Kırmızı Başlıklı Kız!

Kişileri çoğunlukla hayvanlardan seçilen, sonunda bir yaşam dersi veren, genellikle şiir biçiminde yazılmış öykülere 'Fabl' denir....

Kişileri çoğunlukla hayvanlardan seçilen, sonunda bir yaşam dersi veren, genellikle şiir biçiminde yazılmış öykülere 'Fabl' denir.

Örneğin 'kurt ile köpek' adlı bir fablı burada paylaşalım:

Bir köpek, ormanda gezerken kurtla karşılaşmış. Hasta ve çok zayıflamış olan kurt, ayakta zor durabiliyormuş. Köpek, kurdun bu haline çok üzülmüş.

'Ne kadar kötü görünüyorsun böyle kurt kardeş? Herkes bizi düşman bilse de biz uzaktan akrabayız. Doğrusu sana yardım etmek isterim' demiş.

'Hiç sorma. Ağır bir hastalığa yakalandığım için uzun süre avlanamadım. Şimdi iyileştim ama bir av yakalayacak kadar gücüm kalmadı' demiş kurt.

'Sen hiç üzülme. Ben sana yardım edeceğim. Bu akşam sahibimin düğünü var. Akşam olunca köyün dışındaki çalılıklara gel. Sana düğün yemeklerinin artıklarını taşırım' demiş köpek.

Birkaç gün boyunca köpek tarafından beslenen kurt, sonunda kendini toparlayıp eski kuvvetine kavuşmuş. Teşekkür edip vedalaştıktan sonra da ormana dönmüş.

Aradan yıllar geçmiş. Bizim yardımsever köpek de iyice yaşlanınca sahibi onu dışarı atmış. Ormanda aylak aylak gezen köpek, eski dostu kurtla karşılaşmış. 'Hayrola?' demiş kurt. 'Çok perişan görünüyorsun.'

Köpek içini çekip; 'Yaşlandım artık. Sahibimin işine yaramadığım için beni kovdu' demiş. Kurt; 'Biz eski dost değil miyiz? Şimdi yardım etme sırası bende. Hatırlasana benim hayatımı nasıl kurtarmıştın? Hemen bir plan yapmalıyız' demiş.

'Tamam buldum! Senin sahibinin küçük bir çocuğu vardı değil mi? Şimdi ben gidip onu kaçıracağım sen de geri götüreceksin. Böylece sahibin seni el üstünde tutacak.'

Bu sözleri söyleyen kurt, kaşla göz arasında gidip çocuğu ormana getirmiş. Köydeki herkes ormana koşmuş ancak daha ormana girmeden yaşlı ve işe yaramaz diye evden kovdukları köpeğin çocuğu geri getirdiğini görmüşler.

Bu olaydan sonra yaşlı köpeğin itibarı öyle artmış ki insanlar onun kahramanlığını yüzlerce yıl çocuklarına anlatmışlar…

Bazı durumları ve kişilikleri en kestirme yoldan ifade edebilmek için benzer özellikler gösterdiğine inanılan hayvanlardan yararlanılır.

Örneğin 'angut'

'Ördekgillerden, göçmen kuşlardan olmakla birlikte Türkiye'nin birçok bölgesinde bulunan, angıt da denilen, kiremitrengi tüyleri olan, evcilleştirilebilen, bir tür yaban ördeği.'

Sıfat olarak kullanıldığında 'ahmak, aptal, bön, kaba, budala, hödük (kimse)'

Bir başka örnek 'öküz'

'Çift sürmekte kullanılan, kağnıya, arabaya koşulan, etinden ve derisinden yararlanılan, iğdiş edilmiş erkek sığır.'

Sıfat olarak kullanırsanız 'kaba, görgüsüz, yeteneksiz, bön kimse.'

Memlekette o kadar ayakkabı giyen kurt, köpek, angut ve öküz var ki…

Nazım Hikmet de geri kalmayıp anlayana 'koyun' üstünden bir şiir yazmış. Yer sıkıntısı nedeniyle düz yazı haline getirip paylaşıyorum:

'Dünyanın En Tuhaf Mahluku'

Akrep gibisin kardeşim / korkak bir karanlık içindesin akrep gibi / Serçe gibisin kardeşim / serçenin telaşı içindesin / Midye gibisin kardeşim / midye gibi kapalı, rahat / Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim / Bir değil / beş değil / yüz milyonlarlasın maalesef / Koyun gibisin kardeşim,

gocuklu celep kaldırınca sopasını / sürüye katılıverirsin hemen / ve deta mağrur, koşarsın salhaneye / Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani / hani şu derya içre olup / deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf / Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende / Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer / ve hl şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak / kabahat senin / – demeğe de dilim varmıyor ama – / kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!'

Domuz, yılan, tilki…

Memleket 'kırmızı başlıklı kız' hikayesinin mekanı haline gelmiş…

Bu yazı gazetemizin 21 Mayıs 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Bakmadan Geçme