Küçük Menderes'te damlama sulama
Eylül ayı Ödemiş Belediye Meclisi oturumunda havzamızdaki su kaynaklarının korunmasını gerektiğini anlatmaya çalışırken mısır bitkisinin vahşi...
Eylül ayı Ödemiş Belediye Meclisi oturumunda havzamızdaki su kaynaklarının korunmasını gerektiğini anlatmaya çalışırken mısır bitkisinin vahşi sulama dışında su kullanımın mümkün olmadığı algısının varlığı, topraklarımız verimliliğinin devamına adına çok kaygı vericiydi…
Damlama sulama başta olmak üzere tüm basınçlı sulama yöntemlerini yıllardır projeler, uygulamalar, deneme tarlaları, paneller, konferanslar ve yazılar yoluyla, havza tarımı, ekonomisi ve sosyal yapımız için gerekliliğini üreticilerimize, seçilmişlere, atanmışlara anlatmaya çalışırız.
Ve yıllar sonra da olsa, küresel ısınmanın dayatmasıyla da olsa, kredilendirmeyle de olsa artık damla sulama, bölgemizde en azından biliniyor. Ama görünen o ki; bilimsel tabandan eksik, kulaktan duyma ve eksik biliniyor…
Ülkemizde mevcut sulamanın sadece %4'ünün damlama ile yapıldığını, damla sulamanın su kullanımı üçte bir azalttığı hesabına, mevcut su kaynaklarımızın beşte dördününde tarımda kullanıldığını katarsak tamamen damla sulama yöntemine geçilmesiyle ülkemizin su sorunun çözüleceği çok açıktır aslında.
Oysa aynı rakamlar, Ödemiş'te amansız su kullanımından dolayı daha vahim. Artık Ödemiş başta olmak üzere tüm Küçük Menderes, tarımsal uğraşlarının içine basınçlı sulama sistemlerini ve suyun yönetimini, gerekirse yasal dayatmalarla da olsa katmak zorunda. Hem de acilen…
Ocak 2017'de tüm havza, tarımsal sit alanı olarak korumaya alındığına göre benzer yaklaşımın bu alanlardaki tarımsal faaliyetin devamlılığını sağlayacak olan su kaynakları içinde yasal yaptırımlarıyla devreye sokulması gerekli. Üstelik bu toprakların su ihtiyacını karşılamak için milyonlarca lira kamu kaynağı harcanıp barajlar, göletler yapıldığını düşünürsek su reservimizi korumanın ne kadar acil ve gerekli olduğu da ortaya çıkacaktır…
Öncelikle, yanlıştan iyi örnek olmayacağını unutmamız gerekiyor. Zira yanlış kurulan sistemler, iyi sonuçlar vermediğinde tüm çevresine kötü olarak yansıyor. Tüm dünyada vazgeçilemez olan, havza bitkisel üretimimiz için ise elzem ihtiyaç olan damlama sulamanın önü kapanıyor. Bu da hem bitkisel üretim geleceğine hem de su kaynaklarımıza kötülük oluyor. Ve uzun vadede de ekolojik alt yapımıza darbeye dönüşüyor…
Banka kredilendirmede veya hibe desteklerinde olduğu gibi tüm basınçlı sulama sistemlerinde muhakkak ziraat mühendisi projesi aranmalıdır. Toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri, bitki tür ve çeşidi, fenolojik (gelişme) dönemleri, evaparasyon (buharlaşma) katsayısı, uzatma mesafeleri, su debisi, tarla eğimi, infiltrasyon değerleri gibi daha bir dizi ince ayrıntıların damla sulama planlaması bilimsel elekten geçirilerek tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Doğru yapılan etütlerin sonucunda oluşturulan uygulama proje ve boru seçimi, hayati önemlidir damla sulama için.
Ödemiş'te damla sulama projelendirip uygulayan işletmelerin bayisi oldukları boru üretici firmalarının hepsinin bünyesinde sulamacı ziraat mühendisleri meslektaşlarımız vardır. Bu işletmelerin yaptıkları uygulamalarda sistemini kullandıkları firmanın ziraat mühendisinden faydalanıp üreticisine de bedava yansıtması gerekmektedir. Yani tüm basınçlı sulama sistemleri, meslektaşlarımızın bilgi, tecrübe ve becerilerine dayanan projeler ile ilişkilendirilerek uygulanmalıdır.
Sulama sistemleri, ancak doğru bilimsel yaklaşımlar ve resmi takipler üzerinde yükselecektir. Aksi halde gerileyecek ve su kaynaklarımızın devamlılığı, dolayısıyla havzamızdaki tarımın sürdürülebilirliği zora gidecektir…