GDO hakkında mühim uyarılar

Ödemiş'te önemli çalışmalarda bulunan Koza-Der'in 2. Başkanı Mehmet Taşlı, fuarda açtıkları stantta vatandaşları bilgilendirdiklerini ve fuar...

Ödemiş'te önemli çalışmalarda bulunan Koza-Der'in 2. Başkanı Mehmet Taşlı, fuarda açtıkları stantta vatandaşları bilgilendirdiklerini ve fuar boyunca bu konudaki çalışmalarını sürdüreceklerini dile getirdi. Taşlı, şunları kaydetti: 'Bilim adamları, yaklaşık 25 yıl önce genleri DNA'dan ayırmayı başarmış ve bunları bir başka canlıya yerleştirebilmiştir. Bir canlının belirli genetik özelliklerini ticari, bilimsel stratejik vb. gibi farklı amaçlarla alarak bir başka canlıya nakledildiği yeni canlıya GDO'lu ürün diyoruz. GDO'yu ilk bulan ve uygulayan ülke Çin olmuştur. 1988 yılında ilk GDO'lu ürünü üretmiş, sonra da bu ürünü dünya pazarına sunmuştu. 1994 yılında ABD'de de ilk GDO'lu ürün uygulaması başlamış, ardından Hollanda, İsrail vb. ülkeler de bu değişime ayak uydurarak çıkardıkları GDO'lu ürünleri üretip dünya pazarına sunmuşlar ve kendilerine çok büyük ticari, stratejik, bilimsel avantajlar sağlamışlardır. Tarımda dünya üretiminin çok büyük bölümünü bugün bu ürünler oluşturmaktır ve bu ürünlerin mahsulünü üreten ülkeler, GDO'lu tohum üreten ülkelerin tutsağı durumuna getirilmiştir. Günümüzde GDO'lu ürünlere örnek olarak mısır, domates, patates, pirinç, soya, buğday, ayçiçeği, bal kabağı, yer fıstığı, muz, şeftali, elma sayılabilir.

Büyük risk taşıyor

Özellikle mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, sakkaroz ve glikoz şurubu, neredeyse tüm hazır tüketim ürünlerinde ve gıdalarda kullanılmaktadır. Ayrıca mısır ve soya fasulyesi gibi ürünler, hayvansal üretimin temel besini olarak kullanılmaktadır. İnsanların tükettiği ve bu ürünlerden üretilen bitkisel yağlar, kraker, bisküvi, tatlılar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata, gofret, hazır çorba, tavuk, kırmızı et de bu bağlamda riskler taşımaktadır.

'Sömürgenin en sinsi şekli'

Özet olarak, şu an gelinen noktada dünyada ve ülkemizde uygulana dışa bağımlı tarım politikaları sonucunda bugün özellikle ülkemizde üretilen ürünlerden mısır, domates, karpuz,  patateste 'verimli' diye üreticinin tercih ettiği veya tercih etmek zorunda kaldığı bırakıldığı GDO'lu tohumlar, yerli tohumlarımızı yok etme noktasına getirmiştir. Ayrıca ekonomik bağımlılık ve sömürge yollarının en güncel ve sinsi şekli olan gıda tekeli oluşma yolunda bu teknolojileri elinde bulunduran ülke ve kurumlar, milyarlarca insanı ve birçok ülkeyi esir konumuna getirmek üzeredir. Yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığımız sebepler dolayısıyla ülkemizin, tarımımızın, insanımızın bağımsızlığı, sağlığı, güvenliği, refahı için diyoruz ki: GDO'LU ÜRÜNLERE HAYIR! TOHUMUNA, GENLERİNE SAHİP ÇIK.'

Haber: Turgay KONURALP

Bakmadan Geçme