Entarili doktor!

Haberi mutlaka siz de görmüşsünüzdür: “Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bir grup köy öğrencisi, telefonların çektiği 2500 rakımlı...

Haberi mutlaka siz de görmüşsünüzdür:

'Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde bir grup köy öğrencisi, telefonların çektiği 2500 rakımlı tepeye çıkarak Eğitim Bilişim Ağı'na (EBA) bağlanıp ders işliyor.'

Bu işleri biraz bilen biri olarak haberin kurgu olduğunu kolayca söyleyebilirim.

Çekimlerin ustalığına baktığınızda bunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz…

Böyle 'adrese teslim' kurgu haberlerle sık sık karşılaşıyorsunuz artık.

PR (Halkla İlişkiler) ve cilalama döneminde olur böyle şeyler…

Eğer 25 öğrenci hep birlikte 2500 rakımlı bir tepeye çıkıp inebiliyorsa neden sınıfta yüz yüze ders görmesinler!

Sorular çoğaltılabilir.

Pazartesi günü Eğitim Sen Genel Merkez Yöneticisi Özgür Bozdoğan Ödemiş'te idi. Çamlık ADD Çay Bahçesi'nde maske, mesafe ve hijyen koşullarını dikkate alarak yaklaşık iki saatlik bir değerlendirme toplantısı yapıldı.

Çok şey konuşuldu ama… Birkaç çarpıcı bilgiyi paylaşayım:

* 18 milyon öğrencinin evinde kendisine ait bir odası, interneti ve bilgisayarı yok. Olsa bile uzaktan eğitim için yeterli değil. Hatta televizyonu olmayan aileler var. EBA altyapısı, bu yükü kaldıracak güçte değil.

* Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları, eğitime hala başlayamadılar.

* Devlet kurumları, ailelerden hijyen malzemesi istiyor.

* Koşullar uygun hale getirilerek başta köy okulları olmak üzere şartları uygun olan okullar, yüz yüze eğitime açılabilir…

* Okulların memur ve hizmetli kadroları acilen doldurulmalı.

Muhalif olan doktorlar, avukatlar, mühendisler ve eğitimciler sevilmiyor…

Unutmayın, dikensiz gül bahçesi olmaz. Muhalefet yanlışa parmak basar, seçenek gösterir, uyarır…

**

Şu sosyal medyanın etkisini görüyorsunuz.

Gazetelerin toplu yerlerde okunması, biliyorsunuz 'salgın' gerekçesi ile yasaklandı. Her yasak, yeni bir seçenek doğurur. Gerçi bu seçenek yeni çıkmadı ama daha da ilgi gördü diyebiliriz. Biliyorsunuz e-sosyal medya, artık herkesin elinde.

Kaydırıyor, tıklıyor, beğeniyor ve paylaşıyorsunuz. Binlerce kişiye ulaşıyor.

Bu arada halkın bu ilgisinden yararlanmak ve onları kendi bildikleri doğrultuda yönlendirmek isteyen derin güçlerin trolleri zaman zaman canınızı sıksa da kontrollü e-sosyal medyayı seviyorum.

Hep kendi gül cemalini paylaşan, yediği içtiğini ve çoluk çocuğunu afişe edenlere de 'tercih meselesi' olarak bakıyorum.

Bir 'doktor' çıkıyor… Saçmalıyor da saçmalıyor! Entari, fistan paylaşıyor, 'daracık' pantolona esir edildiğini iddia ediyor.

Hem de ülkenin anlı şanlı hastanelerinde başhekim yardımcılığı yapıyor!

Kafayı kırmış olabilir. Tedaviye ihtiyacı vardır; anlarım. Görevden alınıp alınmaması da önemli ama daha da önemlisi, böyle bir insanın üst düzey görevlere getirilmiş olması…

Acaba ayrı ülkede mi yaşıyoruz! Acaba ayrı okullarda mı okuduk!

Gerçeği kabul edelim: Aynı ülkedeyiz…

Bakmadan Geçme