Kamucu hizmet ve ESHOT

Eskilerden bir banka reklamı vardı, bilmem hatırlar mısınız: İki yaşlı, bir parkta karşılaşırlar ve ayaküstü sohbete...

Eskilerden bir banka reklamı vardı, bilmem hatırlar mısınız: İki yaşlı, bir parkta karşılaşırlar ve ayaküstü sohbete başlarlar. İkisi de bankaya gitmektedir ama birbirlerinin söylediklerini kulakları ağır işittiği için anlaşmazlık yaşarlardı. Reklamın sonunda da tam anlaştıklarını sandığınız yerde eğer yanlış anımsamıyorsam, 'Ama ben Akbank'a gidiyorum' derlerdi.

Kavram kargaşası, yaşadığımız toplumun önemli sıkıntılarından biridir.

İki arkadaşın canları sıkılmış. 'Ne yapalım, ne yapalım!' derken, yol kenarında yığılı duran uzun su borularını görmüşler. 'Hadi!' demişler 'Birimiz bir yana, diğerimiz de öbür yana geçsin; birbirimizi görmeye çalışalım!'

Öyle de yapmışlar ama ne kadar uğraşsalar da birbirlerini göremiyorlarmış.

Çünkü aynı borudan bakmıyorlarmış!

Bunu fark etmişler ama yine de görememeye devam etmişler.

Bu kez da gözlerini iyice yapıştırdıkları için karanlıktan görememişler.

Bunu da fark etmişler ama yine görememişler…

Bu kez de kapattıkları gözlerle baktıklarını fark edip yeniden birbirlerini görmek için uğraşmaya başlamışlar.

Uzatmayalım, en sonunda da birbirlerini görmezlikten geldikleri için göremedikleri anlaşılmış.

Uzun fıkrayı biraz kısaltarak anlattım.

Ne kadar birbirini anlamaya çalışmayan bir toplum içinde yaşıyoruz. Ya da anlamak istemeyen!

**

Kamu ile devlet kelimelerinin aynı anlama çıktığını sanıyor olabilir, devleti kutsayabilirsiniz. Türk Dil Kurumu üstünden gidersek kamu, 'hep, herkes, bütün' ve 'bir ülke halkının tümü, halk' anlamına gelirken devlet de 'Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık' veya 'Toplumun siyasal örgütlenişi ve örgütlerinin tümü' demektir.

Devletin 'zenginlik' gibi başka anlamları da var ama bizim bildiğimiz yaygın anlamı, bir ülkedeki gücü elinde bulunduran örgütlenmedir.

Yani kamu yararı ile devlet yararı aynı kapıya çıkmaz. Hükümet, devleti temsil edebilir ama kamuyu temsil etmeyebilir.

Benim buradaki tercihim 'kamu' yararıdır. Yani toplumun geneline yarar sağlayan uygulamalardır.

**

Çoktandır yazayım diyorum ama ya unutuyorum ya da belki birileri kızabilir diye geciktiriyorum.

Beydağ ve Kiraz, biliyorsunuz İzmir'in en doğu bölgesinde kalan iki küçük ve az gelişmiş ilçelerindendir. İkisinin de Ödemiş'e uzaklığı, 25 kilometre civarındadır. Ödemiş'le aralarında da Kaymakçı beldesi vardır. Çaylı, Kurucuova, Ertuğrul da aynı güzergahta yer alır.

Biliyorsunuz, petrol ve araç teknolojisinde dışa bağımlı bir ülkeyiz. Yollar yapıyoruz, üstünden geçelim ve gideceğimiz yere daha çabuk ulaşalım diye ama hep bunlar için paralar harcıyoruz.

ESHOT, Beydağ ve Kiraz'dan Ödemiş'e sınırlı sayıda otobüs ulaşımı sağlıyor. Kiraz otobüsleri ile Beydağ otobüsleri, Çaylı'dan sonra aynı güzergahı kullanır. Kiraz ve Beydağ özel otobüslerinin Çaylı ve Kaymakçı'dan yolcu alması, hep sıkıntılı olmuştur. Bu durum sadece bizim bölgede değil, tüm Türkiye'de böyledir.

Hep şöyle düşünmüşümdür: Birileri çıkıp 'devlet' eliyle 'kamu' adına bir proje üretse de şu Beydağ ve Kiraz'dan Ödemiş'e karşılıklı daha çok otobüs seferi olsa… Bu aradaki özel araç sahipleri de eğer istiyorlarsa bu devlet ve kamu araçlarında çalışsalar… Her 15 dakikada bir araç bulma olanağımız olsa…

Örneğin ben özel aracımı evimde bırakır, kamuyu tercih ederim.

Devlet, bu kamucu planlamayı sizce neden yapamaz?

Oysa teoriye göre devletin kamu yararını düşünmesi gerekir!

Ne dersiniz?

Bakmadan Geçme