Emekli Başkonsolos Ülkü Başsoy, Türkçemize Özen Dil Yazın Ödülleri Hakkında Bilgiler, Önemli Mesajlar Verdi
Ödül'ün Düzenleme Kurulu üyesi Emekli Başkonsolos Ülkü Başsoy, 'Savaş Recep Başsoy Türkçemize Özen Dil Yazın Ödülleri' hakkında gazetemize konuştu:
“Ödemiş, 25 Eylül'de düzenlenen Savaş Recep Başsoy Türkçemize Özen Dil ve Yazın Ödülleri töreni ile anlamlı bir etkinliğe 9. kez ev sahipliği yaptı. Bu yılki Ödül Töreni'nin önemi bir kat daha artmıştı; 2. Cumhurbaşkanımız, Lozan Kahramanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümünden sonra 10 Kasım'da ilk kez anıldığı yıl olması itibarıyla özel bir anı, 140. doğum gününe denk gelmesi ödülümüze, etkinliğimize özgü, özel bir İsmet İnönü Ödülü kazandırdı. Buna ayrı bir gurur ekledik.”
Törenimize, İsmet İnönü'nün torunu İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülşün Bilgehan da katıldı. Bilgehan, 1945 yılında Ankara'da yapılan 5. Türk Dil Kurumu Kurultayı'nda İsmet İnönü'nün yaptığı bir konuşmayı hatırlattı: “Türk dili ve Türk milleti bir milli dil ve milli varlık, hatta bir milli müdafaa meselesidir ve öyle kalmalıdır.” Bu açıklamayı İsmet İnönü ve Türkçemizin korunup geliştirilmesi için verilen ödülümüzde yaşatmak ve simgelemek güzel bir duygu oldu.
Bu yıl ilginç bir gelişme de Dil Ödül Yarışması'na katılan öğrenci sayısının 117'ye, yetişkinlerin ise 9'a ulaşması oldu. Bu gelişme, öğrencilerimizin ödülümüzü sevmesinin ve özümsemesinin bir yansıması olduğu kadar, ülkemizin geleceğine dair bir kazanım olduğunun da işaretidir. Türkiye'mizde 5 yıldır ödüllendirilen ödül sayısının daha da arttığı kuşkusuzdur. Türkçemize ve Türkçemize olan duyarlılığı gösteren bu gelişim, ilimizde eğitiminin bir “ilk ve tek” simgeleyen ödülümüzün değerini gösterdiği kadar bizlere anlam ve hecan verici bir tamamlayıcılık olduğunu göstermektedir. Son yıllarda konuyla ilgili kimi yetişkinler bize, “Bu ödülü niçin yetişkinler için de düzenlemiyorsunuz?” sorusunu yönelttiler!
Gerçekten, niçin olmasın!
İlginç bir gelişme de, bu yıl ilçemizdeki özel okulların çoğunun ödülümüze ilgi göstermeye başlaması oldu. Bu okulların çoğu hem kurullarımıza hem de parasal ödüllerimize katkıda bulundu. “Türkçemize Özen”e verdikleri destekler bizleri yüreklendirmiştir. Bu tutum kuşkusuz gelecek yıllarda büyüyerek sürecektir.
Öte yandan, özel kişilerin yakınları için, onları sevdiklerine anımsatma, yaşatma erkelerinde ses bayrağımız Türkçemizi, Türkçemize Özlen'i (özdenlik) seçmeleri de yeni bir gelişme… Bu ilk kez oluyor. İnsanlar yitirdikleri değerleri için Türkçemize Özen gibi insancıl, evrensel bir değerde, güzel bir erkte birleşebiliyorlar.
Bu kapsamda eski ÇYDD yöneticilerinden Serpil Özben tarafından, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin, yakın bir süre önce yitirdiğimiz yöneticilerinden, özveri duygusu sonsuz, örnek insan, öğretmen Sehavet Alp için bir ödül koymuş olması, bu yaklaşımın içten bir gelenek desteği görmesi mutluluk vericidir. Benzer biçimde ödülümüzü 3 yıldır destekleyen Almanya'nın Lübeck Kentindeki (Thomas Mann orada doğmuş) kurulu TÜRGE'M (19 Mayıs Gençlik Derneği) Başkanı Remzi Uslu'nun Uşuruklu'lu babası Köyler Katibi İsmail Soysal; bir özel okul yöneticisinin Çanakkale'de şehit düşmüş bir yakını için koyması bu yıl beliren yenilikleri oluşturdu. Bu gidişin gelecek yıllarda da süreceğine inanıyorum!
Bir başka yeni uygulama da geçmiş yıllardan bu yana yenilenen fotoğraflarının yanında bu yıl, Birgili ressam, arkeolog, yazarımız Emin Başaranbilek'le ona mahallenin adaskarı, kardeşim Savaş Başsoy'un ilkokul-1 sınıfı bir olasılıkla Sınıfındaki en öğrencisinin çekilmiş beyaz yakalıklı birer fotoğraflarının da yer almasaydı.
