Hasbihal

Zorlama hayatı, zorlamasın seni. Yeterince güç her şey, yeterince belirsiz. Başladığını bitir ama gitmiyorsa ileri, zorlama....

Zorlama hayatı, zorlamasın seni. Yeterince güç her şey, yeterince belirsiz. Başladığını bitir ama gitmiyorsa ileri, zorlama. Her gördüğüne de atılma. Her şeyin üstesinden gelemezsin. Senin de bir gücün var, yapabilme kapasiten, yetebilme haddin. Sınırları çok zorlarsan kendinden çalarsın. Kendine ayıracağın vakti yitirirsin. Yettiğinle yetin, yetemediğini bırak başkasına. Başkaları da senin kadar kotarabilir işleri. Biraz da güvenmeyi bil, yapabileceklerine inan, bırak onlar da yol alsın seninle. Yükü bölüşmek, hafiflemeni sağlar. Kafanın içinde dinmek bilmeyen seslerin susmasının farkındalığını gör biraz da.

Sus. Susmanın hazzını yaşa gönlünde, beyninde, dimağında. Sen susarsan o zaman duyarsın kainatın konuştuklarını, sana anlatmaya çalıştıklarını. Kendi sesinden yorulmuş kulakların. Sus, temizlensin, dinlensin…

Sus, dinginleşsin dimağın, sadeleşsin düşüncelerin ve güzelleşsin ifadelerin. Farklı bir tecrübe için dene susmayı. Sustukça fark edeceksin çevrendeki konuşan başka varlıkları. Ağaçların rüzgarla söyleşisini, yağmurun sesini, kuşların şarkısını. Belki diğer insanların söylediklerinin ardındaki söyleyemediklerini. Çok mu ileri gittim? Sen gitme, tadında bırak…

Ama bir taraftan da şükret bütün sesleri duymadığına. Bir karıncanın yürüme sesini, bir pirenin mide gurultusunu, bir sineğin kanat çırpışını… Çoğalt yaprağı, böceği, eşyayı… Hepsinin sesini aynı anda duysak oluşabilecek kaosu düşünebiliyor musun? Duymamak da bu noktada bir nimet. Öyleyse her şeye yetişemediğin gibi her şeyi duymaya da çalışma ve başta dediğim gibi aklına gelen her şeyi söylemeye de çalışma…

Sana değil kendime öğüt bunlar bunu da bil…

bir fısıltı

bir kıpırtı

kıpır kıpır

iç erintisi

söyleşi

kiminle

kimin için

kendin için

zaman da

zamanın dışında

sus

dinle…

Bakmadan Geçme