Kahramanlık!
Düşüncelerine hiç yakınlık duymadığım Hüseyin Nihal Atsız'ın Kahramanlık şiirinde bir dörtlük şöyledir: 'Kahramanlık ne yalnız bir...
Düşüncelerine hiç yakınlık duymadığım Hüseyin Nihal Atsız'ın Kahramanlık şiirinde bir dörtlük şöyledir:
'Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir / Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir / Bunun için ölüme bir atılış gerekir / Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir…'
Doğrusunu söylemek gerekirse etkileyici bir şiirdir.
Peki 'kahraman' kimdir?
Kiminin kahramanı başkasının katili olabilir. Tersinden bakarsak kiminin katili, başkasının kahramanı olabilir.
Kelime kökenine baktım; Farsça'dan dilimize girmiş. Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde 'Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren kimse; alp, yiğit' şeklinde açıklaması var.
Biraz daha edebi açıklama yaparsak 'yiğitlik ve cesaret göstererek korkusuzca dövüşen kişi'
Türk Edebiyatı'nın Cumhuriyetin ilk dönem edebiyatçılarından Ahmet H. Tanpınar, kelimeyi şöyle bir cümlede kullanmış: ''Anafartalar ve Dumlupınar'ın kahramanı son muharebenin sabahında tek başına, ağzında sigarası bir tepeye doğru ağır ağır ve düşünceli çıkar'
**
Bir de İsmail Kahraman var!
Türkiye Büyük Millet Meclisinde başkanlık yapmış.
1940 doğumlu, Rizeli, avukat ve siyasetçi.
Siyasetçiliği gençlik yıllarına kadar gidiyor. Hatta 60'lardaki 6. Filo protestolarına kadar. Safı o günlerden bugünlere belli…
Genel anlamda sağcı ve muhafazakar öğrencilerin üye olduğu Millî Türk Talebe Birliği'nde genel başkanlık yapmış.
1990'larda Kültür Bakanlığı da yapmış.
Ve TBMM Başkanlığı…
TBMM Başkanı olarak mecliste yaptığı bir basın toplantısında yeni anayasa taslağı konuşulurken 'Yeni anayasada laiklik maddesi olmamalı, dindar bir anayasa olmalı.' demiş.
Güney Amerika'da ABD karşıtı devrimlere önderlik eden Doktor Che Guevara'yı da 'katil kişilik, gerilla ve eşkıya' olarak nitelendirmiş. Bu ifadeler karşısında açıklama yapma gereği duyan Küba'nın Ankara Büyükelçisi Küba'nın en büyük düşmanlarının bile böyle bir ifade kullanmadığını belirtmiş.
**
Son olarak, Rize'nin fethinin 561'inci yılı etkinliklerinde konuşan İsmail Kahraman, şehirlerin kurtuluş yıldönümlerinin kutlanmasına karşı olduğunu söylemiş Kahraman…
Özetle şunları söylemiş: 'İstanbul'un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir'in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki.'
Sonra da 'Konuşmam cımbızlandı, bağlamından koparıldı' demiş.
**
Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye Şehitleri adlı şiirinin son bölümünde şunları söyler:
Biz toprak üstünde derin uykulardayız, / kalkıp uyandırın bizi! / uyandırın bizi! / Şehitler, Kuvayı Milliye şehitleri, / mezardan çıkmanın vaktidir!'
Ülkemizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü onur yılı nedeniyle Ödemiş'te kapsamlı etkinlikler var. 30 Ağustos'ta başlayan zafer haftası etkinlikleri esas olarak yarın sabah yapılacak törenlerin ardından 13 Eylül'e kadar devam edecek. Programı belediyenin sosyal medya sayfalarından ve duyurularından takip edebilirsiniz.
6 Eylül Salı günü Atatürk'ün Nutuk adlı söylevinden alıntılar ve zeybek türküleri eşliğinde Kurtuluş Şiirleri dinletimiz var. Park Kafe bahçesinde saat 21'de. Nazım Hikmet'ten, Cahit Külebi'den, Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan ve Orhan Asena'dan…
Kahraman, ileri geri konuşmaz… Kahraman odur ki 'Sen başla bitiren bulunur' deyip basar ilk kurşunu…