Hukuki süreç nasıl işleyecek?

15 Aralık Cuma günü Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen'in iki öğrenci tarafından makamında...

15 Aralık Cuma günü Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen'in iki öğrenci tarafından makamında tüfekle katledilmesinin ardından Ödemiş ayağa kalktı. Tepkilerin çığ gibi büyümeye devam ettiği olayda bundan sonra hukuki anlamda nasıl bir yol izleneceği sorusu ise merak konusu oldu.

 

Konuyla ilgili açıklama yapan bir avukat, gazetemize hukuki sürecin nasıl işleyeceğini aktardı: 'Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 31. Maddesi'nin 3. Fıkrası şöyle der: Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 18 yıldan 24 yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 12 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası, 12 yıldan fazla olamaz.

 

Yani kısaca aktarmak gerekirse TCK 31/3'e göre 16 yaşındaki U.Y ile İ.P'nin Kökmen'i tasarlayarak öldürdüğünün kararlaştırılması halinde zanlılar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılarak 18 ile 24 yıl hüküm giyerken cinayetin anlık sinir ile işlendiği kararlaştırılırsa 12 ila 15 yıl hüküm giyecekler.'

 

Davayı savcılık yürütecek

 

Zanlıların kanında uyuşturucu bulunmasının cezayı arttırıcı ya da azaltıcı bir etkisi olmadığını da belirten avukat, 'Bu gibi cinayetlerin arkasında başka faillerin de olması durumunda savcılık tarafından gizlilik kararı alınır. Soruşturma, savcılık tarafından yürütülür, davanın açılması üç ila dört ay sürebilir. Sanıkların 18 yaşından küçük olması nedeniyle yargılama süreci gizli yürütülür.

 

Hakim kararının ardından dava, ilk derece tarafından alınan kararların hem olay yönünden hem de hukuki yönden üst derece mahkeme tarafından denetlenip ikinci kere incelenerek İstinaf Mahkemesi (Bölge Adliye Mahkemesi) tarafından yerel kararın denetlenmesi sürecine girer. Bu sürecin ardından İstinaf Mahkemesi kararlarına karşı hukuki denetim yapılması amacıyla başvurulan kanun yolu, temyiz yoluna gidilir. İstinaf Mahkemesi tarafından istinaf incelemesi sonucunda verilen karara karşı, belli yasal koşullar varsa temyiz incelemesi için Yargıtay'a temyiz başvurusu yapılır. Böylece üç dereceli bir inceleme sistemi kurularak hukuk veya ceza davası neticesinde verilen kararın yeterince denetlenmesi sağlanır. Bu süreçlerin ardından dava kesinleşmiş olur' ifadelerini kullandı.

 

İstinaf ile temyiz arasında temel farklılık nedir?

 

Temyiz incelemesinde Yargıtay, kural olarak sadece kararın hukuka uygun verilip verilmediğini denetler, yani hukukî bir denetim yapar. İstinaf konusunda önemli yanılgılardan bir tanesi, istinafın bir tür temyiz olduğu ve kararın adeta hem bölge adliye mahkemesinde hem de Yargıtay da aynı şekilde iki defa inceleneceği ve zaman kaybı olacağıdır. Oysa istinaf incelemesi, temyizden farklı olarak kararın hem hukuki hem de maddi yönden incelenmesi sonucunu doğuracak, ayrıca bölge adliye mahkemesi belirli durumlarda yeni bir yargılama yaparak yeniden karar verebilecektir.

 

Temyiz incelemesinde ise sadece hukukî denetimle sınırlı bir inceleme söz konusu olmakta, karar hukuken doğru bulunmadığında yeni bir yargılama yapılmamakta, sadece bozularak tekrar mahkemesine geri gönderilmektedir. Kısaca istinaf, yeni bir temyiz veya ara bir temyiz yolu değil, kendine özgü yeni bir kanun yoludur. İstinaf sistemiyle birlikte, gerekirse üst derece mahkemesi olan bölge adliye mahkemesinde yeniden yargılama yapıldığından, daha güvenceli bir yargılama sistemi mümkün olacaktır.

 

Ece Köseoğlu      

Bakmadan Geçme