Kâr ve biriktirme hırsı

Yağmur Atsız yazar, şair ve gazetecidir. Nihal Atsız’ın oğludur. Hayatının çoğu yurt dışında geçmiş. Ağırlıklı olarak...

Yağmur Atsız; yazar, şair ve gazetecidir. Nihal Atsız'ın oğludur.

Hayatının çoğu yurt dışında geçmiş. Ağırlıklı olarak sosyal demokrat ve liberal sayılabilecek yayın organlarında yazmış. Kardeşi Türkolog Buğra Atsız'ın da hayatının büyük çoğunluğu yurt dışında geçmiş.

Ben, insanları ana/baba ve çocuk ilişkileri içinde değerlendirmem. Her çocuk, anne ve babasının düşünce izinden gitmek zorunda değildir.

Türkiye'deki Türkçü-Turancı düşünce akımının öncü ve önemli isimlerinden Nihal Atsız'ın vasiyeti veya mektubunu bilmiyorum okudunuz mu!

'Yağmur Oğlum!

Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol. Komünizm, bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler, bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır. Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Rumenler yeni düşmanlarımızdır. Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır.

Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı. Tanrı yardımcın olsun!'

Atsız, 4 Mayıs 1941'de yazmış bu mektubu.

Lise yıllarımda çevremdeki arkadaşlarımın etkisiyle Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor ve Deli Kurt adlı romanlarını okumuştum.

Çevremizdeki bütün ulus toplulukları ile sorunlu olduğumuzu biliyorsunuz.

İşte Azerbaycan-Ermeni ilişkileri.

Ben, bu tür ilişkilerde bütün bir toplumu devleti yönetenlerle eş değer tutmam.

Ermenistan'daki son gelişmeleri izliyorsunuzdur. Normal demokratik bir yönetim olsaydı Paşinyan'ın uğradığı askeri yenilginin ardından hemen istifa etmesi gerekirdi.

Ermenistan'ı yönetecek başka bir Ermeni yok mu ülkede? Orada 'tek adam' rejimi mi var?

Öte yandan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in savaşın ardından TV'lerde sarf ettiği 'Ne oldu Paşinyan!' deyişini de arızalı buluyorum. Sanırsınız iki çocuk kavga etmiş, yenen taraf da 'Ver bakalım bilyeleri' der gibi!

Galip gelmenin verdiği güvenle, gülerek sarf edilen 'Ne oldu Paşinyan!'

Peki karşılıklı hayatını kaybeden canlar!

'Ölenler öldü, kaldığımız yerden devam!' mı denilecek!

**

Ermenistan, şimdi 'darbe' girişimi ya da söylentileri ile sallanıyor. Sokaklar karışacak gibi. Alışılmış üzere 'Ermenistan'ın içişleri' falan denilecek ama artık dünya, büyük bir devlet haline geldi.

Ermenistan siyaseti ile ilgili bilgim hiç yok. Ermeniler tarafından Türkçe yayınlanan Agos'a şöyle bir göz gezdirdim. Darbe girişimi ile ilgili güncel bir yorum yoktu.

Kalbim, her yerde olduğu gibi orada da emekten ve barıştan yana atıyor. Coğrafyanın bütün ülkelerinde emek ve barış dostlarının kazanmasını tercih ederim.

Bu yazı, 2 Mart için yazıldı ama 26 Şubat akşamı yazdım. Yani Hocalı katliamının yıldönümünde. 1992 yılındaki Dağlık Karabağ Savaşı'nda Hocalı kasabasında 600 civarında sivil, Ermeni güçleri tarafından katledilmiş.

Hocalı unutulmamalı…

İster askeri savaş olsun, isterse pusu kurup canice öldürme…

Bütün katliamları lanetliyorum…

Bütün dinler, insanları kardeş görür… Herkes, iyi yaşamak için iyi gelir elde etmek ister ama bence düşmanlık, 'kr ve biriktirme' hırsından doğar.

Zülfü Livaneli'nin 'Ada' albümünde yer alan 'Dünyayı güzellik kurtaracak' şarkısını bilirsiniz. Nakarat bölümünde de 'Bir insanı sevmekle başlayacak her şey' der.

Bakmadan Geçme