Bütün yayınlarda o zamanki vaadim Ödemiş'in girişinin canlandırmak amacıyla giriş kısmında bir vaatte bulunmuştum. O çerçevede göreve geldikten sonra Konut Yapı Kooperatifi adı altında bir kooperatif kurduk, üyelerimizi kaydettik daha yer falan bulmadan 496 delegemiz oldu. Ondan sonra arsa arayışına girdik. Tabii toplantımızdan önce Ödemiş'in girişinde yer almakta çok büyük sıkıntılar çektik vermediler. 3 kat fiyat vermeme rağmen arsalarını vermek istemediler, ancak biz genel kurul kararı ile bu inşaatlarımıza başladık benim başkanlık dönemimde devam etti, o zaman Tekel binaları Türkiye genelinde özelleşmeye başlamıştı. Ödemiş'in tam merkezinde Tekel binaları vardı, kulağımıza değişik duyumlar gelmeye başladı. O anda belli iş adamlarının bu Tekel binalarını alacağını duymuştuk. Bu konuyla ilgili bir toplantı yaptık, toplantı kararıyla Gümrük ve Tekelden binaları Ödemiş Belediyesi olarak almak istediğimizi söyledik fakat belediyelere veremiyoruz dediler. Çünkü belediyeler başka amaçlarla kullanıyor dediler. Bunun üzerine Ege Üniversitesi rektöründen randevu aldım, buraya üniversite yapalım dedim, üniversite yetkilileri Ödemiş'e geldiler. Vali bey geldi. Kaymakam beyin odasında oturduk burada Eğitim Fakültesi yapamayız, sözünü veremeyiz fakat buraya 5 yıllık bir okul açacağız, dediler sen siyaseten Tekel binasını al. Ben o zaman rahatladım. İstanbul'a gittim Tekel Genel Müdürlüğü yanına, ben burayı alıp Ege Üniversitesine devredip Ödemiş'e üniversite kazandıracağız dedim, projemi çok beğendiler fakat bedelsiz veremeyiz dediler, parayı yatırın tapuyu alın dediler. O zaman genel kuruldan bazı arkadaşların yardımıyla üniversite vakfından gelen parayla bu işi hallettik. O zaman Ödemiş'te bir huzurevine ihtiyacımız vardı, onu yapamadım, tek katlı bahçesi olan bir huzurevi istiyordum. Belki önümüzdeki yıllarda bu yetişebilir daha birçok projem var Ödemiş için gerçekleştirmek istediğim fakat onları burada söyleyemem etik olmaz. Şu anki bulunduğumuz Ödemiş Öğretmenevinin planını o zamanlar ben çizmiştim, göreve geldiğimde bütün müdür arkadaşlarımdan brifing aldım, bana dediler ki Ödemiş'in önümüzdeki 10 yıl için su ihtiyacı yok, aradan 3 ay geçti sular küt gitti. Hemen ne oluyoruz dedik, o zaman tabii su müdürüne, hemen değiştirdik, gençliğin verdiği aksiyonlar, sonra imar müdürünü de değiştirdik. Kimde liyakat varsa onu getirdik. İzmir Belediyesinden uzman arkadaşlarımızı getirdik, bu sorun nasıl çözeriz diye görüştük, hemen kısa tedbirlerle su sağladık, kalıcı çözüm olarak Ödemiş'in su şebekesini tamamen değişmesi gerekiyordu, Belediye Meclisi'nde karar aldım. İller Bankası yetki verdi, Ödemiş'in su şebekesi depolarından başlayıp en ücra köşeye kadar tüm şebekeyi yeniledik, şu andaki Kültür Park'ın projesini de biz yaptık, o zamanlar orası yeşil alandı. Fakat o zamanlar kamulaştırma daha bir rahattı şimdiye göre, orayı kamulaştırdık, oranın hemen duvarlarını tellerle çevirdik, ağaçlandırmalarını yaptık. 99 seçimlerinde aday olmadım ÖRT televizyonuna çıktım. Aday olmayacağım açıkladım. Hatta aday olacak arkadaşları encümen toplantısına davet ettim misafirim olsunlar istedim, belediyecilik nasıl yapılıyor encümen kararları ne şekilde alınıyor izlesinler dedim fakat hiçbir parti adayını göndermedi. Demek ki belediyeciliği gayet iyi biliyorlarmış. Ben başkan adayı olmamaya şu şekilde karar verdim. Tabii sabah erkenden çıkıyoruz akşam çok geç vakitte geliyoruz, ben çıktığımda çocuklar uyuyor, ben geldim çocuklar yine uyuyor. Orada bir gün hanım dedi ki, Münir oğlan bana bugün ne dedi biliyor musun, babamın başka bir evi mi var, neden bizim eve gelmiyor. İşte o zaman karar verdim. 5 sene oldu yapacaklarımı yaptım artık başka arkadaşlarımız bu işe devam etsin dedim.
Peki Başkanım bugün mimarlıkla meşgulsünüz günleriniz nasıl geçiyor misafirlerimize ne söylemek istersiniz?
Belediye başkanlığını bıraktıktan sonra 5 yıldır kapalı olan büromu tekrar açtım, serbest olarak mimarlık esleğime devam ediyorum. Mimarlar Odası başkanlığını devam ettiriyorum. Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği ofisimiz var yine bir ayağımız hep belediyede sürekli belediyedeyiz, bütün günümüz proje çizmekle geçiyor. Bütün günün yorgunluğunu atmak istiyorsun tabii ki akşam eve gidiyoruz, yemek yiyoruz, yemekten sonra ben de kahve kültürü var her meslekten çok güzel bir arkadaş grubumuz var konuşuyoruz, okuyoruz… Kimimiz Fenerli kimimiz Galatasaraylı… 99 yılında ben bu işi bıraktığımda bir daha bu işi yapmayacağım dedim. 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimleri geldiğinde AK Parti İlçe Teşkilatı seçim koordine merkezleri var. Dediler ki seçim koordine merkezi başkanımız olur musun? Tabii içlerinde eski Doğru Yol Partisinden olan arkadaşlarım da var. 2018 de AK Parti'de değilim, kaydım falan da yok ama hepsi arkadaşımdı ve bu görevi kabul ettik. Fakat İzmir'e gide gele dediler ki biz halk yoklaması yapıyoruz, senin ismin öne çıkıyor. Ankara'dan da onay geldi ve ben aday oldum. Tabii nasip değilmiş, halkımız Mehmet başkanı tercih etti. Biz Mehmet başkan ile yıllardır siyasetin ötesinde iki kardeş, iki arkadaş gibiyiz, canciğeriz. O gün 31 Mart akşamı sandıkları açıldıktan sonra benim için de onun için de seçim bitmişti. Bundan sonra her şey Ödemiş içindi. Kendilerine destek olmaya çalışıyoruz, katkılar vermeye çalışıyoruz, istişarelerde bulunuyoruz. O kadar çok anılarımız var ki anlatsak sabahları bulur. Bir gün yeni başkan olduğumda odacımız Ahmet dedi başkanım yaşlı bir teyze var, seni görmek istiyor. Açtım kapıyı buyur teyzeciğim dedim, bana dedi ki: Dediler ki o pek küçük biridir, görmeye geldim seni sen pek küçükmüşsün biraz ye dedi.