Geçmiş yıllarda okullarımızda öğretilen yazı yazma (kompozisyon) dersleri, matematik dersiyle birlikte, en başta gelen, “geçilmesi en güç” “eleme” dersleriydi. İçinde bu dersin önemi aynı ile en başta var idi. Kaldı ki alışılmış yaş zamlarda da öğrencilr. yazı ürünleri karşılığında, yalnız katılım, başarı belgeleri zamlarında da ödül almaktadır. İlgisinin izlenmesini için uğraşan söz beller dersler kaldırılmış, yazmaya geldirle kalmış..
Biz Türkçemize Özen ürünleriyle işlenen ve başarılı ürünlerin konuya aykırıs bir yöntemb ile girdiği, Gelenek, ürünlerimiz tasarlar, gözüküne göre zemein. öykü, deneme, şiir, ya çeşitleriyle dizilmiş sırada öğrecimiz yerleşik ayırt eder. Bu göresres eder bir karşılığı olmalıydı., bedensel üretimedolduğu gibi. Bu yaklaşım süreç içinde gelişti yerleşti, öğrencilerimizin Türkçemize Özen sınavlarına katılımındaki ilgi çekici oldu, onların yazı yazma heyecanını besledi. Ana babalar da mutlu oldu. Ödülümüzde pek başarılı bir kız öğrencimizin babası bana, “kızım ileride yaşamını yazılarıyla kazanacak” demekti. Uygulamanın doğruluğu geçen 10 yıl içinde kanıtlandı. Öğrencilerimizin Türkçemize Özen yarışmalarına katılımı 8 kez, 10 kez arttı. Başarı oranları da. Gelecek yıllarda bu uygulamanın daha da başarılı olacağına inanıyoruz.
Bu yıl ilk kez, 13 Eylül 2024 günü Ankara Üniversitesi'nin SBF'inde (Mülkiye) 3. sınıf öğrencisiyken 20 yaşında yitirdiğim, ödülümüze adını verdiğimiz kardeşim Savaş Başsoy ile Ödemiş Ortaokulu'nun, 1932 yılında Cumhuriyetin ilk kuşak müdürü, 44 yıllık Türkçe öğretmeni babam Recep Başsoy'u gömütu başında, küçük bir grupla da olsa, andık. Umarım gelecek yıllarda öğrencim Recep Başsoy'u bilenler, duyanlar, kimi öğrencileri, öğretmenleri, Savaş'ın da yaşamakta olan arkadaşlarını bulup tanıyabiliriz.
Bu yılki önemli gelişmelerden bir başkası da ödülümüzü yaygın ilçelerimizde de yayma düşüncesinin uygulamaya başlaması oldu: Tire Belediyesi ni, Beydağ Belediyesi Başkanlarını, İnönün Torunu Gülşün Bilgehan. Ödül Yazmanımız Hükmet Güriş.
Ödül Törenimiz için Almanya'nın Lübeck (Thomas Mann'ın doğum yeri) kentinden Ödemiş'e gelen, Köyler Katibi İsmail Uysal oğlu Remzi Uysal, ÇYDD eski yöneticilerinden Serpil Özben ile birlikte ziyaret ettik, Belediye Başkanlarımıza 2. Cumhurbaşkanımız, Lozan Kahramanımız İnönü'nün doğum günlerinin güzel ilçelerimizde de kutlanabileceği umudumuzu ilettik, ödülümüzü de anlattık, Türkçemize Özen'i gelecek yıllarda bu güzel ilçelerde de görme istek, umudumuzu belirttik. Aldığımız yanıtlar bizi yüreklendirdi.
Bayındır Belediye Başkanımızla da İlkbahar'da görüşeceğiz…
Ödül Törenimizden sonra, Tire'nin Kızılcahavlu köyüne giderek, 1970'li yıllarda köyde Muhtarlık yapan Metin Ayhan'ın gömütünü ziyaret ettik. Metin Ayhan 1973 yılında, Ecevit'in “toprak işleyenin su kullananın” deyişi üzerine başta kendisi, anası, eşi, ailesi ve tüm köylülerin katılımıyla, öncelik yıllarda köyde toprakları zor alarak işledikleri sulu ağaçları bu topraklardan çıkarma hareketini başlatan kişiydi. Köylülerin şiddetle başvurmalarını önlemiş ama topraklarını geri istemelerinin, almalarının karşısında durmamıştı. Güzel, temiz bir insandı. Tüm yaşam çileler içinde geçmişti. Anısı hep sürecektir.
Ödülümüzün geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da birçok destekçisi oldu: Başta, Belediye'miz, Belediye Başkan Yardımcılarımız, Belediye Başkanlarımız, Kurulumuzun özverili, alçak gönüllü öğretmenleri, doğallıkla başta Küçük Menderes Gazetemiz olmak üzere tüm yerel basınımız, sanal basınımız.
Unuttuklarımız, Kasım ayının 13'ünde Hamburg'a gitmeden önce Tümünü en içten duygularla selamlıyorum.
Ülkü Başsoy, Ödemiş, 9 Kasım 2024
,