Eleştiri

Eleştirmek eyleminden türeyen bu sözcüğün sözlükteki anlamı bir insanı, bir konuyu, bir yapıtı, doğru ve yanlış...

Eleştirmek eyleminden türeyen bu sözcüğün sözlükteki anlamı; bir insanı, bir konuyu, bir yapıtı, doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek ereğiyle inceleme işidir. Eş anlamlısı tenkittir.

Gazetemiz Küçük Menderes'in yayına başladığı günden bu tarafa haftada bir gün bu köşede usumun erdiğince, dilimin söylediğince yazmaya çalışırım.

Zaman zaman insanları, kurumları, yapıtları eleştirdiğim oldu. Bazen iyi yönlerini bazen de kötü yönlerini ortaya çıkardım. Övdüğüm oldu, yerdiğim oldu. Bunları yaparken hiçbir zaman art niyet taşımadım, çıkar gütmedim. Hep tarafsız kalmaya çalıştım. Kimsenin isteği doğrultusunda yazı yazmadım. 'Bu bizdendir' diyerek gördüğüm yanlışları es geçmedim. Kırılanlar oldu, sevinenler oldu. Sinirlenip küfür edenler oldu. Aldığım tepkilerden ne üzüldüm ne de sevindim. Ne türlü tepki gelirse gelsin, önemsedim. Yazılarımın okunduğunu, amacıma ulaştığımı düşündüm.

Yazar için önemli olan yazdığının okunmasıdır. Bir yazı okunmadıktan sonra neye yarar? Uzun uzun yaz, onca emek sarf et, davulcu yellenmesi gibi arada kaynayıp gitsin, olur mu? Küçük Menderes Gazetesi'ni eline alan 'Bu hafta hoca ne yazmış, bir bakalım' deyip okuyorsa ben mutlu olurum. Bir gazete için de yazarlarının okunması getridir diye düşünürüm.

Ne yazık ki eleştiriye açık bir toplum değiliz. 'Beni eleştirme de kimi eleştirirsen eleştir' anlayışı taşır çoğumuz. Bu nedenle en ufak bir eleştiri karşısında hemen savunmaya geçer, kendi haklılığımızı kanıtlamaya çalışırız. Bunu yaparken de çoğu zaman kırıcı oluruz.

Eleştiri; kasıtlı, iftira, kırıcı, uydurma olmadığı sürece iyidir. Eleştiri olmadan yanlışlar düzeltilemez. İnsan, eleştiriye önce kendinden başlamalıdır. Buna özeleştiri diyoruz. Özeleştiri, her zaman iyidir. İnsanı doğruya götürür. Özeleştiri, başkalarının eleştirmesinden daha değerlidir. İnsan, kendi hatasını görüp hatasından dönebiliyorsa erdemlidir. Yanlışta direnmek çözüm getirmez.

Bu köşede yazdığım yazıların hepsinde haklı olduğumu düşünürüm ama iddia edemem. Hatasız insan yoktur. Benim de yanlışlarım vardır. Yazdıklarım benim doğrularımdır. Yanlışlarım varsa her zaman eleştiriye açığım. Eleştirenin kimliğine bakmam. Söylediklerinin doğru olup olmadığına bakarım. Doğruysa yanlışımdan döner doğruyu ararım. Yanlışımı gösteren beni mutlu eder.

Ne demiş atalarımız: İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır. Birbirimizi eleştire eleştire doğruyu buluruz. Yeter ki samimi olalım, kırıcı olmayalım, birbirimize iftira atmayalım.

Hasbelkader ben bu köşede yazıyorsam bu, bana başkalarına iftira etme hakkı, aşağılama hakkı, küçük düşürme hakkı, yalan yazma hakkı vermez. Tetikçi olma hakkı hiç vermez. Yazdıklarımdan her zaman sorumlu olduğumun bilincindeyim. Çuvaldızı kendime, iğneyi başkalarına düşünürüm.

Bu köşede yazdığım bütün yazılardan kişisel çıkar peşinde de değilim. Bir kişi de olsa topluma yararlı olabilirsem sevinirim.

'Bu kubbede baki kalan hoş bir sada imiş.'

Arkamızda hoş bir sada bırakabilirsek ne mutlu bize.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Bakmadan Geçme