Kilo veremiyor musunuz?
İştahımızın ve kilomuzun kontrolünde çok önemli role sahip hormondur leptin. İştah ise ne kadar yiyeceğimizi söyleyen,...
İştahımızın ve kilomuzun kontrolünde çok önemli role sahip hormondur leptin. İştah ise ne kadar yiyeceğimizi söyleyen, beyin hücrelerinden adrenerjik sistemle gelen uyarıların toplamıdır. İşte leptin, bu uyarıyı kontrol eder ve adeta fren görevi görür. Aşırı yemek yemeyi ve sonuçta da obeziteyi önler.
Birçok obez insanın kanında yüksek oranda saptanmasına LEPTİN DİRENCİ denmektedir. Bu kişilerde leptin, kandaki yüksek seviyesine karşılık yanıt vermesi gerektiği gibi verememektedir. Bu direnci izah eden iki tez vardır: Kandaki seviyesi yeterli olmasına karşın hedef hücrelere ulaşamıyor olması ve hedef hücrelere ulaşmasına rağmen ilgili hücrelerin hormona yanıt verememesi.
Leptin direnci, genelde aşırı kilolu obezlerde gelişmekte ve bu direnç hem iştahı hem de kilo alımınının kontrolünü zorlaştırmaktadır. Leptin, iştahı kapatan, yağları yakan hormondur. İnsülin; iştahı açan, acıktıran yağları depo eden hormondur. Leptin hormonu, tüm hormonların işleyişini idare eder. Adeta orkestra şefi gibidir. Uyku hormonu denebilir. Ancak anti-obezite hormonu değildir.
Gıda alımında kan şekeri yükselir. İnsülin seviyesi de artar. İki saat sonra insülin düşmeye başlar. Alınan şeker enerjiye dönüşür. İki saat sonra da glukagon depo şekeri enerjiye dönüştürmeye başlar. Son olarak LEPTİN devreye girer ve yağlar yakılarak enerji sağlanır. İşte bu dört saatlik periyotla yemek yenirse her periyot sonu metabolik olarak yağların yanması ile sonuçlanır. O sebeple dört saatlik yemek periyotları en ideal olanıdır. Sık yemek yediğimizde insülin salgılanmaya devam eder. Kilo kaybetmek sorun haline döner.
Leptin yağ dokusu ile santral sinir sistemi arasındaki sinyalizasyonu ve gıda alımıyla enerji harcanmasında rol oynamaktadır. Başlıca beyaz yağ dokusundan, ayrıca kemik iliği, yumurtalıklar, mide ve memeden salgılanır. Plazma düzeyi vücut kitle indeksi yüksek olanlarda yüksektir. Bu seviye yüksekliğine rağmen iştahın azalmayışı leptinin etki gösterememesine bağlıdır. Oysa düşük seviyelerde bile iştahı maksimum seviyede baskı edebilmektedir. Obezitede hem insülin hem de leptin direnci vardır.
Leptin hormonunun yarı ömrü 25 dakikadır. Leptin bir doygunluk hormonu değildir. Enerji alımında, yemekteki yağ oranı yüksekliğinde artar. Bu yükseklik seks hormonlarını direkt etkiler. Morbid obezite ile seks hormonlarının yetersizliği bu nedenle sıklıkla bir arada görülmektedir. Leptin direnci veya yetmezliği kan yapımını da immun sistemi de olumsuz etkileyebilmektedir. Dışardan leptin verilerek yapılan uygulamalar alternatif bir tedavi şekli olarak görülmekle beraber yüz güldürücü olmamıştır.
Leptin, kadınlarda, obezlerde, hipertansiyonlularda, diyabetiklerde yüksektir. Leptin seviyesi sabah düşük, öğlene doğru artmakta, gece 01.00 ila 04.00 arası en yüksek seviyesine çıkmaktadır. Bu bilgi de bize erken uyumanın da obezite kontrolünde önemli olduğunu söylemektedir.