KÜÇÜK MENDERES VEKİLİ!
29 Mart tarihinde yayınlanan 'Siyasette değişim!' başlıklı yazımda Türkiye'deki milletvekili seçimleri ile ilgili düşüncelerimi, üstünkörü de...
29 Mart tarihinde yayınlanan 'Siyasette değişim!' başlıklı yazımda Türkiye'deki milletvekili seçimleri ile ilgili düşüncelerimi, üstünkörü de olsa ifade etmeye çalışmıştım. Orada özetle, 'bölge' vekilliği sistemini eleştirmiş, 'millet' vekillerinin mecliste yasa yapan kişilerden oluşması gerektiğini belirtmiştim.
Biliyorsunuz 'başkanlık' sitemi ile koalisyon hükümetlerinin sona ereceği iddiaları vardı. Peki bitti mi? Bitmek bir yana daha da çetrefil hale geldi… Şimdi seçim öncesi kurulan ittifaklar var. İttifaklar seçim öncesi ilan edilince de vatandaş, partileri tam olarak tanımakta zorlanıyor.
Eskiden beri 'seçim barajı' engelini de eleştiririm.
Peki ne olmalı?
Bence baraj daha da aşağılara çekilmeli, hatta tamamen kaldırılmalı. Böyle olunca herkes inandığı, gönlündeki partiye oy verecek, o parti de %2 oy alsa bile mecliste aynı oranda temsil edilme olanağına kavuşacaktır.
Mevcut seçim sistemine şöyle bir göz atarsanız, özellikle temsil oranında olmak üzere pek çok adaletsizlik ile karşı karşıya kalacaksınız.
Örneğin, yurtdışını saymazsak 60 milyon seçmene 600 milletvekilinin seçildiği Türkiye genelinde ortalama 100 bin seçmene bir vekil düştüğünü görüyoruz. Şimdi küçük bir inceleme yapalım:
3 milyon 350 bine yakın seçmene sahip İzmir mecliste 33-34 vekil ile temsil edilmesi gerekiyor iken 28 milletvekili ile temsil ediliyor.
655 bin civarında seçmeni olan Van'ın 8 milletvekili var. 1.100 bin civarında seçmeni olan Urfa'nın 14 milletvekili var. 186 bin seçmeni olan Kars 3 vekile sahip. 185 bin seçmeni olan Bingöl de 3 vekille temsil ediliyor.
İkinci bir adaletsizlik, oy sayısı yüksek olan partilere bölgesel oy oranları da vekil avantajı sağlıyor. Önce İzmir'den örnek verelim: İzmir'de toplam seçmen sayısı 3.315.000. İl genelinde 1 milyon 200 bin oya (%42) sahip CHP, 28 vekilden 14'üne, yani yarısına sahip. Bunun yanı sıra 335 bin oya sahip HDP'nin 2, 320 bin oya sahip İyi Parti'nin 2, 185 bin oya sahip MHP'nin de 2 vekili var.
Konya'da da toplam 1.550.000 seçmen var. AK Parti %60 oy oranı ve 805.000 oy ile 15 vekilden 10'una sahip.
Diyarbakır ise toplam seçmen sayısı 1.050.000. HDP %65 oy oranı ve 560.000 oy ile 11 vekilin 9unu almış.
Gelelim şimdi bizim Küçük Menderes bölgesine. İzmir 2 bölgeye ayrılmış. Kiraz'dan Bergama'ya kadar uzanan bir hat. Aslında bence İzmir 4 bölgeye ayrılmalı ve her bölgenin kendi vekili olmalı. 1'inci bölge merkez ilçeler, 2'inci bölge Bakırçay bölgesi, üçüncü bölge Küçük Menderes bölgesi, 4'üncü bölge de Çeşme tarafı.
Bizim bölge içinde sayılabilecek ilçelerin seçmen sayısı da ortalama şu şekilde:
Ödemiş 105 bin. Bayındır 32 bin. Beydağ 10 bin. Kiraz 35 bin. Tire 66 bin. Torbalı 125 bin. Selçuk 30 bin. Kemalpaşa 78 bin. Toplamda 500 bine yakın bir seçmen potansiyelimiz var. Bu da şu koşullarda 5 milletvekilliği yapar. Durum böyle olsaydı, partiler oy alabilmek için en azından büyük ilçelerden birer aday göstermek zorunda kalacaklardı.
Bakın, 186 bin seçmeni olan Kars 3 vekil, 185 bin seçmeni olan Bingöl de 3 vekille temsil ediliyor.
Peki 5 vekil hakkı olan bizim bölgemizden kaç yerli vekilimiz var?
Önceki yazımı okuyanlar, bu yazımla çeliştiğimi düşünebilirler. Ben bu sistemi eleştiriyor ve büyük partilerle küçük oranda seçmene sahip bölgelerin işine geldiğini söylüyorum zaten.
Ben yine şunu söylüyorum: Seçim nispi temsil sistemi ile olmalı ve partiler ülke çapında aldıkları oy kadar mecliste temsil gücüne sahip olmalıdır. Ondan sonra hangi parti hangi program çerçevesinde iktidar olacaksa seçimden sonra görüşmelerini yapmalıdır. 'Ama o zaman koalisyon olur!' seslerini duyar gibi oluyorum.
Peki şimdi olmuyor mu?