Merhaba

Salgın hastalık yasakları, bayramlar ve adli tatil derken yaklaşık altı ayı bulan bir ayrılıktan sonra yeniden...

Salgın hastalık yasakları, bayramlar ve adli tatil derken yaklaşık altı ayı bulan bir ayrılıktan sonra yeniden sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Öncelikle hepinize sağlıklı, mutlu günler diliyorum.

Birlikte olmadığımız dönemde dünyada ve ülkemizde önemli olaylar yaşandı. Bunlardan en önemlisi, hiç şüphesiz tüm insanlığı ilgilendiren korona salgını idi. Bu hastalık, çok sayıda insanın kırımına neden oldu. Ölenlere rahmet, hastalara şifa diliyorum. Umuyorum ki kurallara uyarak hep birlikte bu hastalığı yeneceğiz. Küçücük bir virüs, dünya devi ülkeleri ve insanları çaresiz bıraktı. İş yerleri kapandı, uçaklar uçamadı, ulaşım durdu, kiliseler, camiler kapandı. Devletlerin ekonomileri durma noktasına geldi. Varlıklı devletler, vatandaşlarının zararlarını karşılayarak bu süreci hafif atlattılar ancak bizim gibi kalkınmakta olan ülkeler, bu sıkıntıyı daha ağır yaşadılar.

Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de Haziran ayından itibaren korona tedbirleri yumuşatıldı. İş yerleri, kısıtlamalarla da olsa açıldı. Herkesin kendi tedbirini kendisinin alması, sosyal mesafe, maske ve temizlik kurallarına titizlikle uyması istendi ancak bu kurallara tam olarak uyulduğu söylenemez. Maskesiz insanlar ve sosyal mesafeden uzak kalabalık gruplar her yerde gözlendi. Hatta bu yasakları koyan kişiler bile sanki tehlike geçmiş gibi Ayasofya açılışını, Rize mitingini yaptılar.

Bu arada korona ile ilgili oluşturulan Bilim Kurulu da tartışma konusu oldu. Sonradan bazı Bilim Kurulu üyelerinin açıklamalarından Bilim Kurulu'nun her dediğinin yapılmadığı, son kararları siyaset kurumunun verdiği, Bilim Kurulu'nun göstermelik bir kurul olduğu anlaşıldı.

Zaten bozuk olan ekonomik dengeler, korona tedbirleri nedeniyle iyice bozuldu. Yabancı paralar karşısında Türk parasının değeri düştükçe düştü. Dolar, euro ve altın fiyatları tavan yaptı. Yabancı para ile borçlu olan kişi, kurum ve devlet borçları katlanarak arttı.

Bu arada korona koşullarına uyarak CHP ve İYİ Parti'nin kongreleri yapıldı. Millet İttifakı'nın iki önemli partisi olan CHP ve İYİ Parti'nin genel başkanları ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıları ve bu sıkıntıdan çıkış önerilerini topluma açıkladılar. Genel başkanların kongrelerinde yaptıkları konuşmalar, büyük takdir topladı.

CHP ve İYİ Parti kongrelerinde alınan kararlarda ortak noktalar vardı. Örneğin; 'Yeni bir anayasa ile iyileştirilmiş, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemine dönülmesi, partili cumhurbaşkanlığı adı verilen tek adam rejimine son verilmesi, üniter devlet yapısı korunarak başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunların barış içinde parlamentoda çözüme kavuşturulması, siyasi partiler kanununun ve seçim yasasının değiştirilmesi, demokratik bir seçim yasası hazırlanması, yürütmenin yüksek mahkemeler ve yargı üzerindeki vesayetinin kaldırılarak yargı bağımsızlığının sağlanması, devletyönetiminde liyakatın esas alınması, eş, dost ve yakınların kayırılmasına son verilmesi, eğitim sisteminin bilimsel, laik ve çağdaş bir anlayışla yeniden düzenlenmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, üniversitelerde her tür düşüncenin özgürce tartışılması ve bilimsel eğitimin önünün açılması, ulusal ve üretime dönük bir ekonomi politikası izlenmesi, dış politikada ülke çıkarlarını ve bölge barışını gözeten bir politika izlenmesi', öne çıkanlar arasındaydı.

Özellikle partili cumhurbaşkanlığı sistemi denen, parlamentoyu ve parlamenterleri devre dışı bırakan, denetimden uzak, fiilen tek adam yönetimine dönüşen ucube sistemin başarılı olmadığı, söylendiği gibi ülkeyi her alanda uçurmayı bir yana bırakalım, uçurumun kenarına ittiği halk tarafından görülmüştür. Bu konular halka iyi anlatıldığında yapılacak ilk seçimlerde bu partilerin başını çektiği Millet İttifakı iktidar olacak ve dile getirdikleri değişim ve dönüşümü sağlayacak yetkiyi milletten alacaklardır.

Dileğim; dünyada ilk ulusal kurtuluş savaşı vererek kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin saygın yerini yeniden kazanması, insanlarımızın kimseye muhtaç olmadan, sağlıklı bir şekilde, temel hak ve özgürlüklerden sonuna kadar yararlandıkları gelişmiş bir Türkiye'de mutlu ve barış içinde yaşamalarıdır. Bunu da hep birlikte kuracağımıza yürekten inanıyorum. Saygılarımla.

Bakmadan Geçme