Hainler içimizde!

Arapçadan dilimize giren hissetmek ile hassas kelimeleri akrabadır. Başka anlamları da var ama 'hassas', ortalamanın üstünde...

Arapçadan dilimize giren hissetmek ile hassas kelimeleri akrabadır. Başka anlamları da var ama 'hassas', ortalamanın üstünde hisseden demek. 'Duymak' sözcüğü ile zaman zaman eş değerde kullanılıyor. Duyarlı olmak…

Biraz daha genişletirsek, 'sahiplenmek, sorumluluk almak, çevremizde gelişen olaylar karşısında kafa yormak, düşünce üretmek ve çözüm bulmak.'

Duyarlılık, 'neden' ve 'niçin' sorularını sormayı gerektirir.

Farkındalık da bir canlının çevresinde gelişen olayları bilme, algılama ve duyma becerisidir. 'Bir şeyin bilincinde olma' anlamına gelir.

Temizlik ve 'atık', biliyorsunuz dünyada gittikçe artan bir sorun haline gelmeye başladı.

Kabul edelim ki toplum olarak temiz değiliz. Atık konusunda da duyarlı değiliz. İnsan kaynaklı kirliliğin ve atık birikmesinin dünyayı nereye götürdüğünü henüz fark edebilmiş değiliz.

Geri dönüşüm… Yenilenebilmek veya yenilebilir olmak…

Doğal dengenin bozulması…

Su, toprak ve hava gibi kaynakların bir gün bitebileceğini düşünememe…

Duyarsızlık ve farkında olamamama…

**

Pazar günü Ödemiş Belediyesi ve Kent Konseyi iş birliği ile Gölcük yolunda 'duyarlılık' ve 'farkındalık' etkinliği düzenlendi. Bir grup vatandaş ile Gölcük yolunda, daha önceden belirlenmiş bölgelerde temizlik çalışması yaptık. Belediye Başkanı Mehmet Eriş ve Temizlik İşleri Müdürü Süleyman Çalış'ın da bizzat katıldığı etkinlikte yol kenarında oluşan kirliliğe dikkat çekmek istedik.

Özellikle son orman yangınlarının ardından oluşan duyarlılık sonucunda daha önce Gölcük'te yapılan etkinliğin ikincisi, Gölcük yolunda yapılmış oldu.

Tabi burada amacımız, yolun tamamını temizlemek değildi. Zaten bunu farkındalık amacıyla etkinliğe gelen insanların başarabilmesi mümkün değildi. Yaptığımız etkinlikle özellikle cam ve plastik atıklara odaklandık. O kurumuş otların arasına atılmış şişeleri, hatta gazı tam olarak bitmemiş çakmakları gördükçe, ormanların kimler tarafından yakıldığını daha net anladık. Hain, içimizde idi!

Ama ne kirlilik, ama ne kirlilik… Yılların birikimi…

Vatandaşlar, 'fazladan' ne varsa atarak kurtulmuşlar. Başta cam ve plastik şişe, maske, ıslak mendil, çocuk bezi… Hatta söylemeye utanıyorum, seyir terası olarak kullanılan ceplerde kullanılmış prezervatifler…

'Pis bir toplumuz' demeye dilim varmıyor ama 'Temiz bir toplum değiliz' diyebilirim…

**

Hani bir yerde birikmiş bir miktar çöp gördüğümüzde 'Nerede bu belediye?' deyiveriyoruz ya!

'Çöp olarak tabir ettiğimiz atıkları olur olmaz yerlere atmak', insana yakışıyor mu?

Aslında 'Nerede bu insanlık?' diye sormamız gerekiyor.

**

Bir ara hepimiz kendimizi kaptırdık. Adeta 'hangimiz daha çok çöp toplayacak' yarışına girdik. Bu yarışta elbette Başkan Eriş ile birlikte Gölcük Mahallesi Muhtarı Ferit ile abisi Tayfun Aynalı'nın eşleri 'eltiler' de vardı…

Yaklaşık iki saat süren etkinlik boyunca gelen geçenlerden bolca alkış aldık…

Konuyla ilgili önerilerimi başka bir yazıda aktaracağım…

Bu yazı gazetemizin 31 Ağustos 2021 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Bakmadan Geçme