ÖDEMİŞ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ KATLEDİLEN AYDINLARI ANDI
Ödemiş Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Gürcay Işık 31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası çerçevesinde katledilen aydınları...
Ödemiş Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Gürcay Işık 31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası çerçevesinde katledilen aydınları anmak için Ödemiş Kaymakamlığı meydanında bir etkinlik gerçekleştirdi. Yapılan etkinliğe Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş ve çok sayıda Ödemişli katıldı. Etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Daha sonra Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Ödemiş Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı'nın çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını ADD Başkanı Gürcay Işık yaptı. Işık Konuşmasında şunları söyledi:
Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. 30. Adalet ve Demokrasi Haftasında emperyalizm ve işbirlikçilerinin aramızdan aldığı devrim şehitlerimizi saygı ile anıyoruz. 31 Ocak 1990 akşam saatlerinde evinin önünde iki k** kurşun ile katledilen kurucu genel başkanımız Profesör Doktor Muammer Aksoy'un ve 24 Ocak 1993 sabahı otomobiline konulan bomba ile paramparça edilen kalpaksız kuvayicimiz Uğur Mumcu'nun yok edilmeleri emperyalizmin ilk halka seri siyasetler tuzağının 2. halkasının başat kilometre taşlarıdır. İlk halka demokrasi katledilip özgürlükçü 1961 anayasasının yerine getirdiği 1982 Anayasası anti demokratik darbe yasaları ile örgütlü toplumun özel üniversiteyi özgür kültür ve sanat iklimini bozup Amerika'nın oğlanları yaptı dediği 12 Eylül 1980 darbesine zemin oluşturup toplumsal meşrutiyet sağlanmış; 2. halka ile de ülkemiz 2000'li yılların emperyalist siyasal İslam çıkmazına sokulmuştur. Bu nedenle her yıl düzenlenen 24-31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası'nda çeşitli etkinliklerle andığımız şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmamak kararlılığımızı yineliyoruz. Hem de bu emperyal tuzakların perde arkasını halkımıza göstermek istiyoruz ve sonuçlarını irdeliyor; hem de laik Cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalması yolunda dersler çıkarıyoruz. Muammer Aksoy, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinden kopartılarak layık hukuk devleti olma niteliğini yitirip karanlık bir geleceğe sürüklenmesi tehlikesinin farkında olarak 49 Cumhuriyet Aydın'ı yol arkadaşı ile 19 Mayıs 1989 tarihinde Atatürkçü Düşünce Derneğini kurdu. Derneğimizin kuruluş bildirgesi kurucu genel başkanımızın çalışma ve demeçleri, emperalistleri çok rahatsız etti ve Muammer Aksoy 8 ay sonra katledildi. Hala aydınlatılamamış olan bu cinayetin ulusumuzu derinden yaraladığı ne kadar gerçekse layık Cumhuriyet düşmanlarını, çok uluslu petrol tekellerini, 1961 Anayasası karşıtlarını, Kadın haklarını ayaklar altına alanları, halkın özgürleşmesinden özgür bireyden ve uluslaşma bilincinden çok korkan karşı devrimcileri, örgütlü toplumu tehdit olarak görenleri, üniversite özerkliğini hazmedemeyenleri, Türkiye'yi Kemalizm'in Yurtta sulh cihanda sulh rotasından saptırıp yeni Osmanlıcılık hayaliyle doğu bataklığına sokmak isteyenleri çok sevindirdiği de bir o kadar gerçektir. 31 Ocak 1990 akşamı başlayan bu ikinci halka emperyal tertipler üzerine gidilmediği için sürdü. Kurucumuz Doçent Doktor Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Turan Dursun, Musa Anter cinayetlerinin ardından 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu suikasti ile yeni bir boyut kazandı. Uğur Mumcu'nun katli her kesimden halkımızda büyük infial yarattı, bütün kademeleri ve azmettiricilerini bulmaya söz verdiler ama çözüm için atılan her adım engellendi, duvardaki o tuğla bir türlü çekilemedi. Uğur Mumcu da Muammer Aksoy gibi emperyal güçleri ve uşaklarını öyle ürpertmişti ki o kadar çok hain ipliği pazara çıkarmıştı ki onu bu odakların her biri öldürtmüştür. Hatta cinayeti birlikte işletmiş de olabilirler. Örneğin PKK terör örgütü gibi Abdi İpekçi'yi vurdurup papayı vurduranlar gibi, silah ve uyuşturucu kaçakçıları gibi, yabancı gizli istihbarat servisleri gibi.
Emperyalizm ve işbirlikçileri bu seri cinayetleri, siyasi cinayetlerle, istihbarat kullanımları ile başka bir yapı ile örgütlediler önce cemaat ihaleleri ve hoca efendi güzellemeleri ile el üstünde tutulan hizmet hareketi kılıfıyla semirtilerek ne istedilerse verilen, amacı emperyalizmin yüzyıllık hedefi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti'ni din devletine dönüştürmek olan; neden sonra fetö diye anılıp bir devlet yapılanması adıyla tanımlanan bu hain örgüt ortak olduğu iktidarın olanaklarıyla kadro açtı mülki idari, yargı ve emniyet ele geçirildi. Ergenekon, Balyoz, kumpas davaları ile temizliği yapıp adamların önünü açtı. Nihayet orada yetiştirdiği müritler ile 15 Temmuz 2016 günü bastırdıktan sonra birilerinin Allah'ın lütfu saydığı bu hain kalkışmayı; yasal düzene sadık Kemalist subaylar, namuslu emniyet mensupları ve milletimiz için aklımızdan çıkarmamalıyız. Aynı şekilde bunca vahim yaşanmışlıklara karşın kimi siyasilerin hala tarikat cemaat adı altında örgütlenmiş emperyal yapılardan medet ummakta olmalarının anlaşılabilir, bağışlanabilir bir yanı olmadığını da görmeliyiz. Türk Ulusu siyasi cinayetlere kurban giden yiğit evlatlarını da katillerini de işbirlikçilerini de ve azmettiricilerini de unutmayacak, unutturmayacak. Bir gün mutlaka hesabını soracaktır. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak Kemalizmin namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuzun semalarına asma azim ve kararlılığı ile başta Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu olmak üzere bütün vatanseverlerimizi minnet ve şükranla anıyor, hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, sesimizi değil sözümüzü yükselterek; çare yeniden Atatürk Cumhuriyeti diyoruz, saygılarımızla.
İsmail Keçeci