Normalleşelim

Biliyorsunuz, bazen e-sosyal medya üzerine yazıyorum. Çeşitli olumsuzluklarının yanı sıra e-sosyal medyanın uyuşturucu etkisi yaptığından ve...

Biliyorsunuz, bazen e-sosyal medya üzerine yazıyorum. Çeşitli olumsuzluklarının yanı sıra e-sosyal medyanın uyuşturucu etkisi yaptığından ve oralarda gezinti yapmanın tehlikelerinden söz ediyorum.

Kimileri, bir süreliğine kapatıyor e-sosyal medya hesaplarını ama aradan uzun zaman geçmeden yeniden sarılıyorlar o büyülü dünyaya. Tıpkı sigarayı bir aralığına bırakır gibi!

TV'de haber izlemiyorum artık. Çünkü popüler TV kanallarının çoğu 'kuşatılmış' durumda. Nereye baksan aynı kişiler ve aynı söylemler… Haberleri de internet üstünden seçerek takip ediyorum. Yani istersem açıp okuyorum.

İşte, istersem açıp baktığım haberlerden biri:

'Star yazarından yüksek sesli ezan tepkisi'

Başlığı görünce inanamadım önce… Star yazarı Resul Tosun, 'Yüksek volümlü ezanlar; küçük çocukları korkutmakta, büyükleri de rahatsız etmektedir' demiş.

Star da kuşatılmış yayın organlarından biri ama nasıl olmuş da böyle bir köşe yazısı çıkmış hala anlayamadım…

Tosun, günümüzde yüksek sesli hoparlörle okunan ezandan rahatsız olduğunu, bu sesin kulak tırmaladığını söylemiş. Yazısında, 'Bu durum, aşırı derecede ses kirliliği yapmakta' diyen yazar, 'Beyin hücrelerini öldürdüğü için insan sağlığına zarar vermektedir' diye devam etmiş.

'Diyanet'e açık çağrı!' başlığıyla yayımlanan yazının ilgili özet bölümü şöyle:

'Beş vakit namazı camide kılmaya özen gösteren, imam olmadığı zaman mihraba da minbere de geçen biriyim. Bunları özellikle baştan yazıyorum ki aşağıda yazacaklarımdan dolayı kimse beni yanlış anlamasın. Kuran tilavetinin ve ezanın güzel sesle ve güzel makamla icra edilmesi, Müslüman'ı da gayrimüslimi de memnun eder. Müslüman, zaten kelamın en güzeli olan Kuran ayetlerini usulüne uygun, güzel bir ses ve makamla dinleyince huzur bulur, huşuu artar. Manasını anlıyorsa imanı da güçlenir. Gayrimüslim de güzel ses ve makamla icradan etkilenir. Bu etkiyle Müslüman olanlar da vardır.

Ama günümüzde yüksek sesli hoparlörle okunan ezan ve Kuran tilaveti, müminin umduğu huzuru ve huşuu vermek bir yana kulakları tırmalamaktadır, rahatsız etmektedir. Bu durum, aşırı derecede ses kirliliği yapmakta ve beyin hücrelerini öldürdüğü için insan sağlığına zarar vermektedir. Çevre Bakanlığı, yıllar önce 85 desibelin üstündeki seslerin sağlığa zararlı olduğunu ve sorumlularının cezalandırılacağını belirleyen bir yönetmelik yayınlamıştı. Bu yönetmelik, kimi yerlerde uygulansa da maalesef camilerde uygulanmamakta, itiraz etmek isteyenler 'ezan düşmanı' olarak yaftalanmaktan korktukları için çekimser kalmaktadırlar. Özellikle bitişik bina sistemi olan semtlerde yüksek volümlü ezanlar; küçük çocukları korkutmakta, büyükleri de rahatsız etmektedir. Oysa ezanın sevdirilmesi gerekir değil mi?

Mehmet Görmez hoca döneminde konuyla ilgili yayınlanan genelgeyi bir camiin ilan panosunda görmüştüm. Ama maalesef bu konu halledilmek bir yana, ayarı kaçmış vaziyette.'

**

Bu memlekette kutsallarla ilgili kalem oynatmak zordur. Her türlü hakarete ve saldırıya maruz kalabilirsiniz. Örneğin; İstiklal Marşı, bayrak ve Atatürk… Vatan…

Hani Orhan Veli, bir şiirinde 'neler yapmadık şu vatan için! / kimimiz öldük; / kimimiz nutuk söyledik' demiş ya!

Farkında mısınız bilmiyorum! Artık okullarda ve resmi törenlerde İstiklal Marşı da okunmuyor… Sadece dinleniyor! Çünkü bu tür törenlerde bilgisayardan çıkan sesler var. Sesi hoparlörden de yükselttiniz mi! En kahraman vatansever sizsiniz…

Hazır olda, sadece dudaklarımızı kıpırdatıyoruz…

Belki okulların çevrelerinde evleri bulunan vatandaşlar, bu yüksek sesten rahatsız oluyorlar ama tepki çekmekten ürkerek dudaklarını kıpırdatamıyorlar!

Öte yandan Atatürk ve bayrak asmalar.

Olur olmaz yerde ve zamanda Atatürk ve bayrak asmalar.

Gelişi güzel; sanki ülkemiz düğün yeri.

Benim çocukluğumdan hatırladığım, bayraklar resmi daire önlerinde olurdu. Evlerde asıldığını gördüğümüzde orda ya ölüm vardı ya da düğün… Son dönemde bunlara şehit evlerine büyük boy bayrak asmalar eklendi.

İnançlara saygıya evet. Ama rahatsız etme derecesine varan abartıya hayır.

Kutsallarla birbirimize parmak sallamayalım…

Normalleşelim…

Bakmadan Geçme