Geleneklerimizden kesitler
Biz, Türk milleti olarak insan ve bayrak sevgisiyle dolu bir milletiz. Belki birçok millette olmayan gelenekler,...
Biz, Türk milleti olarak insan ve bayrak sevgisiyle dolu bir milletiz. Belki birçok millette olmayan gelenekler, yalnız bizde var.
Bakın, bayrak sevgisi bütün sevgilerin üzerinde gelir. Bilinir ki o bayrak, milletleri temsil eder. Bayrak olmayan yerde özgürlük olmaz. Minarelerimizden dinimizin kutsal çağrısı olan Ezan-ı Muhammedi sesi yükselmez. Ondandır ki bayrağımızı öperek kaldırır, koyarız yerine.
Devlete 'Devlet Baba' diyen dünyadaki tek milletizdir belki de. Devletimizi baba gibi görürüz.
Biz öyle bir milletiz ki hepimizin evlerinde misafir odaları bulunur. Gelen misafirlerimizi o odalarda ağırlar, rahat ettirmeye çalışırız. Yatılı gelen misafirlerimizin altına tertemiz nevresim, yatak ve yorganlarımızı sereriz. Bu odalarımız, misafirlerimize özeldir.
Makarnamızı, salçamızı, tarhanamızı, konservelerimizi konu komşu bir araya gelir, imece usulü yaparız.
Vatan toprağımızı beklemek için askere gidecek evlatlarımızın silah tutan parmaklarına kına yakarız.
Gelin olacak kızlarımızın düzenlediği kına gecelerinde gelin kızın avucuna kına yakarız.
Eskiden at arabaları ve kağnı ile, şimdilerde ise taksi ve kamyonetlerle yine davul zurna eşliğinde oğlan evine çeyiz bırakılır. Yastık, yorgan vs. eşyalar, çeyiz olarak araçlara yüklenir.
Misafir gittiğimiz evlerde sofra örtüleri yere serilir. İnciri, kuru üzümü, pekmez köftesi, cevizi, kestanesi, meyvesi ortaya konulur. Yenilir, içilir, sohbet edilir. Vakit ilerlediğinde kalkmak için ev sahibinden müsaade istenir. Sokak kapısına gelindiğinde bir derin sohbet de orada başlar. Bu sohbetin tadı başkadır. Bu yüzden kapı önü muhabbetleri yapılır.
Evlerimizde radyo, teyp, bilgisayar, daktilo vs. cihazımız çalışmadığında çalışması için onu tokatlarız.
Dini bayramlarımızda mezar ziyaretlerimize giderken kolumuzun altına mersin sıkıştırırız. Aslında oraya gidecek olan mersin değil, duadır.
Cenazemiz olduğunda cenaze evine yemek götürülür. Üzüntüleri paylaşılır. Gerçi son zamanlarda cenaze sahipleri evde ve mezarlıkla gelenlere yemek ikram ediyor. Ben bunun yanlış olduğu düşüncesindeyim.
Komşular arasında yemek götürüp getirmek gibi güzel adetlerimiz var bizim. Bir evde pişen yemekten komşuya ikram edilir. Komşu da tabağı boş göndermez, kendi yaptığı yemeklerden koyar getirir.
Yeni bir şey aldığımızda örneğin bir ev, bir araba, bir dükkan onun önünde adak keseriz. Kanını da arabaysa tekerleğine, diğerlerinde de alnımıza süreriz. Hayvanın etini konu komşu ile paylaşırız. Mevlit okuturuz.
Dünyaya yeni gelen bebeğimizin göbeği bağlanır. Kırk gün sonra düşen göbeği toprağa gömülür.
Elbette bilmeyerek yaptığımız yanlış davranışlarımız da var. Seyahat halindeyken araçtan yola ambalaj veya kabuk atmamız son derece yanlış. Oturduğumuz binanın merdivenlerine sigara izmariti atmamız, lambaları açık bırakmamız yanlış.
Yollarda yeni dikilmiş araçları sallayarak zarar vermek ve buna benzer davranışları yapmamalıyız. Yolda gördüğümüz tanıdıklarımıza selam vermeliyiz, gülümsemeliyiz.
Sevgili dostlarım. Kalın sağlıcakla.