Kış aylarında artan eklem ve kas ağrılarından korunmak için ne yapılmalı?
Yaşam kalitemizi etkileyen ve keyfimizin bozulmasına neden olan bu ağrıların şiddeti, kış aylarında daha da artar....
Yaşam kalitemizi etkileyen ve keyfimizin bozulmasına neden olan bu ağrıların şiddeti, kış aylarında daha da artar. Eklem ve kas hastalıkları çocukluk çağından, ileri yaşlara kadar kadın erkek herkeste görülebilir. Doğuştan olan fiziksel bozukluklar küçük yaşlardan itibaren kişiyi etkileyebileceği gibi yaşlanmaya bağlı eklem ve kas sistemindeki zayıflamalar da eklem ve kas rahatsızlıklarının ortaya çıkmasına yol açabilir. Gençlerde; spor yaralanmaları, eklem ve kasların aşırı kullanımıyla ortaya çıkan yaralanmalar ve duruş oturuş bozuklukları ön plandadır. Beden gücüyle çalışanlarda farklı, ofis çalışanlarında farklı mekanizmalarla kas eklem sorunları olur. Eklem ve kas hastalıklarının genellikle ilk ve en önemli belirtisi ağrıdır. Eklemde şişlik, hareketlerde zorlanma, kısıtlanma ve tutukluk, kaslarda spazm, kramp ve sertlik, kaslarda zayıflama ve güçsüzlük belirtiler arasındadır.
Peki kış aylarında eklem ve kas ağrıları neden artar? Soğuk ve yağışlı havalarda genellikle eklem ve kas ağrılarında artış olur. Hasarlı eklemlerdeki basınç alıcılarında da hasar gelişeceğinden, hastalar havadaki küçük basınç değişikliklerine bile daha duyarlı hale gelebilir. Aynı zamanda soğuk havanın kaslar ve damarların kasılmasına neden olmasıyla dokulara giden kan dolaşımı bozulur. Dokuları besleyen ve atık maddeleri uzaklaştıran dolaşımın azalması ağrıların artmasına yol açar. Soğuk havalarda fibromiyalji, miyofasiyal ağrı sendromu gibi kas rahatsızlıklarında ağrılar şiddetlenir.
Kışın çalışma hayatı da daha yoğun ve daha streslidir, trafikte geçirilen süreler artar. Yaz aylarında günler daha uzun olduğu için iş dışındaki saatlerde spor olanakları daha fazladır ve insanlar yaz mevsiminde daha hareketli bir yaşam sürerler. Öte yandan yaz aylarında tatil fırsatları da daha fazladır. Kış aylarında bu olanaklar azalır. Güneş ışınlarına daha az maruz kalındığı için kışın D vitamini seviyelerinin düşmesi de kas ve eklem ağrılarını artıran bir diğer nedendir. Ayrıca, güneş ışınları azaldığında mutluluk hormonu adı da verilen 'serotonin' de azalır.
Evet, o halde kış aylarında eklem ve kas ağrılarından korunmak için ne yapılmalı? Aslında bunlar hepimizin bildiği temel bilgilerdir. Vücudun iklim değişikliğini en hafif biçimde hissetmesini sağlamak için birtakım önlemler alınmalıdır. Soğuk hava nedeniyle kaslar ve damarlar kasılarak kas ve eklemlere giden kan akımı azalır. Bu durum kasların ve eklemlerin daha kolay hasarlanmasına neden olur.
- Bu yüzden öncelikle ve mümkün olduğunca soğuğa maruziyet azaltılmalı ve uygun giysi seçimiyle vücut sıcak tutulmalıdır.
- Doğru ve sağlıklı beslenmeyle kilo kontrolü sağlanmalı ve daha fazla kilo artışı ile kış mevsiminde eklemlere yüklenmemeye daha da özen gösterilmelidir.
- Kış aylarında hareket de azalır. Hareketsizlik eklemlerin kasılmasına ve sertleşmesine neden olur. Hareketsiz kalmamak ve uygun egzersizleri düzenli olarak yapmak oldukça önemlidir. Bu sayede kas ve eklemlerin esnekliği ve kuvveti korunur, yaralanma ve ağrı ihtimali azalır.
- Kış aylarında güneş ışığının azalmasıyla vücuttaki D vitamini düzeyi de düşer. Bu durumu önlemek için özellikle gün içinde güneşli havadan yararlanmaya daha çok özen gösterilmelidir. Ayrıca güneş ışığı, serotonin hormonunda artışa sebep olarak ruh halini de daha iyiye götürerek ağrılardan uzaklaşılmasını sağlayacaktır. Bu önlemlere rağmen D vitamini düzeyi istenen seviyelerde değilse doktor kontrolünde D vitamini takviyeleri alınabilir.
- Tüm bunlarla birlikte genel vücut sağlığını korumak için yeterli ve kaliteli uyumak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, stresten uzak durmak, gerekirse stresten uzaklaştırılacak etkinlikler planlamak, tüm vücut dengesini iyileştirerek eklem ve kas ağrılarından da korunmasını sağlayacaktır.
İnsanlık tarihi kadar eski olan kaplıcalar, günümüzde de eklem ve kas hastalıklarında önemli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Romatizmal hastalıklarda tedavinin amacı ağrıyı azaltmak, eklem hasarını ve fonksiyonel kaybı önlemektir. Kaplıcalar hem mekanik, hem termal ve hem de kimyasal etkileriyle iyileştirici rol oynar. Son yıllarda kaplıca tedavisinin özellikle romatizmal hastalıklarda inflamasyon (iltihaplanma), immün yanıt ve kıkırdak dokusuna olumlu etkileriyle ilgili tıbbi çalışmalar artış göstermiştir. Modern kaplıca merkezlerinde uygulanan tedavilerle eklem ve ekstremite fonksiyonlarında kısıtlanma gibi bulgu ve belirtilerin kontrolü, ağrının azaltılması, kas spazmının gevşetilmesi, kas güçlendirmesine katkıda bulunma, günlük yaşam aktivitelerinin ve yaşam kalitesinin sürdürülmesi amaçlanır. Uygun hastalarda kaplıca tedavilerinin fizik tedavi uygulamalarıyla birlikte yapılması etkinliği artıracaktır.
Sevgi ve sağlıkla kalın…