Koca kar!

Kar, bereket getirir. Toprağın haşeresini yok eder. Bunun için tarımcı sevinir. Bölgemiz, pek az kar görür....

Kar, bereket getirir. Toprağın haşeresini yok eder.

Bunun için tarımcı sevinir.

Bölgemiz, pek az kar görür. Uzun yıllar yağmaz. Yağınca da sevilir.

***

İkinci Dünya Savaşı… Alman Führer Adolf Hitler'in Yıldırım Orduları Rusya'yı işgal etmiş, Rusya'nın doğusuna doğru yönelmiş, taa Stalingrad şehrine varmış.

Yıl 1941-1942… İşte o günlerde büyük kar yağıp soğuk olmuş, Alman orduları yenilmiş, çekilmeye başlamıştı.

Ve sonra da Amerika Birleşik Devletleri, 1945 yılında Japon şehirleri Nagazaki ve Hiroşima'ya atom bombası atmış, Japonlar ve sonra da Almanlar teslim olmuştu. İkinci Dünya Savaşı bitmişti.

Bunun başlangıcı, 1941-1942 yılbaşı gecesinde soğuk ve büyük kar yağışıydı.

1941-1942 yılbaşı gecesi, Ödemiş'te gece kar başlamış, beyaz bir örtü şehrimizi kaplamıştı.

***

Yedek üstündeki ekmek!

Köşe başındaki çörekçinin Mehmet Emmi'nin kahvehanesinde geldiğimizde altı kömür ateşi olan yedek üzerindeki bir kiloluk yuvarlak harcı ekmek donmuştu.

Hepimiz hayret etmiştik!

Sıcak su buharının üzerinde ekmek donmuştu!

***

İncircilik bitiyor!

O yıllar bütün Ödemiş Ovası –taban arazi hariç- genç incir bahçeleri ile doluydu.

Halkın tütünden önce tek geçim kaynağıydı.

***

İncir bahçesi sahipleri, kendileri ve yanına aldıkları işçilerle, ellerlindeki sırıklarla incir ağaçlarındaki karları silkmeye gitmişler ve fakat bir fayda temin edemediler.

İncir ağaçları, ne yazık ki dipten kurudu.

Bir daha belini doğrultamadı. Sonra kökten süren sürgünler, ağaçları eski haline getiremedi.

***

İncirci, felakete uğramıştı. Bizim de incir bahçemiz, aynı felakete uğramıştı. Üzüntüler içinde kalmıştık. Yoktu ki çaresi!

***

Yazımın başında 'Kar, bereket getirir!' deyip yazdım ise de incirciye felaket getirmiş, bu ihraç-döviz getiren mahsulü yok etmişti.

***

Zeytin ağaçlarının da karların silkilmesine gidilmişti ama zeytin ağaçları pek zarar görmedi. Bağ koltuklarındaki bahçeler kurutulmuş, ovaya yakın zeytin bahçeleri tamamen kurumuştu. Sonradan kuru kökleri dibinden süren sürgünler, pek işe yaramamıştı. Sürgünler gibi…

***

Halk, bu kara 'koca kar' adını vermişti. O yılların nesilleri hala o karı böyle adlandırırlar.

'Ben koca kar'dan üç yıl önce doğmuşum.', 'Ben koca kar'dan beş yıl sonra doğmuşum!' diye doğumlar hatırlanır.

Kar yağdı da incircinin gördüğü bu ağır felaketi hatırladım, bir incirci ailesinin kişisi olarak.

Açıkçası –bu nedenle- kar yağışını sevmem, sevmeyenler de hala vardır.

***

Kar, yerden ve kiremitliklerden 20-25 gün kalkmamıştı.

Üstelik buz tutmuştu.

Saçaklardan bir metreyi geçik buzlar sarkıyordu.

Ovada kuşlar aç kalmış, can vermişlerdi.

***

Kar yağsın…

İyi de…

Böyle felaket getirmesin!

O zaman sevimsiz oluyor!

***

Saygılarımla sevgili okuyucularım.

Bakmadan Geçme