GÖZDEN IRAK OLAN GÖNÜLDEN DE IRAK OLUYOR

Atalarımız çok doğru söylemiş: 'Gözden ırak olan gönülden de ırak olur'

Bu sözü nerede kullanırsan kullan, doğruluğundan hiçbir şey kaybetmiyor. Canlı cansız fark etmiyor. Söz gelimi uzaktaki bir yakının zaman içinde unutulup gidiyor. Göz önünde olsa unutulur mu? Uzaktaki bir mekanla yakındaki mekan bir olur mu?

Sözü belediye teşkilatları elinden alınarak mahalle yapılan beldelere getireceğim. Bugün bu beldeler de gözden ırak olduğu için gönülden de ıraktır. Öyle şey olur mu diyenleriniz çıkacaktır mutlaka. Ama durum budur. Bugün bu beldeler, merkezin aldığı aynı hizmeti alamamaktadır.

Ben gündüzleri Kaymakçı'da, geceleri Ödemiş'te oluyorum. Bu nedenle merkez mahallelerle taşra mahalleler arasındaki hizmet farkını çok iyi görüyorum. Merkez mahalleler göz önündedir, taşra mahalleler gözden ıraktadır. Göz önündeki mahalleler, her zaman daha fazla hizmet alıyor.

Belediye yetkililerimiz, her ne kadar 'Hizmette ayrım yapmıyoruz' deseler de gerçekler göz önündedir. İşin doğası böyledir. Merkezden taşra mahallelere hizmet gelinceye kadar zaman geçiyor. Bir de İzmir'den gelmesi gereken hizmetler var ki, o hizmet gelinceye kadar vatandaşın canı çıkıyor.

Şimdi bu iddialarımı somut örneklerle göz önüne sereyim.

Kaymakçı'daki umumi tuvaletlerin bakımı berbattır. Bu konuyla ilgili daha önceleri de yazmıştım. Tuvaletlerin bakımıyla ilgili Hüseyin adında bir belediye çalışanı vardı. Günde üç beş kez temizlik yapıyordu. Ufak tefek arızaları da gideriyordu. O çalışan, şimdi başka yerde çalışıyor. Onu bu işe almak sorunu büyük çapta çözecektir. Yetkililerimizin dikkatine sunuyorum. Yanlış anlaşılmasın, Hüseyin benim ne yakınımdır ne de akrabam. Çalışmasını gördüğüm ve beğendiğim için söylüyorum.

Kaymakçı'daki umumi tuvaletler böyle, diğer taşra mahallelerdeki umumi tuvaletler nasıldır, bilmiyorum. Merkez mahallelerdeki umumi tuvaletler gayet temiz. Arada çok büyük fark var. Belki merkezdeki umumi tuvaletler kiraya verildiği için böyledir. Taşradaki umumi tuvaletlerin de kiraya verilerek temiz olması sağlanabilir. Yetkililerimizin buna bir çözüm getirmesi gerekir.

'Medeniyet tuvaletlerden başlar' diye bir söz var, biliyorsunuz. Bir yerin umumi tuvaletleri temizse, o yerin temizliği hakkında iyi kötü fikir sahibi olur insan. Gerçi insanlarımızın da bu konuda çok duyarlı olması gerekir ama maalesef o duyarlılığı çoğunda göremiyoruz. Özellikle kirletenlerin var olduğunu da düşünmeden geçemiyorum. Bu tuvaletleri böyle kirletenler evlerinde de aynı mıdır acaba? Hiç sanmam.

Kaymakçı'da bir toplulaştırma yapıldı. Toplulaştırma konusunu en çok isteyenlerden biri de bendim. Başka yerlerdeki toplulaştırmaların çevre halkı açısından çok yararlı olduğunu duyuyordum. 'Parça parça, orada burada yerin olmaktan hepsinin bir arada olması daha iyidir' diyordum. Bir aradaki toprağın hem işlemesi hem de sulaması kolay olur. Küçük tarlalarda toprağı işlerken kenarlarda ve sayı başlarında yer kaybı çok olur.

Toplulaştırma oldu, güzel oldu ama güzel olmayan başka durumlar da var. Bunların başında ova yolları geliyor. Yolların ip gibi çok düzgün olacağı, arabaların rahat gidip geleceği söyleniyordu. Başka yerlerde öyle olmuştur belki ama Kaymakçı'da hiç de öyle olmadı. Tarla sınırları belli değil, yollar desen eskisinden daha berbat. Yollardan iki araba yan yana geçemiyor. Dere yataklarının yerleri değiştirilmiş. Su, akacak yer bulamıyor. Zaman zaman su taşkınları ve birikintileri oluyor. Eskisini arar olduk. Birkaç köprü yapılmış; kamyon zor geçiyor, TIR hiç geçemez. Bademli'den Kaymakçı'ya TIR'lar gelip geçecek deniyordu. Hani nerede TIR geçecek yol?

Hizmet nereden gelecek onu bilemiyorum. Ödemiş Belediye Başkanı Sayın Mahmut Badem'in zaman zaman, 'Büyükşehir'in yapması gereken işler için biz eleştiri alıyoruz' dediğini siz de duymuşsunuzdur. O nedenle kimsenin günahını almak istemiyorum. Hizmet nereden gelecekse bir an önce gelmesini diliyorum.

Gözden ırak olan mahalleler, gönülden ırak olmasın.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.