Nerede o eski İzmir fuar günleri?

Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalemde bu hafta açılan İzmir Fuarı'nın geçmişteki anılarını, heyecanını o güzel günleri...

Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalemde bu hafta açılan İzmir Fuarı'nın geçmişteki anılarını, heyecanını o güzel günleri sizinle paylaşacağım. Vaktiniz olur da okuma zahmetinde bulunursanız beni mutlu etmiş olursunuz. Hepinize çok teşekkür ederim.

İsterseniz şöyle çok eskiye gidip İzmir Fuarı'nın kuruluş öyküsünü yeniden hatırlayalım. Atatürk'ün Milli Mücadele'den altı ay sonra, Cumhuriyet'in ilanından dokuz ay önce İzmir'de topladığı 1923 İzmir İktisat Kongresi esnasında kongrenin yapıldığı iş merkezinde Atatürk'ün talimatıyla bir de sergi açılıyor. Herkesin o sıkıntılı günlere rağmen elindeki mamulleri sunduğu sergiye inanılmaz bir katılım oluyor. Bez kumaş, halılar, ahşap işleri, küçük tarım aletleri gibi tarıma dayalı bazı sanayi ürünleri ve ayran, peynir, et kavurma, tarhana ve makarna gibi gıda ürünleri de sergide yer alıyor. Katılımın yoğunluğunu gören Mustafa Kemal Atatürk; İzmir şehrinin kalkınabilmesi için fuarların kurulması, kongrelerin düzenlenmesi yönünde talimat veriyor.

Başlangıçta sadece ticaret adamlarının ve çiftçilerin ellerindeki ürünleri sergilediği bir kermes niteliğinde olan İzmir Fuarı, zaman içinde tüm halkın katıldığı bir panayır haline geliyor. 1930'lu yıllarda yaşanan Büyük Buhran'ın etkileri yüzünden yaklaşık üç sene hizmete giremeyen fuar, 1931'de İzmir Belediye Başkanlığı'na seçilerek on yıl bu görevi sürdüren Dr. Behçet Uz'un döneminde, İzmir'in tam anlamıyla 'ihya' olduğu bir dönemde Başkan Dr. Behçet Uz'un çalışmalarıyla 1936 yılında 'Arsıulusal İzmir Fuarı' adı altında bugünkü adı Kültürpark olarak bilinen eski yangın alanında 360.000 metrekarelik alanda kapılarını tüm dünyaya açıyor. Dünyanın en büyük fuarlarından biri olan İzmir Enternasyonal Fuarı'na ev sahipliği yapan Kültürpark, o günlerden bugünlere kadar hala birçok ziyaretçi ağırlayıp yabancı firmalarla ziyaretçileri buluşturuyor. Bunun yanı sıra birçok yöresel ürün de hala fuarda yer buluyor. Aynı zamanda çeşitli sanatçıların da konserlerinin yapıldığı fuara hl talep var.

Nerede o eski fuar açılacak heyecanı ve o güzel günler? Nerede o Göl Gazinosu, nerede o gülen aynalar, nerede oyuncaklar, nerede içindeki küçük gölde ayak pedallarıyla çevrilerek ilerleyen ailecek bindiğimiz o kuğu su bisikletleri, hepimizin hayatında ilk kez gördüğü hayvanat bahçesindeki o yabani hayvanlar? Mesela hepsinin kendince bir adı vardı. Bunlardan en bilineni olarak herkesin çok sevdiği, merakla onu görmeye gittiği, o büyük cüssesiyle Fil Bahadır'ımız vardı. Belediye otobüslerinde fuar yazan mavi levhaları gördüğümüzde hepimizin içini bambaşka bir heyecan alırdı. TV'lerde izlediğimiz ünlüler geçidi yaşanırdı adeta. Meşhur Göl Gazinosu, birçok sanatçıyı ağırlardı. Uzaktan da olsa görmek ne güzeldi onları.

Türkiye'nin birçok bölgesinden o yörelere ait yiyecekler getirilir, satışı yapılırdı. Kahramanmaraş'ın dondurmasını yiyebilmek, büyük cesaret isterdi. Her uzandığımızda külahı elimizde kalır, yüzlerde bir tebessüm oluşurdu. Kayseri'nin pastırması, Çorum'un leblebisi, İzmit'in pişmaniyesi orada bir başka güzeldi. Herkesin mutlu olduğu, virüslerin, hastalıkların böyle yaygın olmadığı güzel günlerdi o günler.

Ne kalabalıktı ama… Çok fazla arz-talep vardı fuara. İşten gelen, ya hemen otobüse biner ya da evi yakınsa hemen yürür gelir, arabası varsa şimdiki kadar olmasa da trafik sorunu park etmek için biraz dolaştıktan sonra fuarın girişindeki gişelere gelip bilet sırasına girerdi. Heyecanla açılmasını beklediğimiz o güzel fuar günleri nerede? Şimdi artık o heyecanlar yok. Her yerde bir meşgale, her yerde bir kafe var ama fuar günleri o zamanlar başkaydı.

Buradan ben şunu çıkarıyorum: İnsanı oyalayabilecek, eğlendirebilecek alternatifler çok olmuş olabilir günümüzde ama o gerçek anlamında yaşadığımız anılar başkadır. Mesela şimdi her yerde sanatçı olabilir veya her yerde müzik ama fuar zamanı o Göl Gazinosu veya fuar açık hava konserleri başkaydı. Hepimizin ortak heyecanları, mutlulukları vardı. Şimdi de onlar, ortak anılarımız oldu. Haydi yine eskisi gibi katılım sağlayalım fuarımıza, yine ziyaret edelim stantları. Bizim o yerlerde anılarımız var ve biz yine gidelim diye o yerlere emek verenler var.

Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın.

Bakmadan Geçme