'İzmirlilerin korktuğu başlarına gelmeyecek'
Bir canlı yayın programında önemli açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, toplu ulaşımda 90...
Bir canlı yayın programında önemli açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, toplu ulaşımda 90 dakika içinde sınırsız aktarma imkanı sunan sistemin kalkacağına yönelik söylentileri kesin bir dille yalanladı. 2008 yılında başlayan 90 dakika uygulamasının 10 yıldır başarıyla sürdüğünü dile getiren Başkan Kocaoğlu, 'Biz, bu sisteme 1.5 sene tartışarak karar verdik. Dar gelirli hemşehrilerim, ev kiralarından dolayı şehrin uzak noktalarında otururlar. Biz, 90 dakikayla dar gelirli hemşehrimizi sübvanse ediyoruz. Niye kaldıralım ki? Her seçim arefesinde '90 dakika kalkıyor' diye hemşehrilerimizin kafasını bulandırmaya çalışıyorlar. Bu konu artık bayatladı. Siyasi koz olarak kullanmaya çalışmanın bir faydası yok' diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İZBAN'daki yoğun yolcu talebine nasıl cevap verileceği yönündeki soruyu şöyle yanıtladı: 'Şu anda problemimiz, iki hatlı sistemin kapasitesinin kullanılabilir olmasıdır. İZBAN hattının kapasitesini kullanamıyoruz. Bizim asıl problemimiz, bu hatta sinyalizasyon yok. Sinyalizasyon, trenlerin bilgisayar ortamında taşınması, seyri sefer yapması demektir. Şimdi diyecekler ki 'Hayır, bizim sinyalizasyonumuz var' ama TCDD'nin sinyalizasyonu, hiçbir şeye cevap vermiyor. Sinyalizasyon ihalesi, 2005 yılından bu yana konuşuluyor ama hala ihaleye çıkılmamıştır. İZBAN'da yapılacak üç iş var: Sinyalizasyon ihalesine çıkılacak. İzmir'in ilçelerinden, yakın illerden gelen banliyö hatları Menemen'de ve Torbalı'da sisteme ücretsiz dahil edilecek. Yük trenleri, limana İZBAN'ın çalışmadığı saatlerde çalışacak. Böylece İZBAN yolcusu ikiye katlanacaktır. Potansiyel yolcu vardır. Kimse Aliağa'daki fabrikasına servislerle yolcu taşımak istememektedir. Ancak bazen TCDD gibi devlet kurumları, kendi gayrimenkullerini korumak üzere bir tavır sergilerler. O tavrın siyaseten aşılması gerekmektedir. TCDD hattını İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne mi teslim edeceğiz? Hayır ama bugün yüzde 50 ortaklıkla kurduğumuz dünyaya örnek olmuş bir projeyi rantabl kullanamıyoruz.'
'İzmir'in kötülüğüne bir tek çivi çakmayacağım'
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kültürpark'ı yeniden ayağa kaldırmak üzere hazırladığı proje ve İzmir Enternasyonal Fuarı'na(İEF) ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Kocaoğlu, İEF'ye son iki yıldır iki büyük şirketin sponsor olduğunu, bunun da fuarın eski yıllarına dönmesine katkı sağladığını söyledi. Kültürpark'ın satılacağı yönündeki iddiaları da yanıtlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, şunları kaydetti: 'Her yeri satabilirsiniz, Kültürpark'ı asla satamazsınız. Bu, sonunda bizi yıpratmaya yönelik bir algı operasyonudur. Ağaçlar yaşlandı, kiminde hastalık var, kiminin biyolojik ömürleri bitti. Atlas Pavyonu'nun ömrü bitti, fuar holleri de aynı şekilde. Gaziemir'de Fuar İzmir'in kurulmasıyla birlikte hollerin işlevi bitmiş oldu ama bu arada Kültürpark içindeki sert zemin yani beton yığını arttı. İsmet İnönü Sanat Merkezi'ne yeterli bakımı yapmamıza rağmen artık adam olmuyor. Atlas Pavyonu da öyle. Celal Atik Spor Merkezi'ni yıkıp yerine başka bir spor salonu ve toplantıların da yapılabileceği yeni bir tesis yapıyoruz. 35 bin metrekare yer yıkıp 11 bin metrekaresini bir kültür-şov merkezi haline getireceğiz. İEF'yi yapabilmemiz için de sergi salonu koyacağız. Bunun yanı sıra ağaç, bitki örtüsü sayısını artırıyoruz. Kültürpark planımızı Pakistan Pavyonu'nda anlattık. Herkes geldi, gördü ama bazı arkadaşları ikna etmek mümkün değil. Bu yaptıkları iş, İzmir'in kötülüğünedir. Ben İzmir'in kötülüğüne bir tek çivi çakıp gitmeyeceğim. 14 senedir yapmadım, bundan sonra da yapmayacağım. Birbirimize inanıp güvenmek zorundayız. Kültürpark'ı bu şekilde bırakmak isteyenler, kurullarda ona sarılanlar da İzmir'e kötülük yapıyorlar.'
'Partim için sorumluluk üstlendim'
Geçen günlerde gerçekleşen CHP İzmir İl Kongresi'nde izlediği yol ile ilgili Kocaoğlu, 'Ülke, çok önemli iki seçime gidiyor. İl başkanı ve il yönetiminin toparlayıcı olması lazım. İzmir'den genel kabul görecek, partiyi toparlayacak ve bu zor seçimleri gerçekleştirecek bir kadro gerekiyor. Şöyle bir baktığımızda, ben ilçe başkanı, belediye başkanı, il yönetim kurulu üyesi, disiplin kurulu üyesi, milletvekillerinden oluşan yüzü aşkın kişiyle konuştum. Sonra tekrar bire bir görüştüm. Grupları, klikleri birleştirecek bir profil çıktı. İzmir'de partiyi temsil edecek bir profil. O zamana kadar da aklımda kimse yoktu. Sonra arkadaşlarla beraber yine bu saydığım yönetim kurulu, ilçe başkanları ile birlikte Deniz Yücel arkadaşın ismi üzerinde mutabık kalarak birlikte karar verdik. O karardan sonra benim işim bitti. 'Herkes adayına sahip çıksın' dedik ve salonda da hiçbir şeye karışmadım. Böyle bir şeye ihtiyaç vardı. Bu çalışmayı İzmir'de Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan başka yapacak kimse yoktu. Keşke olsaydı ama yoktu. Ben de partimin toparlanması, daha iyi yerlere gelmesi için böyle bir sorumluluğu üstlendim. Bundan sonra Deniz Yücel ve yönetiminin yaptığı çalışmalarda başarılı olması, partimizi daha yukarılara taşıması bizi de manen çok sevindirecek ve rahatlatacaktır' dedi.
Haber Merkezi